Daha önceki yazılarımızda özellikle vurguladık. Hükümetin aldığı kararlar sahada mutlaka denetlenmeli. Gözlemlediğimiz o ki mağduriyetler oldukça fazla. O nedenle ki illerin valileri, belediye başkanları, esnaf odaları başkanları, ticaret ve sanayi odası başkanları, OSB yöneticileri bizzat iş dünyası temsilcilerini ziyaret ederek denetim yapmalı. Esnafın ve iş insanlarının anlattıklarından hareketle eksiklikler bizzat hükümete ve devlet yetkililerine ulaştırmalıdırlar.

Hükümet, konut, otomobil ve turizm sektörlerinin yanı sıra sosyal hayatı desteklemeyi de kapsayan yeni bir ekonomik paket açıkladı. Zaten, piyasalar canlansın diye bugüne kadar 25’e yakın paket açıklanmıştı. İçeriği her ne kadar borçlanma olsa da daha ekonomiye ivme kazandırmak için oldukça düşük faiz oranları ile oluşturulan pakette yine kamu bankaları başı çekti. İş insanları ve küçük esnafın özel bankalarla ilgili şikâyetleri ise devam ediyor. Toplumun geniş bir kesimi diğer ülke vatandaşlarına yapılan gibi “hibe” beklentisine cevap alamazken, borç parayı da vatandaşına ulaştıramayan ülke konumuna düşülmemeli. Bu yüzden yerinde denetimin altını bir kere daha çizmek gereğini duyuyorum.

Salgın öncesi günlere dönecek olursak; zaten son üç yıldır ülke ekonomisi krizlerle uğraşırken korona virüs geldi. 2019 yılı büyüme açısından zaten kayıp yıl olarak tarihe geçti. 2020 yılı da korona virüs yüzünden yine kayıp bir yıl olarak tarihe geçecek. Her ne kadar 2019 yılının son çeyreğinde toparlanmaya başlamış olsa da ülke ekonomisinde korona virüsten kaynaklı karamsarlık hâkim olmaya başladı. İşletmelerde ciddi anlamda yeni bir kriz kapıda bekliyor. Bu nedenle iş dünyasına, kobilere, esnafa ve vatandaşa nakit akışı sağlanmalı, borçlar en azından bir yıla yayılarak yapılandırılmalı.