18.04.2025

Geçtiğimiz günlerde ülkemizin dört bir yanında etkili olan zirai don, başta fındık ve kayısı olmak üzere birçok tarım ürününü tehdit etti. TOBB ve TMO’nun yaptığı açıklamalar da durumun ciddiyetini ortaya koydu.
36 ilde etkili olan don olayının sonuçlarını önümüzdeki 15 gün içinde çok daha net göreceğiz. Şu an için zarar kısmi diyen de var, büyük kayıplar yaşandığını söyleyen de... Ancak elimizde sağlıklı veri olmadan alınacak hiçbir karar tam anlamıyla isabetli olmayacaktır.
Bu noktada, tarım ürünlerinde “gerçek bir röntgen”e ihtiyaç olduğu açık. Hangi bölgelerde, hangi ürün ne ölçüde zarar gördü, TARSİM sigortası kapsamı ne kadar yeterli oldu, üreticiler ne ölçüde korundu – bu sorulara cevap verecek bilimsel ve saha temelli bir inceleme şart. Zira sadece üretici değil, ihracatçı da, tüketici de bu zincirin bir parçası. Üretim düşerse, ihracat azalır; fiyatlar artar, tedarik zinciri bozulur.
TARSİM sigortalarının bu gibi afetler karşısında üretici için ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ancak hâlâ sigorta kapsamı dışında kalan üretici oranı da dikkat çekici seviyede. Bu noktada üreticinin bilinçlendirilmesi kadar devletin yönlendirici ve destekleyici tedbirler alması da büyük önem taşıyor.
Önerimiz şudur: İvedilikle bir araştırma komisyonu kurularak bilgi kirliliği son bulmalı bölgesel bazda zararın boyutları tespit edilmeli; üreticilerle, tarım il müdürlükleriyle, ziraat odalarıyla, TARSİM yetkilileriyle koordineli bir veri havuzu oluşturulmalıdır. Bu hem kısa vadede üreticiye doğru desteğin verilmesini, hem de orta-uzun vadede tarım politikalarının yeniden şekillenmesini sağlar.
Tarım, sadece kırsaldaki üreticinin değil, tüm ülkenin meselesidir. Bugün alınacak yapıcı önlemler, yarının gıda güvenliği, ihracat kapasitesi ve ekonomik istikrarı için atılmış en doğru adımlar olacaktır.
Temennimiz odur ki; ne üretici, ne ihracatçı, ne de ülke ekonomisi bu afetten kalıcı zarar görmesin.
HAFTANIN SÖZÜ
"Zirveye çıkanlar hep çalışkandır ama orada kalanlar fark yaratandır "