1.03.2024
Bugün günlerden 1 Mart. Merak etmeyin. Son anda büyük bir beladan kurtulduğumuz o tezkereden söz etmeyeceğim. O günler geride kaldı.
Bir gurup AK Parti'li ve CHP'li vatansever milletvekili bizi bir beladan kurtarmışlardı ama bugün günlerden 1 Mart olsa da tezkereye dair yazmayacağım.
Seçim kapıya dayandı biliyorsunuz.
Ülkem ay sonunda bir seçime daha gidiyor.
1 Nisan sabahı, muhtarlıklarımızda, belediye meclislerinde ve dahi başkanlık makamlarında oturacak yerel yöneticilerimizi seçeceğiz.
Kimileri yeniden seçilecek belki ama birçok yeni ismi yönetim katlarında görme ihtimalimiz de var.
Seçim yerel belki ama etkisi çok daha farklı olacak gibi.
Bu seçim sadece muhtarlar, meclis üyeleri ve belediye başkanlarını seçmekten ibaret olmayabilir yani onu söylemek istiyorum.
Ve fakat.
Bu seçimde ben en çok, sayıları 16 milyonu bulan emeklilerin tavrını merak ediyorum.
Emekliler, açlık sınırının altında yaşamak gibi bir durumu ''Kaderimiz böyle imiş'' diyerek, tepkisiz mi kalacaklar, yoksa hükümeti uyarmayı mı seçecekler.
Ki;
Türk-İş, Şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı.
Buna göre Şubat'ta açlık sınırı 16 bin 257,18 TL, yoksulluk sınırı ise 52 bin 954,98 TL oldu.
En düşük emekli maaşı 7 bin 500 liradan 10 bin liraya yükseltilmişti biliyorsunuz ama daha sonra yapılan iki farklı zamma rağmen en düşük emekli maaşı yine 10 bin lirada kalmıştı.
Emekli dul ve yetimler 10 bin lira bile alamıyorlar.
Emekliler bayram ikramiyesinde de hayal kırıklığı yaşadılar.
İkramiyenin en az 5 bin lira olmasını bekleyen emekliler, bu bayramda da 3 bin lira ile yetinmek zorunda kalacaklar.
Muhalefet, emekli maaşlarına da memur maaşlarına yapıldığı gibi seyyanen zam yapılmasını ve bu nedenle emekli maaşlarının asgari ücretin üzerinde olması gerektiğini iddia ediyor.
Buna karşın Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada, "Birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira 10 bin lira ekleyelim diyerek emeklileri tahrik ediyor. 16 milyon emeklimiz var. 7 bin lira eklemek demek bütçeden 1,4 trilyon lira eklemek demek" dedi ve 16 milyon emeklinin hayalleri suya düşmüş oldu.
Cumhurbaşkanı bir anlam da, ''Kemerleri biraz daha sıkın'' dedi yani.
Bu satırların yazarı fakir de bir emekli olarak, 21 yıl kadar önceki emekli maaşı, asgari ücretin iki katından fazla iken, şimdi asgari ücretin çok altında kalmış maaşına seyyanen zam isterken, ''Maaşıma zam istersem, ülkemin ekonomik sorun yaşamasına sebep olur muyum'' diye bir düşünceye kapılacak ve dizini kırıp oturacak.
Haline şükretmeye devam edecek.
Seçimlere gidilirken maaşımın en azından asgari ücret seviyesine yükseltileceğini beklerken, şimdilik avucumu yalamak gibi bir durumla karşı karşıya kalmanın hayal kırıklığı ile canım fena halde sıkılmış olsa da, maaşıma yapılacak iyileştirmeden feragat edeceğim ve Cumhurbaşkanı tarafından ülkemin ekonomin ekonomisin düzeltilmesine katkı vermek gibi bir misyonun sırtıma yüklenmesinin onurunu kabulleneceğim.
Aksi durum fena halde can sıkar zira.
Açlık sınırı 16 bin 257,18 lira, yoksulluk sınırı 52 bin 954,98 lira olmuş.
Ne gam.
Bir tarafta hayal kırıklığı, bir tarafta ülkemin ekonomisine katkı vermenin huzuru!
Düşüncesi bile güzel.
Hak edişlerine bu yıl için yüzde 180 zam yapılan ve ayrıca vergi borçları silinen müteahhitler, böylesi bir onurdan mahrum kaldıkları için düşürüldükleri duruma üzülüp, kahrolsunlar.
Daha başka ne diyeyim.