Sadece esnaf ve sanatkârlar için duyurulan kredi olanağının evlatları ayırmak gibi olduğunu vurgulayan Karataş, ülkede üretim yapan, ihracat yapan ve istihdamın %80'ine yön veren 1,6 Milyonu aşkın şirketin de acil ihtiyaçlarının olduğunu ve çözüm beklediklerini belirten Karataş çağrısında Cumhurbaşkanı'nın bu adaletsizliğe izin vermeyeceğine inandığını değerlendirdi.

Başkan Karataş'ın çağrısının tam metni şu şekilde:

“Saygıdeğer Cumhurbaşkanım;

Önceki gün bir müjde ile duyurduğunuz, devlet hazinesinden %50 sübvansiyonlu, limitleri yükseltilmiş, maliyeti düşürülmüş esnaf ve sanatkarlar kredisi için esnaflarımız adına teşekkürlerimizi sunarız. Fakat bu ülkede iş dünyası sadece esnaf ve sanatkarlardan ibaret olmadığından yaklaşık 1 milyon 600 bin üyeden oluşan ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında yer alan Anonim Şirketler, Limited Şirketler, Gerçek Kişi Ticari işletmeleri gibi farklı grupların temsil ettiği Türkiye ekonomisinin en önemli aktörleri olan üretim ve istihdam merkezi işletmelerimizin de en az esnaf ve sanatkarlar kadar acilen çözüm bekleyen ihtiyaçları mevcuttur.

Şu anda görmezden gelinen bu işletmeler düzenlediğiniz her dönemde istihdam seferberliklerine tam destek vermekte, tüm ülkenin istihdam yükünün neredeyse %80’ini, ülkenin üretim kapasitenin neredeyse tamamını ve bu ülkede üretilen değerin yurt dışına ihracatının da yine neredeyse tamamını gerçekleştirmektedir. Yine bu işletmeler tam da şu an yeni finansal kaynaklara acil ihtiyaç duymaktayken duyurulan olanaklardan pay alamıyor oluşu ülkesi için gerektiği her durumda fedakârlıktan kaçınmayan bu 1 Milyon 600 bin üyeli orduyu üzüntü, umutsuzluk ve çaresizliğe sevk etmektedir.

Ülkenin ihracat yükünü omuzlayanlar, en ihtiyaç duyulan zamanda ülkeye döviz girdisi sağlarken, Türk Lirası ortamındaki yüksek enflasyonun etkisini yurt dışındaki fiyatlarına yansıtmamak adına özellikle bu günlerde finansmana acil ihtiyaç duymaktayken, Eximbank tarafından mevcut kredilerin dahi kapatılmış olması ülkesine fedakarca bir şeyler kazandırmaya çabalayanları çaresiz bırakmaktadır.

Bendeniz, naçizane, yaklaşık 16 yıldır  Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği camiasının bir ferdi, bir ilçe Oda Başkanı olarak zaten farkında olduğunuz bu gerçeği, ülkenin ekonomik yükünü omuzlayan önemli bir kesimin görmezden gelinişini haddim olmayarak tekrar hatırlatmak istedim.

Malumunuz olduğu üzere Merkez Bankamız geçtiğimiz günlerde politika faizini 2,5 puan düşürerek yüzde 42,5’e çekti. Son faiz indirimi ile birlikte politika faizi 3 ayda toplam 7,5 puan inmiş oldu. Büyük fedakarlıklarla ve disiplinle ilerletmekte olduğunuz ekonomik programın iş dünyası yönünden olumlu getirilerinden olan bu faiz indirimleri ne yazık ki KOBİ kredilerine, istihdamın, üretimin büyümesine yönelik oluşturulabilecek olası diğer finansman paketi çözümlerine dönüşememiştir. Bu da hem sizin harcadığınız emeğin, alınan tasarruf tedbirleri ile sürecin yükünü üstlenenlerin çabalarını heba etmektedir.

Bizler yakın dönemde iş dünyamızı temsil etmek adına hep aynı sorunlardan yakındık. Yüksek enflasyon ortamı, artan girdi maliyetlerimizi karşılamanın zorluğu ve bu noktada maliyetlerimizi fonlayabilmek adına ihtiyaç duyduğumuz finansman olanakları tekrar tekrar ihtiyacını vurguladığımız konular oldu.

Yakın dönemde gerçekleşen faiz indirimleri beklentilerimizin gerçekleşmesine dair umutlarımızı yeşertmişken sadece esnaf ve sanatkarları kapsayacak şekilde bir finansman olanağı duyurmanız maalesef bizleri babası tarafından ayrılan iki evlat gibi hissettirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanım; bunun böyle devam etmeyeceği hususunda gerekli müdahaleyi gösterecek tek iradenin yine siz olduğunuz aşikardır. Bizler evlatlarınızı ayırmayacağınıza dair inancımızı muhafaza ediyor, daha önce olduğu gibi bugün de gereğini yapacağınıza can-ı gönülden inanıyoruz.

 Bu duygu ve düşüncelerle sizlerden çözüm beklerken, mevcut konudan bağımsız olarak ilçemizde yaşadığımız FATSA ÇEVRE YOLU SORUNUNU da ısrarla hatırlatmak isterim. Zira görünen manzaraya bakıldığında sizin tarafınızdan verilmiş söze sizin adınıza sahip çıkıp gereğini yerine getirecek başka kimse bu bölgeden çıkmamakta ve bu konunun çözümü de sizin kararlı iradenizi beklemektedir. Bir kez daha en derin saygı ve hürmetlerimi arz ederim.”