Kamuda çalışan sözleşmelilere kadro verilmesini içeren kanun teklifi TBMM'de

Kamuda çalışan 458 bin 615 sözleşmeliye kadro verilmesini içeren Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Başkanlığına sunuldu.

info@karadenizekonomi.com / 13.01.2023

Kamuda çalışan sözleşmelilere kadro verilmesini içeren kanun teklifi TBMM'de

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısıyla, Cumhur İttifakı milletvekillerinin imzasını taşıyan 9 maddelik teklifin detaylarını açıkladı.

Düzenlemeyle 28 Kasım 2022'den önce sözleşmeli olarak göreve başlayanların, herhangi bir bekleme süresine tabi olmadan, doğrudan bulundukları kurumlarda memur kadrosuna geçeceklerini bildiren Elitaş, bu kapsamdakilerin, memurluğa geçmelerinin ardından 1 yıl süreyle aynı kadroda çalıştıktan sonra tayin hakkını elde edeceklerini söyledi.

Elitaş, 458 bin 615 sözleşmeli personelin; görevde yükselme, unvan değişikliği, memuriyet güvencesi ve tayin imkanı gibi birtakım haklara sahip olacaklarını ve kadroya geçişlerinin tamamen talebe bağlı olacağını dile getirdi.

Kadroya geçmek istemeyen sözleşmeli personelin haklarının, görevleri sona erene kadar şahsa bağlı olarak korunacağını belirten Elitaş, "4B'li personel, mahalli idareler personeli, teşkilat kanunlarına dayalı çalışan sözleşmeli personel, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıları, kamu dışı aile sağlığı çalışanları, vekil imam, hatip ve müezzin kayyumlar ile vekil ebe ve hemşireler de düzenlemenin kapsamına alınıyor." dedi.

Elitaş, kamu hizmetlerinde aksama yaşanmaması için bu kapsamda kadroya geçecek mahalli idareler personelinin, yalnızca mahalli idareler arasındaki naklinin yapılabileceğini kaydederek, diğer sözleşmeli personelin ise sözleşmeli statüdeki sürelere dahil 4 yıllık hizmetini doldurduktan sonra nakil hakkına kavuşacağını ifade etti.

"Mahalli idareler için 3+1 modeli"

İstihdam edilecek sözleşmeli personel bakımından Devlet Memurları Kanunu'nun 4B maddesini 3+1 modeline göre yeniden düzenleyeceklerini anlatan Elitaş, şöyle konuştu:

"Düzenleme yürürlüğe girdikten sonra kamuya giren sözleşmeli personel, 3 yıl görev yaptıktan sonra memur kadrolarına atanacak. Atandıktan sonra da 1 yıl süreyle kurum içi veya kurumlar arası nakil yasağına tabi olacak. Böylece hem sözleşmeli personelin artık kadro problemi olmayacak hem de kamu hizmetleri aksamadan daha sağlıklı şekilde işleyecek.

3+1 modelini mahalli idareler için de düzenliyoruz. Burada görev yapan sözleşmeli personel de artık 3 yılın sonunda kadroya geçeceğinden mahalli idarelerdeki sözleşmeli personel istihdamını, memurlar gibi düzenleyerek bu personel için de KPSS zorunluluğunu getiriyoruz. Ayrıca sözleşmeli personel ile memurlarda uygulandığı gibi disiplin ve görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler getirerek statüler arasında uyum sağlamış oluyoruz. Belediyelerde yapılan personel sözleşmelerinde 3 yıldan sonra kadroya geçme imkanı yoktu. Şimdi diğer kamu personellerinde olduğu gibi bütün belediyelerde yapılan sözleşmeleri de 3+1 sistemine dahil etmiş oluyoruz. Bu da yeni bir model oluyor."

"Gelecek hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek"

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, sözleşmeli çalışan kamu personelinin, 1 ay içinde müracaat ettikleri takdirde atamalarının gerçekleştirileceğini kaydetti.

Elitaş, teklifin gelecek hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun gündemine alınmasının planlandığını, komisyondan geçtikten sonra aynı hafta içinde yasalaştırmayı planladıklarını açıkladı.

