Erdoğan; “Süratle bu işi bitireceğiz, beklemeye tahammülümüz yok
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Karadeniz’deki sel konusu hakkında önemli açıklamalar yapan Erdoğan, riskli yerlerde yıkılmış ve hasar görmüş yapıları daha güvenli yerlerde yeniden inşa edeceklerini açıkladı.
info@karadenizekonomi.com / 19.08.2021
Sele neden olan yağışların daha önce görülmemiş yoğunlukta olduğunun bu verilerden anlaşılacağını dile getiren Erdoğan, "Sel nedeniyle Kastamonu'da 62, Sinop'ta 15 ve Bartın'da 1 olmak üzere 78 can kaybımız oldu. Tabii bunu Doğu Karadeniz'de birlikte ele aldığımızda 100'ü aşan can kaybımız var. Hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza da yine aynı şekilde Rabb'imden şifalar diliyorum." dedi.
Su tahliyesinden enerjiye, yiyecek-içecek desteğinden haberleşmeye kadar her konuda ihtiyaç duyulan araç-gerecin bölgeye gönderildiğini bildiren Erdoğan, şu değerlendirmelerle bulundu: "Helikopter ve sahil güvenlik botlarının yoğun olarak kullanıldığı çalışmalarla toplam 2 bin 400'den fazla vatandaşımız tahliye edildi. Kara ulaşımının kesik olduğu yerlerde helikopterler ile gerçekleştirilen tahliye operasyonlarının başarısı, sahip olduğumuz imkanların büyüklüğünü göstermesi bakımından anlamlıdır. Afet bölgesinin tamamında altyapının yeniden ayağa kaldırılması konusunda ilgili kurumlarımız kesintisiz çalışıyor. Sel nedeniyle yolları kapanan köylerimize bile Türkiye'de ilk defa havadan jeneratör naklederek elektriği verdik, elektriksiz köy bırakmadık. Acil ihtiyaçların karşılanması için şimdiye kadar bölgeye 73 milyon lira ödenek gönderildi. Selden etkilenen yerleri, Genel Hayata Etkililik Afet Bölgesi ilan ederek mükelleflerimizin vergi ödemelerini, Sosyal Güvenlik Kurumu prim ödemelerini, esnaf kredileri ödemelerini erteledik. KOSGEB acil destek paketi gibi destek programlarımızı bu arada hayata geçirdik. Vatandaşlarımızın eşya zararlarını karşılayacağız, evleri yıkılanlara yeni konutlar yapacağız, iş yeri ve araç zararlarının karşılanması için destek olacağız."
Şimdi süratle işte Doğu Karadeniz'den tutun, Antalya, Muğla bütün bu bölgelerde yanan konutların inşası başladı, onları yapıyoruz. Şimdi Bartın, Sinop, Kastamonu buralarda da yine yıkılan tüm binaların hemen inşasına başlayacağız. Eleştiri başladı. Ne diyorlar? 'AFAD'a para mı verecekmişiz?' 'Bize ne ya devlet kendisi versin.' Sen cebren AFAD'a para verecek değilsin. AFAD, bu ülkede bu tür afetler için kurulmuş olan bir kuruluştur. Senden kimse gelip gırtlağını sıkarak para istemiyor. Buraya hayırda bulunmak isteyen olursa verir, bulunmak istemeyen de vermez. Sen de hayırda bulunmak istemeyenlerden olursun. Verme ama verenler olursa bunların da önünü kesme."
"181 milyon lira bağışta bulunan oldu"
AFAD'ın resmi hesapları üzerinden vatandaşların bağışlarını yaptığını aktaran Erdoğan, "Bugün itibarıyla söylüyorum, 181 milyon lira bağışta bulunan oldu. Yarın, bundan sonraki günlerde belki daha da artacak." dedi. Resmi hesaplardan yardım kampanyası düzenlenmemesi halinde farklı tezgahların dönebileceğine dikkati çeken Erdoğan, "Bak işte geldi, buradan sahte hesaplar, bilmem şunlar, bunlar filan. Biz bunlara fırsat vermek istemiyoruz. Yarın kabine toplantımız var ve kabine üyelerimiz de yarın bağışında bulunacaklar. Beraberce ne yapabiliyorsak bu şekilde, bu destekleri vereceğiz ve adımlarımızı da buna göre atacağız." ifadelerini kullandı.
