6.09.2023

Su faturalarındaki kazık

Köroğlu / Ayvaz misali iki kişilik bir aileyiz biz. Kelimenin tam anlamıyla ''Çekirdek Aile'' denilebilir bize yani.

Çocuklarımız uzakta.

Oğlum da gelinim de memur oldukları için bayramdan - bayrama anca geliyorlar ziyaretimize.

En fazla 10 gün birlikte olabiliyoruz yani.

Öyle çok misafiri gelen bir aile de değiliz.

Bu nedenle bir ayda anca 10 metreküp su kullanabilmişiz.

Ki;

Karım da ben de elektrik ve su kullanırken özenli davranırız.

Bunaltıcı sıcaklar sırasında sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez duşun altına girmişliğim var ama yine de.

Karım, ''hem tasarrufu edelim diyorsun, hem de günde iki kere duşa giriyorsun, su faturası geldiğinde seninle o zaman görüşeceğiz'' diyerek, çok eleştirdi beni bu yaz boyunca.

Emekliyiz ya malum.

Bir konuda harcama yaparken, elimin titrediğini biliyor o da.

Ve fakat.

Su tasarrufu yapma nedenim, faturanın kabarık gelme korkusundan daha çok, memleket ve milletin suya ihtiyaç duyuyor nedeniyledir aslında.

Suyun bol olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz.

Ve buna da çok şükrediyoruz ama şu küresel ısınma denen bela, gelecekte suyun bol olduğu bu coğrafyada bile bir damla suya ihtiyaç duyacağımız gerçeğini hatırlatıyor her an.

Karımın su faturası uyarılarına rağmen 10 metreküp anca harcamışız ama Samsun'da, halkına içme suyunu halkına en pahalı satan bir belediye yönetimi bulunduğunu unutmuşum.

Dün sabah, posta kutusuna konulmuş su faturasını alınca gözlerim fal taşı misali açıldı.

Çünkü 10 metreküp su bedeli için 246 lira yazılmış faturaya.

Böl 10'a, metreküp fiyatı ediyor 26 lira.

Oysa faturada bir metreküp su bedelinin 15,35 Tl olduğu belirtilmiş.

İşte bu noktadan itibaren kazığın sadece ucunun sivri olduğunu anlıyor insan.

Faturaya ayrıca, sarfiyatımız olan 10 metreküp su bedeli için de 6,15 Tl'lik tarife üzerinden, 61,50 tl atık su bedeli ilave edilmiş.

Çevre Temizlik Vergisi ve sayaç bakım bedeli ile bunların üzerine KDV falan da eklenince 153 lira olması gereken içme suyu faturam, olmuş 246 lira.

Vergiye amenna.

Helali hoş olsun ülkeme.

Ve fakat.

Yahu bu sayaç bakım bedeli nedir Allah aşkına.

Öyle fazla bir para değil elbette ama niye ödüyorum ben bunu.

Neyine bakıyorsunuz su sayacının.

Ekmek mi veriyorsunuz, su mu veriyorsunuz?.

Neyin bakımı ve neyin bedeli bu!

Atladığımı sanmayın, bir de bu atık su meselesi var.

Ki;

Kulakları çınlasın Büyükşehir Belediyesinin AK Parti'li eski meclis üyelerinden Mustafa Topal hatırlatmıştı bir ara.

Topal, Yusuf Ziya Yılmaz'ın dönemindeki kademeli su tarifesine yapılan itiraz üzerine atık su bedelinin içme suyu tarifesi içine alındığını söylemiş, bu nedenle su faturalarına ayrıca atık su bedeli eklenemeyeceğini iddia etmişti.

Mustafa Topal'ın bu konuya dair iddialarını defalarca yazmıştım.

Büyükşehirden, buna dair bir düzeltme veya bir açıklama gelmedi bugüne kadar.

Sükût ikrardan sayılır biliyorsunuz.

Doğru demek ki!

İçme suyu tarifesinin enflasyona endekslenme kararının da, Av.Arzu Sabuncu Cabbar tarafından açılan dava sonucunda iptal edildiğini ama Büyükşehir yönetiminin inat ve ısrarla mahkeme kararına uymadığını sanırım söylemeye bile gerek yok artık.

Bütün bunlara karşın, Samsun'u hala sel alıyorsa, alt yapı hizmetleri tamamlanamamışsa, ''bunun adı 'bize atılmış bir kazık' değil de, nedir?'' diye düşünmeyelim mi yani.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar