13.06.2021
İbn Haldun’unla ilgili ilk yazıyı ne zaman okuduğumu anımsamıyorum. “Umran” kavramına yüklediği anlamı kavrayabilmek için erişebildiğim makaleleri merakla okuduğum günleri bugünkü gibi anımsıyorum.
İbn Haldun’unla ilgili ilk yazıyı ne zaman okuduğumu anımsamıyorum. “Umran” kavramına yüklediği anlamı kavrayabilmek için erişebildiğim makaleleri merakla okuduğum günleri bugünkü gibi anımsıyorum. İlgi Kültür ve Yayıncılık Dr. Arslan Tekin’in hazırladığı Mukaddime’ yı 2015’de yayınlayınca, kitabı okurken zihnimde umran kavramının içerik arayışı alevlendi.
Mukaddime’nin ilk cildinin 53 sayfasında ,” İnsanların ve ferdin, dünyanın insan yaşayabilecek yerlerinde bir araya toplanarak yaşamlarından ve yeryüzünü imar etmekten ibaret olan umran” tanımlaması yapılıyordu. Kavram birey, topluluk ve toplumların yaşamlarını kolaylaştırmak için uygun yerleri zenginleştirmeyi, maddi ve kültürel zenginliği artırmayı, insan yaşamını kolaylaştırmak için bağlantı kurmayı, iletişime geçmeyi ve işbirlikleri yapmayı da içeriyordu. Ayrıca, “umran”ın değişik doğaları, farklı sonuçları olabileceği ve çeşitliliğinde de vurgu yapılıyordu. Umran oluşturulurken “doğa yasalarına” uygun davranılması gerektiğinin altı da çiziliyordu.
Eskişehir’de mahalli gazetelerde yazı yazmaya başladığım günden bu yana yazdıklarımı merkez düşüncesini hep aynı ilke oluşturuyor: “Yapılan iş maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırıyorsa ‘anlamlı ve değerli’ dir; insan yaşamına değer katmıyorsa önemsizdir, değersizdir ve anlamsızdır…”
Yaşadığımız doğanın düzeni, dengesi ve döngüsü vardır… Doğa yasaları düzeni oluşturur; o yasaları dikkate alan işler başarıya daha hızlı ulaşır… Doğada üretilenler ile tüketilenler arasında bir denge vardır; hepimizin bildiği var olan yok edilemez, yoktan var edilemez diyen enerji yasası işler…Doğanın döngüsü de ancak tüketilenin yerine konan yenileriyle mümkündür; kendini yeniden üretemediği zaman da yok oluş süreci başlar… O nedenle bugün dünya gündemine oturan “yeşil ekonomi” hepimizi ilgi menzilinde olmalıdır.
Umran önemlidir ,ama açgözlülük ve sorumsuzluk sınırları aşmaz, çeperleri yıkmazsa…
Umran önemlidir, ama akıl bir inanca, bir ideolojiye, önyargıya, yerleşik doğruya ve ezbere emanet edilmezse…
Umran önemlidir, ama farklı seçimleri olan ve gelecek inşa etme iddiası bulunan liderler peşinde gidilirse…
Umran öneldir, ama ciddi fikirlerin yerine sloganlar konmazsa…
Umran önemlidir, ama kibir ve üstünlük inancını besleyen bir davranışa kaynaklık etmezse....
Bugün beş dakika, umran oluşturmaya ne katkı yaptığımızı sorgulayalım… Kendi iç dünyamıza yolculuk edelim… İnanın elimiz boş dönmeyecektir.