TBMM personelinin düzenlemeye dahil olup olmadığına ilişkin soruya Elitaş, "Daha önce 4C ile geçenler vardı. Onlar, Devlet Memurları Kanunu'na tabi değiller. Biz Devlet Memurları Kanunu içinde bir düzenleme yapıyoruz." karşılığını verdi.

Elitaş, 200 bin uzman çavuşun kadroya alınması konusunda taleplerin hatırlatılması üzerine, "İlgili kanun kapsamında belli bir süre uzman çavuşluk yapanların, herhangi bir şekilde sınava tabi olmadan, başvurduğu kurumlarda ihtiyaç varsa memuriyet hakkını kazanmasıyla ilgili bir düzenleme var. O düzenleme halen devam ediyor." diye konuştu.

"15 Ocak'a yetişme imkanı yok"

Memur ve emeklilere maaş artışına ilişkin kanunun yürürlüğe girdiğini hatırlatan Elitaş, "Keşke biz bunu geçen hafta bitirmiş olsaydık, pazar günü herkese yüzde 30 oranında memur ve emekli maaşı zammı yansımış olacaktı. Artışın 15 Ocak'a yetişme ihtimali sanıyorum yok. Çünkü sisteme girmeleri bayağı zaman alabilir. Birkaç gün gecikmeyle bu gerçekleşmiş olur." dedi.

"Düzenleme geçici işçileri de kapsıyor mu?" sorusunu Elitaş, "Geçici işçiler burada yok." diye yanıtladı.

Taşeronlarla ilgili çalışmadaki son durumun sorulması üzerine Elitaş, "Sayın Bakan, açıklama yaptı ama biz henüz o konuda bilgi sahibi değiliz. Hangi konuyu çalışıyorlar, içeriği, kapsamı nedir bilmiyoruz. Teknik olarak onlar çalışacaklar sonra TBMM'ye gelecek. TBMM kanun yapma tekniği kapsamında değerlendirmesini yapacak." karşılığını verdi.

"EYT ile ilgili çalışmayı bitireceğiz ama bizden bir tarih istemeyin"

Emeklilikte Yaşa Takılanlara (EYT) ilişkin kanun teklifinin hangi aşamada olduğunun sorulması üzerine Elitaş, şunları kaydetti:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız, geçen hafta, 'Biz bunu bitirdik, takdir yüce Meclis'in takvimi çerçevesinde.' diye ifade etti. Meclis'e geldikten sonra 10 günlük bir süre gerekir. EYT ile ilgili çalışmayı bitireceğiz ama bizden bir tarih istemeyin. Çünkü muhalefet, 20 milletvekiliyle Meclis'i tıkayabiliyor. Bu engellemeleri de dikkate alırsak bir süre vermemiz mümkün değil.

Teklif metninde üniversitelerde 50D kapsamında çalışanlar vardı fakat YÖK Başkanımız, 'Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklik teklifimiz var, bunu onun içinde değerlendirelim' dedi. Bu düzenleme Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki teklifte değerlendirilecek. Teknik çalışmalarını yapıyorlar."

"Şiddetle kınıyorum"

İsveç'in başkenti Stockholm'de, terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan provokasyonlarına ilişkin soruyu Elitaş, şöyle yanıtladı:

"Üzülerek ifade ediyorum; NATO'ya üye olmaya çalışan bir ülkede, bütün uyarılarımıza ve hassasiyetlerimizi açık ve net ifade etmemize rağmen İsveç'in, bölücü terör örgütünün, bir ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı'na yapılan alçakça, ahlaksızca bir gösteriye göz yummasını şiddetle kınıyorum. Muhakkak faillerle ilgili gerekli işlemler yapılacak ve bundan sonraki süreçte daha dikkatli ve daha duyarlı olacaklarını ümit ediyorum ve arzu ediyorum. Aksi halde hem böyle davranacaksınız hem NATO'nun üyesi bir ülkeye, NATO'ya giriş için müracaat edeceksiniz, sözler vereceksiniz hem de böyle ahlaksızca bir gösteriye müsaade edeceksiniz. Bunu hiç kimse kabul etmez. Şiddetle kınıyorum."

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar