Başkan Trump’ın ilk döneminde başlatılan ve halen etkileri süren ABD’nin ithalat tarifeleri, birçok ülke gibi Türkiye’yi de doğrudan ve dolaylı olarak etkiledi. Bu tarifeler bazıları tarafından “Türkiye’ye yarar” gibi yorumlansa da, gerçek tablo oldukça farklı. İşte nedenleriyle birlikte:

1. İhracatta Rekabet Kaybı;

• ABD’nin Çin gibi büyük üreticilere tarife koyması, bu ülkeleri alternatif pazarlara yöneltiyor.
• Çinli firmalar, Türkiye’nin geleneksel pazarlarında ucuza ürün satmaya başlıyor.
• Türk ihracatçılar fiyat baskısına giriyor, kar marjı daralıyor.

Bu önemli bir detay…

2. Doğrudan Ticaret Kayıpları;

• Türkiye’nin ABD’ye ihraç ettiği demir-çelik, halı, otomobil parçaları gibi ürünler tarifeye girerse, satışlar azalıyor.

3. Küresel Ekonomi Yavaşlarsa Türkiye de Yavaşlar;

• Ticaret savaşları küresel ekonomiyi baskılar. AB gibi ana ihracat pazarlarımızda talep düşer.
• Turizm gelirleri, yatırım iştahı, dış finansman olanakları da zayıflar.


4. Tedarik Zincirleri ve Üretim Maliyetleri;

• Türkiye, özellikle Çin’den ithal edilen ara mallara bağımlı.
• Tedarik aksarsa, otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerde üretim yavaşlar, maliyet artar.


5. 2018 Çelik Tarifesi: Somut Bir Örnek;

• ABD’nin çelik ve alüminyuma %25 vergi koyması sonrası Türkiye’nin ABD’ye çelik ihracatı %40’a yakın düştü.


6. Finansal Etkiler ve Riskler;

• Artan küresel belirsizlik, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde CDS primini yükseltir, dış borçlanma maliyetini artırır.

• Kur oynaklığı enflasyon ve ithalat maliyetlerini tetikler.


Peki Çözüm?
• Pazar çeşitlendirme
• Yerli üretim ve teknolojiye yatırım
• Ekonomik diplomasi ve risk yönetimi

Sonuç:
Trump tarifeleri ve genel olarak ticaret savaşları, Türkiye için ne fırsat ne de kazanç kapısıdır. Aksine, doğru analiz edilmezse ihracat, üretim ve finansal istikrar üzerinde zincirleme olumsuz etkiler yaratabilir. Bu süreçte esnek, hızlı ve gerçekçi politikalar belirleyebilmek kritik önemdedir.