Cumhurbaşkanı son kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, maaş zamlarıyla ilgili net bir oran vermese de,   Memur ve emekli maaş artışlarını da, asgari ücreti belirlerken gözettikleri yöntemler uyarınca düzenleneceğini söylemişti.

Memur ve emekliler bu açıklama doğrultusunda bir zam oranı bekliyorlar ki, o beklenti yüzde 50'nin üzerinde bir artış demektir.

Kamu çalışanlarının temsilcisi olan Memur Sen de bu türden bir beklentiyi dile getiriyor zaten.

Ve fakat.

Maaş zamlarının belirlenmesinde göz önünde tutulacak kriter enflasyon rakamları olacaktır.

Ki;

Kasım ayı enflasyonu yüzde 84 olarak açıklanmıştı biliyorsunuz ama Aralık ayı enflasyonu ne kadar olacak onu bilmiyoruz.

Hükümet, çalışanlarını enflasyon karşısında ezdirmeyecektir. ancak TÜİK'in enflasyon açıklamalarıyla çarşı pazardaki fiyat artışları bir biriyle örtüşmüyor bir türlü.

Asgari ücret açıklandığında da yazdım.

AK Parti'nin ilk yılındaki asgari ücretle yaklaşık 7 küçük altın alınabiliyormuş.

Ocak ayından itibaren uygulanacak asgari ücretle sadece 4,5 küçük altın alınabiliyor.

Altının yatırım aracı olduğu, bu nedenle alım gücünün azalmasıyla ilişkilendirilmesini doğru bulmayanlar olabilir ancak, temel gıda maddelerinin hangisi bir 2021 Aralık ayına göre en az bir kat artmış değil.

Domates 5 liraydı.

Şimdi 15 lira dolayında.

Hıyar bile 10-15 liradan satılıyor.

Önceki akşam eve gelirken karım patates istedi,. iki kilo 185 gram patatese 32,5 lira ödedim.

Geçen sene patatesi 5 liradan almayanı dövüyorlardı.

Şarküterilerde geçen yıla kadar 35-50 liradan satılan peynirin fiyatı türüne göre 80 lira ile 200 lira arasında değişiyor şimdilerde.

Soframıza gelen bütün ürünler fiyatını en az bir kere katlamış yani.

Bu durumda altı ay için uygulanacak memur ve emekli maaşlarının artışı yüzde 50’nin altında olmamalıdır diye düşünüyorum.

Hükümet, memur sendikalarıyla zam konusunu görüşecek mi bilmiyorum, zira toplu sözleşme görüşmelerinin bönümüzdeki yılın Ağustos ayında başlayacağını biliyorum ama.

Diyeceksiniz ki, ''pazarlık yapılsa ne olur?''

Sendikaların, işverenle ki, işveren kamu kurumlarıdır, yani bir anlamda hükümettir.

Hükümetle yakınlığı bilinen Memur Sen'in, hükümetle pazarlığı memurlar adına ne kadar başarılı olabilir onu da bilemedim doğrusu.

Her şeyle birlikte sendikaların pazarlık anlayışları da değişti yani.

Grev hakkı olmadan yapılan pazarlıktan ne beklenirse, o olacaktır aslında.

Türk-İş mesela, kamu yöneticileriyle DİSK gibi pazarlık yapabilir mi sizce.

Asgari ücret görüşmelerinde kendilerinin belirlediği yoksulluk ısınırının altında önerdikleri 9 bin lirayı teklif eden Türk-İş, masadan kalkmakla övünüyor ya şimdi.

Türk-İş Başkanı, oysa geçen yıl, hükümet ne önerdiyse onu kabul etmiş, bunu yanındakilere söylerken sarf ettiği sözleri de, açık unutulan mikrofonlar aracılıyla Türk halkı işitmişti.

Memur sendikaları daha farklı bir tavır sergilerler mi bilmiyorum.

Umarım sonuç herkes için hayırlı olur.

Başka bir şey diyemeyeceğim.