"Dere yatağına konut yapılmamalı"
Yapılaşma tartışmaları anımsatılarak, "Dere yatağındaki yapılar çok dikkati çekiyor ve onların yerine hak sahiplerine daha güvenli yerlere ev yapılması mümkün mü?" sorusu üzerine Erdoğan, dere yatağına konut yapımını belediye başkanlığı döneminden beri onaylamadığını ifade etti.
Dere yataklarına konut yapılmamasını ve dikey mimariye müsaade edilmemesini her zaman söylediğini aktaran Erdoğan, "Bunları söylerken ülkede değil dünyada yaşanan tecrübelerden hareketle söyledik." dedi.
Karadenizli olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Rize'de eskiden ağaçlar vardı, eskiden bu kızıl ağaçları kestiler, bunların yerine çay diktiler. Çay dikmekle kalmadılar, çaya gübre verirken azot ağırlıklı gübre verdiler. Azot ağırlıklı olan bu gübre ne yapıyor? Toprağı yakıyor, eritiyor ve yakıp eritmesi ile beraber de yağmurla buluşunca adeta bir lapa haline geliyor ve akıp gidiyor. Şimdi bunların hepsini bu olaylarda da gördük. Şimdi bunları müteaddit defalar yaşadığımız halde kimse dinlemiyor, yine bildiğini okuyor. Diğer yerlerde de durum aynı. Örneğin yani Antalya Manavgat, Muğla, buralarda yaşanan olaylara da baktığımızda buralarda da aynısı değil ama buna benzer olayları yaşadık. Tabii oralarda da öyle yerlere binalar yapılmış ki yani bu binalar her an bir tehdit altında. Şimdi bizim attığımız adımlarla mümkün olduğunca bu binaları süratle yapacak, zemin +1, zemin +2 gibi inşallah binalarla buralardaki yaşam koşullarını daha iyi şartlara taşıyalım istiyoruz. Süratle de Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız şu anda çalışmaları başlatmış vaziyette."
Erdoğan, hayvancılıkla uğraşan vatandaşların düşüncelerine dikkat ederek, ahırların da inşa edileceğini aktardı. Arıcılıkla uğraşan vatandaşların mağduriyetlerinin de gidereceğini belirten Erdoğan, "Arıcılık noktasında da arı kovanlarından tutunuz, 'Bu çevrede nereye bunlar yerleştirilebilir? Bunun kovanlarını da süratle temin edelim' dedik. Bu çalışmaları da yürütüyoruz." bilgisini verdi. Erdoğan, bölgedeki enerji, su sıkıntılarını da süratle gidermek için çalışmaların yapıldığını da aktardı.
Bartın, Sinop, Kastamonu'da çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Moloz, balçık kaldırma çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte riskli bölgelerin boşaltılmasını da inşallah sağlayacağız. Riskli yerlerde yıkılmış ve hasar görmüş yapıları inşallah daha güvenli yerlerde yeniden inşa edeceğiz. Adımları hızlı atarak süratle de bu işi bitireceğiz çünkü fazla bu noktada beklemeye tahammülümüz yok." dedi. "Türkiye, yerli ve milli olarak iklim değişikliğiyle ilgili küresel politika sergileyecek mi? Afet Bakanlığı gibi bir bakanlık gündeme gelir mi?" sorusu üzerine ise Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "İlla 'her şey bakanlık olursa çözülür' diye bir şey yok. Bu işle ilgilenen gerek tarımla ilgili bakanlığımız, gerek İçişleri Bakanlığımız, benzer oralarda bizim idari yapılanmalar var. AFAD bunlardan bir tanesi, bunu gideriyor. Dolayısıyla da böyle bir şey olduğu zaman zaten AFAD ne yapıyor? Devreye giriyor. Biz kainatta, tabiatta ilahi bir denge olduğuna inanırız. Bu denge ne kadar tahrip edilirse doğal felaketlerin yıkıcılığı da o derece artar ve artacaktır. Çünkü tabiat kendine isyan kabul etmez. Bizde biliyorsunuz bir söz vardır, 'Dere yatağında akar.' Siz eğer bu yatağı ne kadar değiştirmeye kalkarsanız işte o yatak sizden intikamını eninde sonunda alır. Değiştirmeyeceksin. Şimdi Kastamonu'da bunu gördük, dere yatağı ile oynamışlar. Rize'de aynı şeyi gördük. İşte tabiat için bir rahmet olan yağmur bozulan denge ile felaket haline dönüşebiliyor. Hava olaylarının da daha sert yaşanması ve bir bölgede kuraklık diğer bölgede aşırı yağış görülmesi gibi durumların sebebi elbette iklim değişikliğidir."