Yaşar Makine’den Samsun’a 120 milyon liralık yatırım

Küresel salgına rağmen özellikle makine sektöründe dünyanın asırlık firmaları ile rekabet eden Yaşar Makine’yı diğer sektör paydaşlarından farklı kılan öz kaynakla hareket etmesi oldu. Yani dışarından finansal destek arayışları olmadı. Ama her şeye rağmen Samsun’da yapılan yeni yatırım 6 milyon euro olarak planlanırken değişen koşullarla bu rakam 10 milyonu aştı ve 11 milyon euro sınırına dayandı. Yani Yaşar Makine, bugünkü çarpanla öz kaynakları kullanarak Samsun’da 120 milyon liralık bir yatırıma imza attı ve alkışı fazlasıyla hak etti.

info@karadenizekonomi.com / 27.09.2021

Yaşar Makine’den Samsun’a 120 milyon liralık yatırım

Sektörün köklü ve öncü firması olarak Samsun’da yeni bir yatırıma imza atan Yaşar Makine, 52 yıllık firma geçmişinin 25 yılını ihracat ağırlıklı olarak geçirmekle kalmayıp yeni istihdamlara da zemin hazırlamaktadır. Yarım asırlık süreçte küçük ama emin adımlarla büyümeyi hedefleyen Yaşar Makine, bu günlerde yeni fabrikasına geçmeye hazırlanırken yönetim kurulu başkanı Mustafa Polatcan ile hem bitmek üzere olan yeni yatırımı hem de makineleşmenin Türk tarımına sağlayacağı katkıyı konuştuk.

-Samsun-Ankara karayolu üzerinde önümüzdeki günlerde faaliyete geçirmeyi planladığınız yeni yatırıma neden gereksinim duyduğunuz?

-Çünkü sağlam adımlarla gerçekleştirdiğimiz büyüme hedefimizde Samsun’un Terme ilçesinde kurulu fabrikamızda taleplere cevap vermekte zorlandığımızı fark ettik. Dolayısıyla eski tesis ile yenisini kıyasladığımızda hem alan kapasitemizi yüzde 100 büyüteceğiz hem de üretim kapasitemizi yüzde 200 artıracağız. Çünkü burada robotik sistemlere entegre edilmiş otomatik tezgahlar kullanacağız. Bant usulü sistemlerle üretim hattımızı daha hızlı hale getireceğiz. Az önce de belirttiğim gibi adım adım büyümeyi tercih ettiğimiz için Terme’deki mevcut tesisi tam olarak dizayn edemedik. Yeni tesis 25 bin metrekare kapalı alanda üretim hattı tamamıyla ihracata dayalı ve otomasyon sistemiyle kurmayı planladı. Yüksek mühendislik izlerini taşıyacak bu üretim tesisinde insan odaklı otomasyon sistemi geçerli olacak.

-Bu çalışan sayısında bir azalma anlamına gelmiyor mu?

-Burada amaç istihdamı azaltmak değil. Var olan istihdamla daha fazla üretim yapabilmek.  Yani 300 kişi ile 500 makine yapar durumdan yine aynı istihdam kapasitesiyle bu sayıyı ayda bin makine üretir hale getirmek.  Böylece dünya üzerindeki pazar payımızı ve eş zamanlı olarak kalite standardımızı da artırmak istiyoruz.

-Yeni tesis gelişen teknolojiye uygun tasarlandı anladığımız kadarıyla…

-Evet… Bilimsel çalışmaların ve AR-GE’nin daha öne çıkacağı bir tesis olacağı için ister istemez “beyaz yakalı” çalışan sayısı da fazla olacak. Bununla birlikte ilk 5 yılda ihracatta partner ülke sayımızı 60’dan 100’e çıkarmak gibi bir hedefimiz olacak.

-İhracat performansınız rakamsal karşılığı hakkında neler söylersiniz?

-Yılda ortalama 10 milyon dolar ihracat yapmaktayız. Önümüzdeki 5 yıl içinde bu rakamı 50 milyon dolara çıkarmayı hedef olarak belirledik.

