Ermiş “Maaş bile ödenemezken vergi rekortmeni olduk”
2003 yılında 30 yıllık ‘İşletme Hakkı’ anlaşması Albayrak Grup tarafından işletilmeye başlatılan Trabzon Limanı 18 yıllık süreçte yaptığı 50 milyon dolarlık üst yapı yatırımları ile kapasitesi 6 milyon ton arttırarak 10 milyon tona çıkarttı. Trabzonport Genel Müdürü Muzaffer Ermiş, Karadeniz Ekonomi ’ye yaptığı özel açıklamalarda bölgede transit ticarete odaklanarak bu alanda görüşmeler, anlaşmalar ve yatırımlar yapılması gerektiğini ifade etti.
info@karadenizekonomi.com / 27.09.2021
“Türkiye’de borsaya açılan tek limanız”
Kamu döneminde Trabzon Limanı’nın kapasitesinin yapılan hesaplamalara göre yıllık yük elleçleme kapasitesinin 3,9 milyon ton yıllık, depolama kapasitesinin de 5 milyon ton olarak kayıtlara geçtiğini belirten Muzaffer Ermiş; “2003 yılında Albayrak Grup tarafından işletmesi kiralanan limana bugüne kadar 50 milyon dolarlık yatırım yaptık. Konteyner tamir ve tahliyesinde kullandığımız vincimiz ile yıllık tek başına 7,5 milyon ton yük elleçleme kapasitesine ulaştık. Sayısız araç gereçle limanın üst yapısına yatırımlar gerçekleştirdik ve böylece Trabzon Limanı’nı yeni kapasitesi 10 milyon tonu buldu. Yeni yatırımlarla bu kapasite 20 milyon tona rahatlıkla çıkabilir. Pandemi döneminde dezavantajlar yaşadık. Yıl sonuna kadar bu açığı kapatıp öne geçeceğiz. Bir önceki yılın 8 aylık dönemine göre yüzde 6’lık bir büyüme gerçekleştirdik. Kamu döneminde özelleşene kadar personel maaşını ödeyemiyorduk ancak özelleştirdikten sonra vergi rekortmenlerde listesine hep ilk 5’te yer aldık. Maaş ödeyemeyen bir limandan vergi rekortmen listesine dahil olan bir liman oluşturduk. Türkiye’de yer alan 186 uluslararası liman ve kıyı tesis vardır. Bunların hiçbiri borsaya açılma cesareti gösterememişlerdir. Bizler Trabzon Liman İşletmeleri A.Ş. olarak borsaya açıldık. Türkiye’de borsaya açılan tek limanız” dedi.
“Türkiye, ticaret yollarının geçiş merkezidir”
Doğu’dan batıya deniz otoyolları projesi ve kuzey-güney koridoru ile Türkiye’nin önemli bir geçiş noktası olduğunu söyleyen Gezmiş; “Çin, demir-ipek yolu projesini gerçekleştirdi diyebiliriz. Bunun en sağlıklı geçiş noktası Türkiye’dir” dedi. Geçmişte Trabzon Limanı’ndan yaklaşık yılda 250 bin ton Kop Dağı’ndan çıkan krom madeninin Çin’e gittiğini söyleyen Gezmiş; “Gümüşhane’nin ‘Onix’ diye adlandırılan mermeri Çin’e gidiyordu. Trabzon limanı konumu ile bu işlerde çok aktif rol oynuyor. Batı’nın mamul maddeleri ile Doğu’nun ham maddeleri bu güzergâh içerinde ticaretlerini sağlıyor. Türkiye; Anadolu Coğrafyası, doğu-batı, kuzey-güney arasında önemli bir lojistik merkez, cazibe merkezidir. Bu avantajı yeterince kullanmadık ama artık kullanacağız. Zigana Tüneli ve Kop Dağı Tünelleriyle kış mevsiminin zorlu iklim şartlarını ortadan kaldırıyor. Bu tünellerin bitmesi transit ticarete çok büyük katkı sağlayacaktır. Trabzon Gürbulak Sınır Kapısı ve Nahcivan Sınır Kapısı’nda Atatürk’ün hedef koyduğu Türk Birliği ufkunu gerçekleştirebiliriz. Nahcivan Koridoru bizim için oldukça önemli. Bizim hinterlandımızda en büyük partner İran’dır. 17 yıldır sayısız ziyaretler yaptık. Transit ticaretin önünü açmak için çok büyük girişimler yaptık. Amerikan Ambargosu bu büyütmeye çalıştığımız ticareti boğmuştur. Ambargonun kalkmış olduğu söyleniyor ancak henüz somut, aktif bir gelişme yok. Bunu aşmış olduğumuz zaman ciddi bir ilerleme almış olacağız. Avrupa’nın Asya ile birlikte en kısa ve en güvenli kullanacağı yol Nahcivan koridorudur. Bunun en önemli mihenk taşı Trabzon Limanı’dır. Sarp Sınır Kapısı’nda büyük yığılmalar olur, bunun sebebi sayının çok fazla olması, Nahcivan’dan yapılacak olan geçişler bir dönem yüksek ücretler alınıyordu dolayısıyla nakliyeci senet hesabı yaptığı için daha uygun kapılara yöneliyor ve yığılmalar oluyor bu yığılmalar bizler için dezavantaj. Nahcivan Koridoru açıldığı zamanda oradaki en kısa geçiş Bakü Limanı’ndan Hazar’ı geçip Aktağ ya da Türkmenbaşı Limanları üzerinden Asya’ya daha kısa zamanda daha geçeceğiz. Uzun İran geçişleri ortadan kalkmış olacak. Önümüzdeki günlerde Azerbaycan temaslarımızla bunları dile getireceğiz” açıklamalarını yaptı.
Doğu Karadeniz’deki en büyük dezavantajının bölge hinterlandında oluşan şehirlerin sanayi şehirleri olmadığını söyleyen Gezmiş; “Doğu Karadeniz limanlarının hinterlandı sanayiye dayalı değil transit ticarete dayalıdır. Sanayi ithalat ve ihracatı oldukça az. Dağlık bir alana kurulmuş bölgeyiz ve yatırımcı için zor bir coğrafyadayız. Çok yüksek arazi değerleri var. Buraya sanayi gelmesi için önce arsa sorununun çözülmesi gerekiyor. Bu durum mümkün olmadığı için buradaki bu ticari altyapıyı farklı şekillerde kullanmak gerekiyor. Bunu da bizler transit ticaret ile sağlayabiliriz. Bu alanda yoğunlaşmamız gerekiyor. İran-Irak Savaşı sırasında Basra Körfezi’nin kapanmıştı ve İran ithalatını sağlayamıyordu mecburen Trabzon Limanı’nı kullanmak zorunda kaldılar. O zaman bu durum bir mecburiyetti ama bugün yönümüzü tamamen bu alana çevirmemiz gerekiyor. Transit ticaret, inşaat sektörü gibi birçok alanlarda yan dallar oluşturuyor. Acentalara, yük firmalarına, otellere gibi sayısız sektöre faydalar sağlıyor” dedi.
(HALİL YILMAZER-KARADENİZ EKONOMİ)