750 bin hektar gibi bahçe büyüklüğüne sahip olduğumuz bu “Altın Sarısı” üründe, bu yıl üretim aşağıya, dolayısıyla arz-talep dengesinin bozulmasıyla da fiyatlar yukarıya doğru seyr-ü sefer eylemeye devam ediyor.

Dünya ikliminde yaşanan değişmeleri dikkate almadan, kışın “don vurdu”, yazın “güneş kuruttu” diyerek çözümüne çarelerin bulunduğu şartları bahane edip, kılımızı kıpırdatmadık.

Daha doğrusu kıpırdatmayanların sebep olduğu bir zaman dilimi içine daldık durduk.

Ne bir türlü eskimeyen donu çıkarıp bir kenara koyabildik (!), ya da koymadık! Ne güneşte harareti artan ağaçlara iki damlı su vermeyi akıl eyleyebildik!

*

Sonuç ortada…

750 bin hektarlık bahçelerin dönümünden 60 kilo fındık alınmasında tüm suçu, “iklim şartları”na yükleyip, ben diyeyim “kendi yükümüzü” sis söyleyin “suçumuzu”  hava şartlarına yıkıp, bahaneleri hafifletmek için aldık sazı ele, başladık söze…

Bilmeyenler için de, rahmetli Uğur Mumcu dediği; “Bilgisi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar”, fındıkla yatıp kalkan dostum Sebahattin Arslantürk’ün dediği ise: “Herbologlar!”

*

Devleti Aliyye’nin oluşturduğu Rekolte Tahmin Komisyonu toplam 430 bin tonluk, yani dönüm başına ortalama yaklaşık 60 kiloluk bir rekolte tespit ettiği 2025 ürünü fındığı, daha önce ifade ettiğim gibi Trabzon’un Yomra ilçesinin İkisu mahallesindeki Ömer Ustamömeroğlu, “Ben 250 kilo ürettim” dedi. Karakaya Mahallesinde Adnan Kılıç, “Ben de 200 kiloya yaklaştım” diye ilave etti.

*

Bunları yazdık, kamuoyu ile paylaştık.

Paylaşınca, arayanlar oldu.

Önceki gün babasının Arsin Işıklı Mahallesindeki 4 dönüm bahçesinde vakit geçirmek için iyi tarım uygulamaları yapmaya çalışan genç arkadaşım Ümit Bayramoğlu, “Abi ben dönümde 150 kilogram sivri fındık aldım” diye telefon etti.

Ama birisi öyle bir rakamı içeren not gönderdi ki, adeta “yok yılını, rekor yılı” haline getirmişti!

*

Adı ve sanı ile Mustafa Şahin…

Fındık ile haşır neşir olan herkesin, hele hele üretim üzerine kelâm eyleyenlerin tümünün bildiği, (hadi diyelim bilmesi gerektiği) Mustafa Şahin’den söz ediyorum.

Kimdir? Nedir? Fındık söz konusu olduğunda ne yapar?

Bunları sıralamaya, O’nu anlatmaya kalksak sayfalar yetmez.

Yetmeyeceğini de yaşadığım ve yazdığım için biliyorum.

20 yıl önce bile Ulusal Fındık Konseyi’nin yayın organı gazetenin 2 sayfası yetmemişti.

Neyse, Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi, “Bilenler bilmeyenlere anlatsıın!” diyerek geçiştirelim.

Bilmeyenlerde günümüzün teknolojisini kullanarak “Fındık ve Mustafa Şahin” yazıp Hazreti Google’den destek alsınlar.

Biz de dönelim yoklar yılında varlar yaratanların en başındaki Mustafa Şahin’in rekoruna:

“Ben dönümden 405 kilo fındık aldım.”

Ne yaptı?

Nasıl aldı?

Anlatmayacağım. 

Öğrenmek isteyenler için Mustafa Şahin orada! Giresun’un Keşap ilçesinde.

Ama Mustafa Şahin’e gidecekler için bir öneride bulunayım.

O’nun tavsiyelerine uymayacaksanız yanına hiç ama hiç gitmeyin!

Çünkü O, fındık için yapılmasını istediklerini bir annenin çocuğu için icra etmesi gerekenler gibi görür.

 Yani, “Dinlerim ama, yine de fındığın yanına gitmem, dondan korumam, kurakta sulamam” zihniyetine hizmet edeceksiniz, hiç kılınızı kıpırdatmayın!

Başınıza iş alırsınız!

*

O ki kılı kıpırdatmamaktan söz ettik, kıpırdatanlar ile kıpırdatmayanlar arasındaki farkı da Trabzon’un iki ilçesindeki örnek ile ortaya koyup, bu rekolte işini de artık yazmaya son verelim.

Trabzon’da en fazla fındık bahçesi 95 bin dekar ile Ortahisar’da var. Bu yılki rekoltesi 4 bin 347 ton olarak tahmin edilmiş.

Peki! Tarımı iyi bilenlerin olduğu Akçaabat’ta bahçe büyüklüğü 91 bin dekar. Ama tahmin edilen rekoltesi 5 bin 80 ton.

Yani Ortahisar’dan az bahçede, ondan daha fazla fındık üretmiş.

Birçok sebebi var.

Ama en baştaki sebebini söyleyip, konuyu kapatalım.

*

Akçaabat’ta müthiş çalışan bir Ziraat Odası var. Başkanı da Mustafa Hikmet Eyüpoğlu.

Müthiş çalışan bir ekibi var.

Bahçesine girip çalışan müthiş bir de üretici sayısı var.

Yeter mi?

Yeter!

Anlayana sivrisinek saz…

Rakamlar ortada.

Fazla söze de gerek yok!

Çünkü ister istemez insanın aklına, medyada fındık için konuşanlar ile, ekranlarda siyaset için söz edenlerin hatırlattığı “Fazla söz yalansız, fazla mal haramsız olmaz” sözü gelir ki, asla o cenahta yer almamak lazım.

Hele hele İslamiyet’in en büyük haram kıldığı “Yalan” söz konusu ise!