23.12.2022
Asgari ücret, tespit komisyonunu oluşturan masanın üyelerinden birinin eksik olmasına rağmen önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 8 bin 506 lira olarak açılandı.
Çalışanların temsilcisi üyelerden Türk-İş'in Genel Başkanı Ergün Atalay, Komisyonun son toplantısının ardından, ''TÜRK-İŞ'in resmi teklifi 9 bin lira. Verirlerse imza atarız, vermezlerse o meselenin içinde bulunmayız." Şeklinde açıklama yapmıştı biliyorsunuz.
Buna karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırtında küfe olmayanlar atıyorlar.'' demişti.
Erdoğan önceki gün de, masanın bir tarafında Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, bir tarafında da Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Özgür Burak Akkol'u oturtarak, 2023 yılında uygulanacak asgari ücreti 8 bin 506 lira olarak açılamıştı.
Açıklamaya göre, Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle yüzde 54 oranında artışın gözlendiği asgari ücret, Ocak ayından bu yana da yüzde 100 oranında artmış oldu.
Asgari ücret yeterli mi?
Bu sorunun cevabı, konuya nerden ve hangi açıdan baktığınıza göre değişir elbette.
Asgari ücret, büyük işletmelerde yeterli ve makul görünürken, şehrimden uzakta olmama rağmen ulaşabildiğim küçük işletmeler ve esnaf kesimi ''Bunu nasıl ödeyeceğiz'' şeklinde düşünmeye başlamış gibiler.
İşçi kesimi ise yetersiz buluyor elbette.
Bu mevzuda da, bardağın dolu tarafıyla boş tarafı gibi bir durum var yani.
Bardağa hangi taraftan bakarsanız, yeterli veya yetersiz olduğuna dair cevap da değişiyor haliyle.
Asgari ücretlilerin bu durumu değerlendirmelerini merak ediyor olabilirsiniz.
15 gündür İstanbul’dayım malumunuz.
Asgari ücret veya biraz üzerinde ücret alan birine ki, ülkemizde bu ücretlerle çalışanların 10 milyon dolayında oldukları biliniyor. Orta halli bir ailenin yaşayabileceği evlerin kiralar 5 bin ila, 15 bin lira aralığında değişirken, asgari ücret alan birine 8 bin 506 liralının geçinmenin yeterli olup olmadığını sorma cesaretini kendimde bulamadım haliyle.
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin'e göre asgari yeterliyiymiş ama.
Bakan Bey hatta tivitterden yaptığı paylaşımda, 8 bin 506 liralık asgari ücreti, ''Cumhuriyet tarihinin en yüksek asgari ücreti’’ olarak değerlendirilmiş.
Gerçi Bakan Bey, Cumhuriyet tarihini 2002 ila 2022 aralığında bir değerlendirmeye tabi tutmuş ama Baban Bey, varsın sadece kendi devri iktidarlarını değerlendirmekle yetinmiş olsun
Ve fakat.
Bu değerlendirme bile bardağa ne tarafından baktığınla ilgili bir durum gibi olmuş aslında.
Asgari ücretteki artışlara oransal olarak baktığımızda en yüksek artışlardan biri yüzde 68'le 1998 yılında olmuş.
98'de enflasyonun yüzde 70,45 olduğunu düşünecek olursak, TÜİK'e rağmen bile yüzde 85'i aşmış görünen enflasyonla, asgari ücrette bir yılda yaşanan yüzde yüzlük artışı ''Cumhuriyet tarihinin rekoru'' olarak değerlendirmek ne kadar doğru, bunun kararını da siz verin.
Bu arada ENAG'ın veya İTO'nun enflasyon değerlendirmelerini buraya hiç yazmayacağım.
Geçen yıl bu zamanlar, KKM operasyonuyla 11.66 Tl. olan dolar kuru, yazının hazırlandığı sıralarda KKM operasyonuna ve bunun için ödenen bedele rağmen bile 18.68 liradan işlem görüyordu.
An itibariyle Samsun piyasalarında gram altın bin 100, çeyrek altın bin 850 liraydı.
Çalışma Bakanı'nın ''Cumhuriyet tarihinin en yüksek asgari ücreti'' olarak değerlendirdiği bu yılın asgari ücretinin günümüzdeki dolar cinsinden karşılığı olan 455 dolarla dört buçuk çeyrek altın alınabilirken, AK Parti'nin iktidardaki ilk yılını doldurduğu 2003 yılındaki 225 liralık asgari ücretle 6, hatta yediye yakın (6.81) çeyrek altın alınabiliyormuş.
Sendikaların, ''Çalışanların alım gücü eridi'' demeleri boşuna değil sanki.
Bu durumda, günümüzde 8 bin 506 liraya ulaşan asgari ücretin döviz cinsinden karşılığı 455 dolara yükselince sevinmeli miyiz, yoksa ''Paramızın değeri ne kadar düşmüş'' diye üzülmeli miyiz bilemedim.