28.01.2025
Samsunlu mübadiller, Lozan antlaşmasının bir gereği olarak 1924 mübadelesi sonucu oluşan büyük göçün 102 yıldönümünde, Samsun'daki Tütün iskelesinin olduğu yerde denize çiçek bıraktılar.
Ki;
Tütün iskelesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşını başlatmak üzere 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarken karaya ilk ayak bastığı yer olarak bilinmesinin yanı sıra, mübadilleri taşıyan Gülcemal vapurunun da karaya yanaştığı iskele olarak bilinir.
Mübadele, zorlu koşullarda gerçekleşmiş büyük bir göç hareketidir.
Dedeleri ve nineleri, Selanik yakınlarındaki Sarışaban ilçesinin Çayleyik Köyünden samsun'un Aşağıçinik köyündeki Çayleyik mahallesine yerleştirilmiş bir mübadil torunu olarak, o günleri yaşamış aile büyüklerinden dinlediğim kadarıyla, mübadele ile başlayan büyük göç hareketi, Selanik Limanından samsun limanına deniz yoluyla gerçekleşen bir yolculuk hikayesinden çok daha fazla anlam taşır aslında.
Mübadiller, vatan bildiği topraklarından koparılmanın acısının yanı sıra, göç sırasında da verdikleri kayıplar nedeniyle büyük acılar yaşamışlar.
Ki;
Türk Milleti Selanik'in de aralarına bulunduğu Balkan topraklarının kaybına çok üzülür.
Milet olarak, Balkan topraklarının kaybıına üzüldüğümüz gibi Mekke ve Medine'nin de aralarında bulunduğu Arap Yarımadası ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki topraklarımızın da elimizden çıkmış olmasına çok üzülürüz.
Yüz yılı aşkın süredir bu toprakların kaybı nedeniyle üzüntüden öte hala gözyaşı da dökeriz.
Çünkü kutsal bildiğimiz bu toprakların, oralarda şehit düşen Mehmetçiğimizin kanıyla sulandığını da biliriz.
Milletimizin Mekke ve Medine'ye duydukları sevgi, o toprakları kutsal bilmesiyle ilgiliyse, Selanik gibi Balkan topraklarına bağlılığı ise, oraları vatan toprağı olarak kabul ettiği içindir.
Ki;
Mübadillere ''Evladı Fatihan'' denme nedeni de bu olsa gerek.
Bunun yanı sıra, Mustafa Kemal Atatürk de, mübadilleri, kaybedilen vatan topraklarının kutsal emanetleri olarak gördüğünü söylemişti.
Samsun Mübadele Derneği tarafından, Lozan Mübadilleri Vakfı ile ortaklaşa düzenlenen denize çiçek bırakma töreninde konuşan Dernek Başkan Yardımcısı Caner Akınözel, göçlerin insanlık tarihinde derin yaralar bıraktığın, bu nedenle, Suriyeli sığınmacıların yaşadığı acı ve dramı anlayabildiklerini dile getirirmiş.
Akınözel konuşmasında ayrıca, "İnsanlığın her zamankinden daha fazla barışa ihtiyacı olduğu bu dönemde, Selanik kökenli yurttaşlarımıza yönelik ötekileştirici bir dilin sosyal medyada yaygınlaşmasını derin bir üzüntüyle izliyoruz" ifadelerini de kullanmış.
Ki;
Suriyeli sığınmacılar ile Balkan Trükleri’nin göçe zorlanma durumunu aynı kefede değerlendirme yanlışında bulunan çok sayıda insan var.
İki göç olayı bir birinden çok farklıdır oysa.
Suriyeli ve Iraklı sığınmacılar, ülkelerinde çıkan bir içsavaşın kurbanlarıdır.
Topraklarını düşman işgali nedeniyle terke etmiş değildirler yani.
Oysa Selanik gibi Balkan'lardaki birçok Türk toprağı düşman işgaline uğramış ama Türkler, Yunanistan ve Türkiye asında imzalanan mübadele antlaşmasına kadar vatan bildikleri toprakları asla terk etmediler.
Balkanlarda hala medeniyetimizin izi sürüyorken, Irak'ta, Suriye'de ve dahi Arap Yarımadasında izlerimiz silinmişti.
Mekke ve Medine inancımızın kutsal mekanları olmaya davam edecek elbette ancak, vatan toprağı olarak bildiğimiz Selanik'in kaybı, sonsuza değin yüreğimizde bir sızı olarak kalacaktır.
* * *
SAMSUN BİR GÜZEL AĞABEYİ DAHA YİTİRDİ
Cumartesi günü Erdoğan Gümüşel'i sonsuzluğa uğurladık.
Erdoğan Gümüşel, mesleğe başladığım 70'li yıllarda tanıdığım ama daha sonra sevgisine ve dostluğuna mazhar olduğum bir güzel inandı.
Ben 45 yıla yakın bir dostu, Samsun bir güzel Ağabeyini yitirdi.
Bir güzel insandı Erdoğan Gümüşel.
Erdoğan Gümüşel de, daha önce o beyaz atlara binip gidenlerden oldu.
Uğurlar ola güzel Ağbeyim.
Huzur içinde uyu.
Yattığın yer incitmesin