Ağustos ayında yıllık enflasyon yüzde 51,97 seviyesine gerilerken, aylık bazda fiyat artışları ise 2.47 olarak ölçüldü.

TÜİK'e göre elbette.

Ve fakat.

Bağımsız enflasyon araştırma gurubu ENAG'a göre ise yıllık enflasyon yüzde 90,35 olarak gerçekleşti.

Enflasyon denilen olguyu siz nasıl hissediyorsunuz bilmem ancak, ENAG'ın yüzde 90,35 olarak açıkladığı enflasyona karşın, TÜİK'in yaklaşık yüzde 52 oranındaki enflasyona göre bile fiyatlardaki artış durmamış.

Artış hızı biraz olsun hız kesmiş yani.

O kadar.

TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerindeki hızlı gerileme sanırım Aralık ayı sonuna kadar sürecek.

Kamu çalışanlarının yanı sıra, emekli, dul ve yetim maaşlarıyla asgari ücrete yapılacak zam oranları açıklandığı güne kadar yani.

Keşke enflasyon daima sıfır olarak açıklansa!

Fiyatlar hiç artmasa yani.

Cebimizdeki para değerini hep korusa keşke!

Oysa enflasyon denilen bela, biz hiç harcamasak bile cebimizdeki paranın erimesine sebep oluyor.

Şöyle yani.

Bir yıl önceki Ağustos ayında cüzdanımıza koyduğumuz ve bu yıl kadar sakladığımız 100 liranın alım gücü, bu yılın Ağustos ayı itibariyle 48,03 liraya düşmüş.

Bir başka deyişle cebimizdeki paranın 51 lira 97 kuruşu laşmış.

Allah selamet versin Babam, çocukların beslenmesi için uygun olmayan bir yiyeceğin tüketilmesini istemediğinde, ''Deve yedi'' diyerek bizi kandırır ve o sağlıksız gıdayı bir şekilde yok ederdi.

Onun gibi yani.

Bir yıl önce cüzdanımızdaki yüz liranın yarısı buharlaşırken, bunun nasıl olduğunu anlayamadığımız gibi.

Enflasyon cebimizdeki parayı 'deve' yapıyor ve biz bunun nasıl olduğunu fark edemiyoruz.

Aylıklarımıza yapılacak zam oranı açıklandığı gün, bir an için bunun ayırtına varıyoruz belki ama o zaman da, atı alan Üsküdar'ı geçmiş oluyor.

Hayırlı günler...