28.03.2024
Bu köşedeki 19 Mart tarihli bir yazıma ''Seçimin kaybettireni olmak'' başlığını atmıştım hatırlarsanız. Gelen mesajlardan anladığım kadarıyla yazımı beğenenler de oldu, beğenmeyenler de.
Yazı sosyal medyada da yorumlara neden oldu haliyle.
O yorumlardan birinde ''Samsunda salaklar var. Yahu CHP ile İYİ Parti'nin sosyolojik tabanı zıttır. Ne anketi, ne çekilmesi.'' şeklinde ifadeler kullanılmış.
Ki;
O ifade dostlarımdan biri olan Embiya Sancak'a aitti.
Yazıma ''Seçimin kaybettireni olmak'' başlığı tarafımdan atıldığı için 'Salak' suçlamasını doğrudan üzerime aldım haliyle.
Samsun'daki o salaklardan biri benim yani.
Çünkü, CHP'nin Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü'nün ''Bir anket yaptıralım, daha az oy alacak olan çekilsin'' şeklindeki çıkışı üzerine yazılmıştı o yazı.
Embiya Sancak'a o ifadesi nedeniyle gönül koyar mıyım?
Asla!
Embiya Abi'nin kredisi, bir yazıma ağır bir yorum ve eleştiri getirdi diye tükenecek türden değil zira.
Herkesin yazılarımı beğenmesi gibi bir beklenti içinde de olamam zaten.
''Canı sağolsun'' der geçerim.
Ve fakat.
Aynı Embiya Sancak'ın, daha on ay önceki 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için oy kullanmaya giderken aynı sosyal medya hesabından ''Türkiye için Kılıçdaroğlu'na oy atmaya gidiyorum'' minvalindeki mesajını gören bu gözlerin sahibi olarak şimdi ne düşünmeliyim onu da bilemedim doğrusu.
Embiya Sancak, ''Seçimin kaybettireni olmak'' başlıklı yazım için başka bir paylaşımında da, ''Bazı basın mensupları demokrat değil. Ne demek seçimin kaybettireni olmak.'' şeklinde bir ifade de kullanmış.
Demokrat bir yapım olduğunu düşünmekle birlikte Embiya Sancak'ın bu suçlamasına da, ''Canı sağolsun'' der ve eyvallah ederim ama şimdi buradan sormak isterim:
Kim demokrat, kim değil?
Kaldı ki, biri çekilmeli şeklindeki ifade, İYİ Parti'nin Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İmren Nilay Tüfeçi'nin, o yarıştaki rakibi olan CHP'li Cevat Öncü'ye aitti.
Ki;
Neye güvenerek yapıldı bilmiyorum ancak, birinin çekilmesi gerektiğine dair o fikrin, ilk defa Tüfekçi'nin taraftarları tarafından ortaya atıldığını da biliyorum.
Bir gazeteci olarak benim de seçimlerde taraf olduğum bir aday var elbette ancak, haberler üzerine yazıya döktüğüm görüşlerimi mümkün olduğunca tarafsız yapmaya çalışırım.
Ve fakat.
Konu 'Salak' suçlamasına kadar uzandı madem, bir durum tespitinde bulunmanın da zamanı geldi o vakit.
BİRİ ÇEKİLMELİ
Siyasi partilerin amacı iktidar olmaksa ve iktidar olmanın yolu da seçim kazanmaktan geçiyorsa gereği neyse o yapılmalı.
Elbette partilerin seçim yarışını kendi adaylarıyla yapması doğal bir durumdur
İYİ Parti'nin de kendi adaylarını çıkarması kadar doğal bir durum olamaz elbette.
Ve fakat.
Karşıda bir duvar gibi duran bir iktidar bloğu var hala.
O blok, Cumhur İttifakı'dır.
Yıkılacak gibi de durmuyor.
İşimi yaparken kimin kazanacağı veya kimin kaybedeceğiyle ilgilenmemekle birlikte, İYİ Parti de kendisini hala muhalefet bloğunda gösteriyor olma durumun altını da çizmek isterim.
Embiya Sancak dahil olmak üzere, İYİ Parti'lilerin söylemleri öyle en azından. Ancak, söylem öyle olsa da, eylem farklı nedense!
Bu durumda ben de, İYİ Parti’lilerin iktidara kazandıracağı düşünülen hamleler yapmasına da şaşırıyorum haliyle.
İYİ Parti, tek başına iktidar bloğuna karşı seçim kazanacağına inanıyorsa seçime kendi adaylarıyla girebilir elbette.
Ve fakat.
İYİ Parti'nin en azından bu seçim sürecinde Türkiye genelinde ve de Samsun'da tek başına seçim kazanma ihtimali var mı sizce?
Başka sorum yok!