13.05.2025

PKK'nın fesih kararı ve düşündürdükleri

Türkiye günlerdir, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrının ardından, terör örgütünün feshine dair bir kararın açıklanacağı habere kilitlenmişi.

Bu haberi ''Müjde bekliyoruz'' başlığıyla duyuranlar bile vardı.

Haber nihayet dün sabah saatlerinde geldi.

Terör örgütünden yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihindeki çağrısıyla başlayan sürecin sonunda, 5-7 Mayıs tarihleri arasında toplanan kongrenin tamamlandığı ve PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alınarak, PKK adıyla yürütülen çalışmaların sonlandırıldığı duyuruldu.

Süreç aslında geçen yıl TBMM'nin 1 Ekim'deki yasama döneminin açılışı sırasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM gurubuna giderek tokalaşmasıyla başladı.

Bahçeli, tokalaşmayı partisinin gurup toplantısında bir adım daha ileriye taşıyarak, teröristbaşını TBMM'deki DEM gurubunda konuşup, örgütünün feshini duyurmaya çağırdı.

Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Bahçeli'ye destek açıklamasıyla yürüyen sürece ''Terörsüz Türkiye'' tanımlaması yapıldı.

Ki;

Bu mübarek toprakların terörden arındırılmasını, terörün sonlandırılmasını, yani Terörsüz Türkiye’yi kim istemez.

Bu nedenle belki de,  DEM heyetinin İmralı temaslarının ardından Öcalan'ın, örgütünün kongresini toplayarak fesih kararı almasına dönük çağrısının soncunu herkesin merak içinde beklemesi bundandır diye düşünüyorum.

Dün sabah nihayet o haber geldi.

PKK, kendini feshettiğini duyurdu.

Ve fakat.

Türk- Kürt kardeşliğine atıfta bulunularak ''Tam Bağımsız Türkiye'' vurgusu yapılmasını olumlu bir adım olarak görmekle birlikte, fesih kararının duyurulduğu açıklamada kullanılan kimi ifadelerin ise, süreci sıkıntıya sokacak özellikler taşıyor olması da düşündürücüdür.

Şöyle ki;:

''Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.'' şeklindeki ifade kabul edilebilir değildir.

Ayıca terör örgütü, ülkemize karşı başlattığı silahlı eylemlerini 'Savaş' olarak tanımlamasını da, süreci akamete uğratabilecek ifadeler olarak görmek mümkün.

Elbette zor bir süreç yürütülüyor.

Kolay değil yani.

Fesih kararının metninde de değinildiği gibi 41 yılı silahlı eylemlerden oluşmakla birlikte, 52 yıllık bir sürecin sonlanmasından söz ediliyor.

Ülkemiz çok uzun süredir terör belasıyla mücadele ediyor.

Türkiye'yi bulunduğu durumdan bir kat daha ileri taşıyabilecek ekonomik kaybın yanı sıra, 10 binlerce insanın kaybından söz ediyoruz.

Şehit ve gazilerimiz var.

Şehit ana ve babalarına ''Bu işi sonlandırdık'' demek hiç kolay olmayacak.

Ki;

Terör örgütü de kandırarak dağa çıkardığı Kürt gençlerinin ölümü için de 'şehit ve gazi' ifadelerini kullanıyor.

Şehit ve gazi yakınlarının, örgütün de benzer ifadeyi kullanarak ''Silah bırakıyoruz'' demesini, kolayca kabullenebilecekler mi bilemiyorum.

Türk ve Kürt halkları olarak zor bir süreçten geçtik.

Yakın tarihimizde yaşananları unutmak elbette kolay olmayacak.

Bu topraklarda bin yıldır olduğu gibi yine kardeşçe yaşamak istiyoruz madem terör örgütünün, fesih metindeki gibi keskin ifadeleri kullanmaması gerekirdi diye düşünüyorum.

Düzeltilir umarım.

Bir düzeltme gelmeden bu türden ifadeleri 'Yok sayabilir miyiz' onu da bilemiyorum ancak, sürecin yine de başarıya ulaşmasını, yani Terörsüz Türkiye'ye kavuşmamızı gönülden umuyor ve diliyorum.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar