Rasyonelleşme olmadan tahvil faizlerinde normalleşme zor
Bankalara menkul kıymet tesis yükümlülüğü getiren düzenlemelerle piyasa koşullarından negatif ayrışan tahvil faizleri, normalleşme beklentisiyle yön arayışını sürdürüyor. Regülasyonlardan önceki yüzde 25’ler seviyesinden tek haneye inen faiz oranları, son dönemde yerini sert dalgalanmaya bıraktı.
info@karadenizekonomi.com / 15.06.2023
Bankacılık sektörüne getirilen zorunlu menkul kıymet alımı tahvil faizlerinde fiyatlamayı anormalleştirdi. Gösterge tahvil faizleri sert dalgalı bir seyir izlerken son haftalarda ise yükseliş eğiliminde. Uzmanlar öngörülebilir para politikası ve enflasyon olmadan normalleşmenin zor olduğunu kaydetti.
Bankacılık sektörüne sabit faizli menkul kıymet alım zorunluluğu getiren makroihtiyati tedbirlerin devreye girmesiyle birlikte gösterge tahvil faizleri fiyatlamaları piyasa koşullarından ayrıştı. Geçen yıl haziranda başlayan menkul kıymet tesisi zorunluluğu doğuran regülasyonlarla o dönem yüzde 25’lerin üzerinde olan 2, 5 ve 10 yıllık gösterge tahvil faizleri tek hanelere kadar geriledi. Bu durum Hazine’nin de borçlanma maliyetini oldukça geriletti. Son dönemde ise tahvil faizlerinde yön yeniden yukarı döndü. Ekonomi yönetimindeki değişiklik rasyonel politikalara geçme ihtimalini güçlendirince tahvil faizleri de çift hanelerin üzerine çıktı.
10 Haziran 2022’de yabancı para oranı ve TL dönüşüm oranına göre bankalara menkul kıymet tesis zorunluluğu getirilmeden önce 2 yıllık gösterge tahvil faizi oranı 8 Haziran 2022 itibariyle yüzde 28,11 seviyesinde bulunuyordu. İlk regülasyonun devreye girmesinin ardından gerilemeye başlayan 2 yıllık gösterge tahvil faizi 2022'nin son ayında yüzde 9,11'e kadar inerek tek haneye düştü. Yılın ilk aylarında yüzde 10 seviyelerinde kalan 2 yıllık gösterge tahvil faizi martın sonuna doğru yüzde 14,97'ye çıktı, nisanda ise yüzde 16,61 seviyesi görüldü. Ardından mayıs başında yine tek haneye gerileyen 2 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 7,6'ya kadar düştü.
İkinci tur sonrasında yükseliş başladı
Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimi öncesinde yüzde 16,92 ile yılın en yüksek seviyesine çıkan 2 yıllık gösterge tahvil faizi ikinci tur seçimleri öncesinde yüzde 8'e geriledi. İkinci tur seçimi tamamlandıktan sonra çift haneli seyrini sürdüren ve haziran boyunca yükseliş gösteren 2 yıllık gösterge tahvil faizi dün itibariyle ise yüzde 16,88 seviyesinde bulunuyor. Bu yılsonundaki yüzde 9,11 seviyesinden 6 ay içinde yüzde 16,88'e 7.77 puanlık bir artış yaşandı. Bankalar regülasyonlar nedeniyle 5 ve daha uzun vadede sabit faizli tahvilleri alıyor. Bu yıl en düşük seviyesini yüzde 5,47 ile 16 Mayıs’ta gören 2 yıllık gösterge tahvil faizi en yüksek seviyesini ise 12 Mayıs’te yüzde 19,14 ile gördü. 2 yıllık gösterge tahvil faizinde ise konuya yakın kaynaklar çok düşük hacim ve zorunlu alıcı satıcılarla sert fiyat hareketleri olduğunu dile getiriyor.
Bankaların ihalesine de büyük ilgi gösterdiği vadeler 5 ve daha uzun vadeli tahviller oluyor. 5 yıllık gösterge tahvil faizi de 2 yıllık gösterge tahvil faizi gibi dalgalı bir seyir izledi. Regülasyonlar öncesi Haziran 2022 başında 5 yıllık gösterge tahvil faizi oranı yüzde 26,84 idi. Bankalara menkul kıymet zorunluluğu getirilmesiyle birlikte 5 yıllık gösterge tahvil faizi de düşüşe başladı. Ekim 2022'de 5 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 9,13'e kadar indi. Yılın son ayında yüzde 8 seviyelerinde seyreden 5 yıllık gösterge tahvil faizi bu yılın en düşük seviyesini de 9 Ocak'ta yüzde 7,6 ile gördü. Mart ortasına kadar 5 yıllık gösterge tahvil faiz oranında tek haneli seviyeler devam etti. Ardından yeniden çift haneye gelerek yükseliş eğilimi sergilenmeye başladı.
Mayısta cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimi sonrasında 18 Mayıs'ta yüzde 8,36'ya düşen 5 yıllık gösterge tahvil faizi dün itibariyle ise yüzde 11,39'a geldi. 5 yıllık faizde yılın en yüksek seviyesi ise 12 Mayıs’ta yüzde 19,95 ile görüldü. 5 yıllık gösterge tahvil faizinde bu yıl başındaki seviyeden 2,5 puanlık artış yaşandı. Geçen yıl hazirana göre ise tam 15,04 puanlık düşüş var.
Seçimlerin ardından yükseliş hareketi Yine bankaların ihalelerde neredeyse rekor talepte bulunduğu 10 yıllık gösterge tahvil faizi Haziran 2022’de yüzde 25,72 seviyesinde bulunuyordu. Alım zorunluluğu 10 yıllık gösterge tahvil faizinde düşüş sürecini başlattı Aralık 2022 sonunda ise tek haneye indi. Yeni yılı yüzde 8,5 seviyesindeki tek haneyle karşılayan 10 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 10-12 seviyelerindeki seyrini nisan sonuna kadar sürdürdü. Mayıs başlamasıyla ilk tur seçimi öncesi yüzde 14,35'e çıkan 10 yıllık gösterge tahvil faizi ikinci tur seçimi öncesinde ise yüzde 9 ile yine tek haneye düştü. İki turun tamamlanması ardından yükselişe başlayan 10 yıllık gösterge tahvil faizi dün itibariyle de yüzde 18 seviyesinin üzerinde bulunuyor. 10 yıllık gösterge tahvil faizi bu yıl en düşük seviye yüzde 8,17 ile 9 Ocak'ta görülürken en yüksek ise yüzde 18,09 ile önceki gün gözlendi. Geçen yıl hazirana göre 7,7 puan gerileyen 10 yıllık gösterge tahvil faizi, geçen yıl sonuna göre ise 7,6 puan yukarıda bulunuyor.
Tahviller her ay yapılan ihalelerde ise faiz oranları yükselerek tamamlandı. Ocakta 9 yıllık tahvil faizi ihalesinde ortalama bileşik faiz yüzde 10,37 belirlenirken, şubatta yüzde 11,68, martta yüzde 11,9, nisanda yüzde 12,39 haziranda ise yüzde 18,09’a çıktı. 5 yıllık tahvil faizi de şubat ihalesinde ortalama bileşik faizi yüzde 9,5 olarak tamamlarken martta yüzde 11,53, mayısta yüzde 14,7’ye yükseldi.
Sabit faizli kıymetlerin aktiflere oranı sınırlı düzeyde
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’nda da bankaların kur ve faiz riskine ilişkin bölümde bankaların durumu yer aldı. Raporda, bankaların faize duyarlı TL aktiflerinin ağırlıklı ortalama vadesinin 2022 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yukarı yönlü hareketlendiği belirtilerek şu noktalara dikkat çekildi: “Bankaların TL aktif kompozisyonunda uzun vadeli sabit getirili menkul kıymet payındaki artış kısmen değişken faizli krediler ile dengelenirken, TL aktiflerin ortalama vadesinde sınırlı yükseliş görülmüştür. Faize duyarlı TL yükümlülüklerin ortalama vadesi ise bir süredir 5- 6 ay arasında yatay bir seyir izlemektedir. Bankaların sabit getirili ve uzun vadeli menkul kıymetlere olan talebi artarken; kısa vadeli ve değişken faizli kredi eğilimi devam etmektedir. Bankalar faize duyarlı aktif ve pasifler arasındaki vade uyumsuzluğunu varlık kompozisyonunda değişken faizli ürünlerin payını artırarak ve sabit faizli kredilerin vadelerini kısaltarak yönetmektedirler. 2022 yılının ikinci yarısından itibaren Liralaşma stratejisi kapsamında devreye alınan makroihtiyati düzenlemeler sonrasında banka portföylerinde TL sabit getirili menkul kıymet ihtiyacı artarken bu gelişmenin bir yansıması olarak TL değişken faizli menkul kıymetlerin payı azalmaya başlamıştır. Banka aktifl erinde sabit faizli menkul değerlerin ortalama vadesi uzarken, sabit faizli kredilerin vadesindeki gerileme aktifl erin ortalama vadesindeki artışı önemli ölçüde dengelemiştir. TL menkul kıymetlerin ve sabit faizli TL menkul kıymetlerin sektörün aktiflerine oranı sınırlı düzeydedir.”
Öngörülebilir para politikası ve enflasyon oranı
Deniz Yatırım Yatırım Strateji ve Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek “Bankaların bilançolarında regülasyon kaynaklı bulundurdukları tahvil stoku artmakla birlikte rahatsız edici yüksek seviyelerde değil. Bu kısım kısa vade için önemli. Elbette olası yükselişin etkisi olur ama yönetilmez değil. Uç faiz artırımı ve ikincil piyasaya etkileri senaryosunda ise Bakanlık tarafından değişim dahil olasılıklar değerlendirilir. Ancak, henüz orada olduğumuz kanaatinde değilim” dedi. Konuya yakın kaynaklar tahvil faizlerinin yatay kalmasını sağlayacak bir neden olmadığını belirtirken yüzde 8’in de yüzde 12’nin de yüzde 18’in de yanlış fi yat olduğuna işaret etti. Uzmanlara göre regülasyonların yanı sıra ne zaman ki para politikası ve enflasyon öngörülebilir bir yere gelir o zaman tahvil faizlerinde de doğru fiyatlama görülebilir.
TÜFE’ye endeksli tahvillerde negatif getiri sıfıra dayandı
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mayısta yaptığı 10 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvilin yeniden ihraç ihalesinde negatif reel bileşik faiz yüzde 0,07 oldu. Nisandaki ihalede negatif reel bileşik faiz yüzde 1,76, şubat ihalesinde ise yüzde 4,94 seviyesindeydi. Hazine iç borçlanma stratejisine göre 20 Haziran'da 10 yıl vadeli TÜFE'ye endeksli devlet tahvilinin yeniden ihraç ihalesi düzenlenecek. Bu ihalede talep seviyesine göre negatif reel faiz dönemi sona erebilir. Haziranda Hazine, toplam 57 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 50 milyar TL’lik iç borçlanma yapmayı planlıyor. Temmuz ayında toplam 123,3 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 80 milyar TL’lik iç borçlanma planlanırken ağustosta toplam 130,9 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 85 milyar TL’lik iç borçlanma öngörüldü.