"Asgari ücrete çift taraflı bakılmalı, devlet destek vermeli"
Ordu Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Ender Sönmez, yaşam maliyetinin artmasıyla asgari ücrete zam yapılmasının şart olduğunu ifade etti. Sönmez, "Bununla birlikte, devletimiz işverenin artan maliyetini de düşünmeli ve destek vermeli" dedi.
info@karadenizekonomi.com / 12.12.2022
Ordu Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Ender Sönmez, asgari ücret tartışmalarına iki taraftan da bakılması gerektiğini ifade etti. Asgari ücretten yaşanacak artışın işveren cephesini zorlayacağını vurgulayan Sönmez, devletin bu konuda destek vermesi gerektiğini dile getirdi.
HERKES KENDİ ENFLASYONUNU YAŞIYOR
TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarını değerlendiren Sönmez, "TÜİK verilerine göre. enflasyonda yükselme durmuş durumda. Hatta MB Başkanı Sayın Şahap Kavcıoğlu'nun açıklamasına göre, 2023'teki hedef, 22.3. 2024'teki hedef ise 8.8. Yani, enflasyonu tek haneli oranlara indirmek. İnşallah, bu en son tavan noktadır. Artık geriye doğru bir dönüş başlar. Hepimiz enflasyonu çok ciddi şekilde hissettik. Bugün herhangi bir zorunlu ihtiyacımızı satın almaya gittiğimizde gerçekten paramızın değerinin çok eridiğini gördük. Bir dönem böyle devam edeceğe benziyor. Bir anda tabii ki sert bir şekilde inşallah aşağıya gelir ama her zaman şunu söylüyoruz, TÜİK'in verileri resmi olarak devletimizin açıkladığı bir veridir ama her kişi enflasyonunu yaşıyor" dedi.
Yeniden değerlenme oranı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Sönmez, "Oran, yaklaşık yüzde 123 olarak belirlendi. Yeniden değerleme oranı endekslere göre yurt içi üretici fiyat endekslerinin son 12 aylık ortalamasına göre belirlenen bir oran. Bunu Hazine Maliye Bakanlığı ilan eder. Ve bu oranlara göre birçok vergi, resim, harç belli olur. Kısaca, şöyle toplu bir yıla bakarsanız sekiz bin liranın üstünde bir işletme, hiçbir geliri olmasa dahi bu beyannameleri verdiğinde sekiz bin liranın üzerinde damga vergisiyle muhatap oluyor. Gerçekten ciddi bir artış. Aylık altı yüz liranın üzerinde de bir yük getiriyor işletmeye. Ama bunda Cumhurbaşkanımızın yüzde elliye kadar indirme yetkisi var" diye konuştu.
ALIM GÜCÜ ÇOK DÜŞTÜ
Sönmez, asgari ücretin çalışan kesimin satın alma gücünü artıracak, işverene ise önemli bir yük bindirmyecek seviyeye gelmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu yılın ocak ayında asgari ücret 4253 TL idi. Temmuz ayında 5500 TL oldu ama satın alma gücü daha da aşağı indi. Beklentiler var tabii ki ama en son açıklanan açlık sınırı 7500 yüz liraydı. Genelde asgari ücret, bu rakamın biraz üzerinde açıklanır. İşverenler, asgari ücret arttırılmalı. Çünkü çalışanların ekonomik durumlarını onlar da görüyor. Geçim sıkıntılarını onlar da hissediyor. İşçi, ekonomik olarak rahat olamazsa iş yerinde de verimli olamayacak. Diğer tarftan da iş dünyası bu yükün biraz olsun üzerinden alınmasını bekliyor. Asgari ücretin 8000 lira olduğunu varsayarsanız, bir asgari ücretin brütü 10.000, TL işverene maliyeti de 11750 liraya yükseliyor" dedi.
YASAL MEVZUATA BAKMALIYIZ
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili son dönemdeki gelişmeleri de değerlendiren Sönmez, "Şu anki düzenleme 1999 öncesini kapsıyor. Aylardır bu konuda sürekli açıklamalar yapılıyor, Sayın Bakan açıklama yapıyor. Bazı tahmin yürütenler var ama biz yasal mevzuat bakmalıyız. Yasa metnini görmeden, değişikliği görmeden kesinlikle net bir şey ifade edemiyoruz. Ama EYT'nin tabi ki iş dünyasına da yansımaları var. Çalışan ücretlilerin kıdem tazminatları söz konusu. İşçi Kanununa göre kıdem tazminatı işçinin ilişiği kesildiği zaman ödenmesi gereken bir tutardır. İşçi, işverenle belli bir protokol içerisinde anlaşmadığı sürece peşin ödenmek zorundadır. Bu yüklerin üstüne bir de kıdem tazminatları geldiğinde gerçekten işveren de ciddi bir yük oluşacak ama o tutar çalışanın hakkı. Bu dengenin sağlanması gerekiyor. O işverenin sıkıntıya düşmemesi adına işte çeşitli formüller olduğu da söyleniyor. Daha önce zor durumda olanlar için KGF destekleri kredileri sunuldu. Ya bu şekilde bir uygulama yapabilir. Örneğin, bazı bankalar şu anda mal alımları karşılığında size kredi kullandırıyor. Kıdem tazminatı bordolarını ilgili bankayı ibraz etmek suretiyle ve ödemesi de işçiye hak edene yapılmak suretiyle kredilendirme yapılabilir. Faizsiz ya da çok düşük faizlerle bu destekler işverene sağlanabilir. İşçi de hakkını, ilişkiyi kesildiği firmadan hemen almış olur, işveren de ödemesini taksitlendirmiş olur bu sayede. Bu çalışmada, hem işçi hem işveren açısından en önemli uygulamanın bu olabileceğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
2022 yılında kurulan şirket sayısının kapanan şirket sayısından fazla olduğunu belirten Sönmez, "Yıl içinde 113.507 şirket kurulmuş. 17663 şirket de kapanmış. Kurulan bu şirketlerin niteliklerine ve amaçlarına da iyi bakmak gerekir. Ocak-ekim arasında en çok kurulan şirketlerde, bilgisayar program faaliyetleri kodu ilk sırada. Bununla birlikte, inşaat sektörünün Türkiye'de çok önemli bir dinamizmi var ve en çok kurulan şirketler arasında yer alıyor. Ordu'ya baktığımızda ise ocak-ekim döneminde 254 şirket kurulmuş, 239 şirket ise kapanmış durumda" diye konuştu.