bunun da Belediye binası ile Atakum Kaymakamlığı arasında kalan arazinin meydan olarak düzenlenebileceğini söyledi.

Arif Katar’dan sonra Metin Burma da arayarak benzer bir iddiada bulundu.

Ve fakat...
Arif Katar, meydan için önerdikleri arazi üzerinde Büyükşehir Belediyesi mülkiyetine geçen iki bina bulunduğunu; ancak Büyükşehir’in borçları nedeniyle bu iki binanın Ziraat Bankası’na devredilmek üzere olduğuna dikkati çekti.

Sahi, bu kaçıncı Samsun halkının mülkü olan taşınmazın, belediyelerin borçları nedeniyle banka veya başka kuruluşlara devredilme durumu?

Belediye başkanları, bu tür devir işlemleri için parmak çoğunluğunu ellerinde bulundurdukları belediye meclislerinden yetki alıyorlar.
Bunu da kendilerine verilmiş bir hak olarak görüyorlar.

Ve fakat...
Halkın malını satarken ya da batık durumdaki belediyeyi kurtarmak adına bankalara devrederken halka sormuyorlar.

Büyükşehir Belediye Başkanı, Atakum’daki o iki binayı bankaya devredeceğini Atakum halkına sorsa mesela, alacağı cevap ne olurdu?
Atakumlular “Sat” der miydi acaba?
Hiç sanmam.

Büyükşehir Belediyesi’nin bu duruma düşmesinde doğrudan Başkan Halit Doğan’ı suçlayamam elbette.
Atakumluların da içinde bulunduğu Samsun halkı, “Şehremini” olarak ona yetki verdi.
Ancak Samsunluların, şehri ve şehrin varlıklarını Halit Doğan’a emanet ederken “Sat, kurtul” dediklerini hiç sanmıyorum.

Bu nedenle Halit Doğan’ın, bu tür kararları verirken daha hassas olmasını beklerim.

Ve fakat...
Başkan Halit Doğan, bu tür kararları verebilmek için daha geçenlerde Büyükşehir Meclisi’nden yetki istedi, biliyorsunuz.

Atakum’a meydan gerektiğini sanırım herkesten çok Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan da biliyor olmalı.
Ki; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, Atakum’a meydan kazandırmak için Metin Burma ve Arif Katar tarafından önerilen o alanın son şans olduğunu da biliyor olmalı.

Başkan Doğan’ın, belediyeyi borç batağından kurtarmaya çalışırken Atakum’un meydan için son şans olarak görülen o alanını feda etmeyeceğine inanmak istiyorum.

Yanılmam inşallah.