-Sanayileşmede teknolojiye bakış açınız belli. AR-GE ve inovasyonu özümsemiş bir yapı oluşturmuşsunuz.

-Çok doğru… Bütçemizin önemi bir kısmını AR-GE çalışmalarına ayırıyoruz.  Hatta makinelerimizin ömür testi ve gelişimini saplamak için kendimize ait pirinç fabrikası bile kurduk. Bir pirinç fabrikası yapılırken müşterilerimiz nelerle karşılaşıyor ne yaşıyor bunu anlamak istedik. Üretilen makinelerin pazara çıkmadan önce ömür testleri ve kalite kontrolleri yapılıyor. Enerji tüketimi ve kapasite testleri de aynı şekilde. Bir yıl boyunca bu testleri kendi fabrikamızda test ettikten sonra pazara hata riskini minimize ederek ürün sunuyoruz. Bir sonraki yılın ar-ge’sini bir önceki yıldan başlatıyoruz yani.

-Dünya pazarındasınız ve çok da güçlü rakipleriniz var?

-Özellikle Alman ve Japon firmaları çok güçlü bizim pazarımızda. Neredeyse 200 yıllık firmalar… Ve onlarla boy ölçüşebilmek için daha çok çalışmamız ve bir aile şirketi olarak gelecek nesilleri daha iyi eğitmemiz gerekiyor. Biz ikinci kuşağız ancak üçüncü kuşak da iyi bir eğitim alarak işe dâhil oldular. Onların bizlerden şansı bize göre daha eğitimli olmaları ve bu da bizim için büyük bir avantaj tabi ki. Hatta şu anda 4’üncu kuşağın eğitim süreci devam ediyor. Onlar da işin içine girince sanırım çok başka bir sürece evrileceğiz.

-Dünya pazarındaki hâkimiyet sadece üretim odaklı olmaya endeksli değil sizin için. Pek çok ülkede şubeleriniz de var sanırım…

-Evet… Her kıtada 5 farklı ülkede şirketlerimiz var. Dünya pazarına ürün dağılımını şubelerimizin olduğu ülkelerden sağlıyoruz.

-Biz hep makine kısmını konuştuk ama bildiğimiz kadarıyla Yaşar Group çatısı altında çok farklı sektörlerde de varsınız. Biraz da bu sektörlerden bahseder misiniz?

-Başat sektör makine olmakla birlikte makinenin de kendi içinde fındık ve pirinç üretimi için alt sektör üretimlerimiz var. İnşaat sektöründe araç üstü ekipmanları makineleri, gıda işleme tesisi, enerji, turizm ve dış ticaret gibi 10 farklı sektörde faaliyetlerimiz devam ediyor.

-2021 yılını yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Şirket açısından bu yılı nasıl geçirdiniz ve gelecek yıl için ne tür bir öngörünüz var? Sizce devletin oldukça zor geçen günler sonrasında yapması gerekenler neler olmalı

-Yine tamamlamak üzere olduğumuz yatırımdan örnek vererek anlatayım. Biz bu yatırıma başladığımız zamanki ülke koşulları ile şimdiki çok farklı. Enflasyon bu kadar yüksek rakamlarda değildi. Biz bu hesabı yaparak enflasyon riskini de katarak bu yatırıma başladık ama hammaddede yüzde yüze varan artışı öngörmüyorduk. Ülkemizde devletin sanayiciye verdiği destekleri biliyoruz. Ancak sanayicinin en önemli alanı sanayinin kurulacağı alan. Bu da Organize Sanayi Bölgesi. Samsun’da bunun için yeni bir adım atıldı. Üçüncü Organize Sanayi Bölgesi açıldı. Ayrıca sanayicinin makine teçhizatına yatırım destekleri verilmeli. Aslında sadece tarım sanayisi diye bakmamak lazım. Savunma sanayisinden tutun da medikal sanayisine veya turizm sanayisine kadar pek çok kategoride devlet elini sanayicinin üzerinde hissettirmelidir ki ülkemiz daha hızla kalkınabilsin. Bir de şu var ki sanayici mümkün olduğunda borçlanmadan iş yapabilmeli. En azından bu faiz oranları ve yüksek kurlar büyük riskleri de barındırıyor.

