25.02.2020
Milletvekili Cemal Öztürk’ün “TMO’nun FKB’ye Fındık Vermesine Olumlu Bakıyorum” şeklindeki demeci basında yer aldı. Hatırlarsanız geçen yıllarda da TMO’nun FKB’ye fındık vermesi sağlanmıştı. Tabi FKB bu fındıkların ne kadarını aldı, ne kadarını işledi, ne kadarını iç piyasaya sattı, ne kadarını ihraç etti; bu konularda bilgi sahibi değiliz! FKB şeffaflık gereği bunları açıklasa da kamuoyunu bilgilendirse keşke… Böylece sayın milletvekilinin sözkonusu satışa olumlu bakmasına neden olan başarıları bizler de görme şansına kavuşmuş oluruz.
Öte yandan madalyonun bir de diğer yüzü var. Aslında TMO depolarında bekleyen fındığın ihracata kanalize edilmesinin öncelikli olması tartışma götürmeyecek bir gerçektir. Dolayısıyla günümüz şartlarında ihracat taleplerini karşılayacak fındık arzı da olmadığı göz önünde bulundurulursa, sektör içerisindeki herhangi bir aktörden farkı olmayan FKB değil malın ihracı ön planda tutulmalı ve kooperatif olması FKB’ye ayrıcalık getirmemelidir. TMO fındığı hangi şartlarla satacaksa, FKB de diğer firmalarla eşit olarak ihaleye girip fındık almalıdır. Aksi, yani diğer fındık ihracatçısı ve sanayicilerden daha iyi şartlarla FKB’ye fındık verilmesi, her anlamda haksız rekabet yaratmak anlamına gelmektedir. Halbuki FKB kayrılmamalı, hem kendi ürettiği ürünler hem de hammadde olarak ürünlerinde fındık kullanan (çikolata, gofret gibi) yerli sanayicilerimizin avantajlı tedarikçisi olma şansı sunularak, sektördeki diğer tüm şirketlere karşı haksız rekabet objesi haline gelmesine izin verilmemeli, diğer şirketlerin göreceği zarar göz önünde bulundurulmalıdır. Kaldı ki kooperatif olmasını pozitif bir ayrımcılık nedeni olarak kullanmak isteyen FKB ve destekçileri, FKB’nin üyelerine hangi faydaları sağlayabildiklerini açıklamalı ve 250.000 üyesi varken neden üyelerinin kooperatiflerine yeterince ürün vermedikleri (!) ve devletin elindeki fındığa muhtaç kaldıkları konusunda kamuoyunu bilgilendirmelilerdir.