-Ekonomik olarak böyle bir yatırımın üstesinden gelmek finansal akış açısından da kolay olmasa gerek. Bunu nasıl başardınız?

-Burada bizi farklı kılan öz kaynaklarımızla hareket etmek oldu. Yani dışarından finansal destek arayışlarımız olmadı. 6 milyon euro planlamıştık. 10 milyon euroyu geçtik ve sanırım 11 milyon euro ile üretime başlayacağız. Bugünkü çarpanla öz kaynaklarımızı kullanarak Samsun’da 120 milyon liralık bir yatırım yapmış olacağız.

-Bantlarda üretim ne zaman başlayacak?

-Yeni yılla birlikte test çalışmalarımız başlayacak. Öncesinde personel alımlarımız olacak. Planlamamıza göre 500 çalışanı barındıracak bu tesiste ilk etapta ilave 100 çalışan daha alarak üretim bandını harekete geçireceğiz. -Yaşar Makine olarak aslında bu tesisi hayata geçirme amacımız 2022 yılı sonuna kadar dolu olmamız. Ciddi anlamdaki bu iş yoğunluğu aynı hızla devam ederse ki tüm isteğimiz bu… Buna benzer birkaç tesis daha kurabiliriz. Bu hedefe ulaşırsak bin 500 kişilik bir istihdam bize büyük gurur verir.

 -Çalışan planlamasından az önce bahsetmiştiniz ama biraz daha detaylandırırsanız farklı kategorilerde farklı çalışan ihtiyaçları olacak sanırım…

-Tam da öyle… Bu tesis özelinde konuşacak olursak personelin yüzde 25’lik kısmını “beyaz yakalılar” oluşturacak. Dış ticaret ağırlıklı olduğumuz için çoğunlukla mühendislerle çalışacağız. Tabi ki ara eleman ihtiyaçlarımız da olacak.

-Siz tarım makineleri üretimi de yaptığınız için pandemi döneminde gıdanın önemi bir kez daha anlaşılırken tarımsal üretim konusunda sizin de söyleyecekleriniz olmalı…

-Evet… Dünyada olağanüstü bir kriz var. Salgınla mücadele ediliyor. Ancak burada gerçek olan bir şey var ki gıda insanlığın önceliği oldu. Organik gıdaların yanı sıra stoklanabilir uzun ömürlü gıdalar öne çıktı. Hububat gibi stoklanabilir ürünler… Biz de hububat makineleri ürettiğimiz için bizim makinelerimiz de dünya genelinde daha fazla talep gördü. Biz de bu duruma kayıtsız kalamazdık o nedenle 2023 yılı planlamamızda Trakya Bölgesi’nde bir gıda işleme tesisine yer verdik.

 

Kutu Kutu Kutu

Başkan Demirtaş ve MÜSİAD’dan Polatcan’a Teşekkür

Aynı zamanda MÜSİAD Samsun Şubesi yönetim kurulu üyesi olan Mustafa Polatcan, şube başkanı Hasan Tahsin Güzel ile birlikte hafta içinde Samsun İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’a bir nezaket ziyareti gerçekleştirdiler. Ziyarette,  kente yaptığı yatırımlar için Yaşar Group Ceo’su Mustafa Polatcan’a teşekkür eden Demirtaş; “Belediyeler olarak bizlerin fabrikalar kurma gibi bir durumumuz olamaz ama yatırımcılara destek olmak gibi bir görevimiz vardır. Bu hususta şehrimize değer katan önemli firmalardan Yaşar Group’un şehre kazandıracakları yeni tesis ile ilimizdeki yüzlerce gençlere iş imkânı sağlayacaklar. Bu Samsun ve İlkadım ilçesi için çok önemli bir yatırımdır” dedi. Yaşar Group’un Samsun’a yapacağı yatırımın çok değerli olduğunu ifade eden MÜSİAD Samsun Şube Başkanı Hasan Tahsin Şengül; “Mustafa Bey’in şehre kazandıracağı yeni yatırım ile gençlerimize istihdam sağlamış olacak. Bu tür yatırımların şehre kazandırılması çok önemli. Kendisine teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar