Sanayi devlerine ‘kâr’ muhalefet
Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşunun 2023 yılında enflasyondan arındırılmış üretimden satışları yüzde 13,8, vergi öncesi dönem kârları da yüzde 19,3 azalırken, finansman giderleri yüzde 16,8 arttı
info@karadenizekonomi.com / 26.06.2024
Yüksek enflasyon ve zorlu finansman koşulları altında üretim gücü aşınan sanayici için ‘kar yılı değil, ar yılı’ olarak geçen 2023’ten sanayinin devleri de nasibini aldı. İSO 500-2023 sonuçlarına göre, devlerin satışları geçen yıl reel olarak yüzde 13,8 daraldı. İlk 500’ün tüm kar büyüklüklerindeki artışlar da yılsonu enflasyonunun altında kaldı.
İstanbul Sanayi Odası’nın bu yıl 56’ncısını hazırladığı “İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (BSK) Araştırması”nın 2023 yılı sonuçları açıklandı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açıkladığı sonuçlara göre, geçen yıl üretimden satışlara göre en büyük kuruluş 484 milyar liralık satışlarıyla Tüpraş oldu. Tüpraş’ı 238 milyar liralık üretimden satışlarıyla Ford Otomotiv takip ederken, üçüncü sırada yaklaşık 227 milyar liralık üretimden satışlarıyla Star Rafineri yer aldı. İSO 500’de üretimden satışlar 2023 yılında yüzde 42,1 artarak 4 trilyon 485 milyar liradan 6 trilyon 375 milyar liraya çıktı. İSO 500 2022 sonuçlarından farklı olarak geçen yıl ilk 10’a iki yeni şirket girdi.
SATIŞLAR REEL OLARAK YÜZDE 13,8 AZALDI
Türkiye sanayisinin bir anlamda röntgenini çeken araştırma sonuçları, üretim faaliyetlerindeki gelişmelere ve yüksek enfl asyonun sanayici üzerindeki etkilerine ilişkin kritik mesajlar veriyor. 2023 yılında yüzde 4,5 büyüyen Türkiye ekonomisine karşın, sanayi sektörünün yüzde 0,8; imalat sanayinin ise yüzde 1,6 gibi görece zayıf büyümesinin alt kırılımları İSO 500 2023 sonuçlarında daha iyi görülüyor. Yanı sıra 2023 yılı bilançolarına uygulanan enfl asyon muhasebesinin İSO 500 firmalarının özkaynak ve aktif toplamı büyüklüklerini de önemli ölçüde etkilediği dikkat çekiyor. Araştırma sonuçlarına göre, İSO 500’de üretimden satışlar 2023 yılında yüzde 42,1 oranında artarak 4 trilyon 485 milyar liradan 6 trilyon 375 milyar liraya çıktı. İSO 500’ün üretimden satışlarının 2021’de yüzde 73,8; 2022’de ise yüzde 119 arttığı düşünüldüğünde geçen yıl büyüme daha zayıf gerçekleşti. Enfl asyondan arındırıldığında ise üretimden satışlardan daha dramatik bir düşüş dikkat çekiyor. Buna göre, 2023 verileri yıl sonu TÜFE oranı olan yüzde 64,77 ile arındırıldığında, üretimden satışlar 2022 yılına göre reel olarak yüzde 13,8 oranında daraldı. Yıl sonu ÜFE ile arındırıldığında ise üretimden satışlar reel olarak yüzde 1,5 geriledi. Rapora göre, satışlardaki bu zayıf artışta deprem felaketi ve yılın ikinci çeyreğindeki çalışma gün sayısının azalmış olması etkili olurken, genel seçim sürecinin atmosferi ile bekle-gör dönemine girilmiş olmasının sanayi sektörünün performansını olumsuz etkilediği kaydedildi. Yanı sıra, yılın ikinci yarısından itibaren artan maliyetler ve sıkı para politikalarının da sanayi sektörünün performansını sınırladığı yine raporda dikkat çekilen bir diğer husus oldu.
DEV ŞİRKETLERİN İHRACATI GERİLEDİ
Sanayi devlerinin ihracat performansına bakıldığında, zorlu küresel rekabet koşullarının etkisiyle İSO 500’ün ihracatı 2022 yılına göre yüzde 2,9 düşüş ile 95,1 milyar dolara geriledi. Aynı yıl Türkiye ihracatı binde 5 artarken, İSO 500 firmalarının ihracatının da gerilemesi sanayi devlerinin ihracat pazarlarındaki durgunluktan fazlaca etkilendiğini gösteriyor. Öte yandan İSO 500’ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payına bakıldığında, 2021’de yüzde 38,1; 2022’de ise yüzde 38,5 olan söz konusu oranın geçen yıl yüzde 37,2 olduğu görülüyor. İSO 500’ün Türkiye sanayi ihracatındaki payı ise geçen yıl yüzde 38,7 olarak gerçekleşti.
KÂR EDEN ŞİRKET SAYISI 404’E İNDİ
Raporda en dikkat çeken veri gruplarından biri de İSO 500 firmalarının karlılıklarında yaşanan sınırlı büyüme oldu. Zira tüm kar büyüklüklerindeki artışlar, yılsonu enfl asyonunun altında kalırken, reel olarak düşüşe işaret ediyor. Buna göre, 2023’te İSO 500’ün faaliyet karı yüzde 39,7 oranında artarak; 671 milyar liradan 937 milyar liraya çıktı. Buna karşılık faaliyet karlılığı oranı, 0,3 puan düşüşle yüzde 12,8’den yüzde 12,5’e geriledi. İSO 500 kuruluşlarının bir diğer karlılık göstergesi olan faiz, amortisman ve vergi öncesi karı da yüzde 45,5 artışla 808 milyar liradan 1 trilyon 175 milyar liraya yükseldi. Aynı yılda FAVÖK karlılığı oranı 0,3 puan artışla yüzde 15,4’ten yüzde 15,7’ye çıktı. Yanı sıra İSO 500’deki vergi öncesi kar ve zarar toplamı yüzde 32,9 artarak 485 milyar liradan 645 milyar liraya yükselirken, satış karlılığı oranının 0,7 puan düşüşle yüzde 9,3’ten yüzde 8,6’ya indiği göze çarpıyor. Öte yandan İSO 500’de dönem kar ve zarar büyüklüğüne göre kar eden kuruluş sayısının geçen yıl bir önceki yıla göre 38 adet düşerek 404’e gerilemesi, zarar eden şirket sayısının da 58’den 96’ya çıkması söz konusu verileri destekliyor. Aktif karlılık oranına bakıldığında ise bu göstergenin enfl asyon düzeltmesinden olumsuz etkilendiği görülüyor. Buna göre enfl asyon düzeltmesi öncesi yüzde 10,8 olan aktif karlılığı, düzeltme sonrası yüzde 7,3’e kadar iniyor.
DEVLER KAMBİYO ZARARI YAZDI
İSO 500’ün karlılık bileşenlerine bakıldığında ise en çok göze çarpan uzun yıllar sonra ilk kez net kambiyo zararının ortaya çıkması oldu. Buna karşılık kambiyo işlemleri haricindeki diğer gelirlerden elde edilen net kar, 282 milyar liraya çıktı. Böylece toplam faaliyet dışı gelirlerin net satışlara oranı yüzde 2,1’den yüzde 3,6’ya çıktı. İSO 500’ün finansman giderleri ise 2023’te yüzde 92,5 oranında artarak 277 milyar liradan 533 milyar liraya yükseldi. Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı 15,6 puan artışla yüzde 41,3’ten yüzde 56,9’a çıktı. Bu durum sanayicinin karının yarından fazlasını finansman giderlerine harcadığını ortaya koyuyor.
DÜZELTME ÖZKAYNAK PAYINI OLUMLU ETKİLEDİ
İSO 500’ün aktif toplamı yüzde 126 artarak 8,8 trilyon liraya yükseldi. Bu artışın 2,9 trilyona yakın kısmı enfl asyon düzeltmesinden kaynaklandı. Aktifl erin alt kalemlerine inildiğinde, duran varlıklar yüzde 242 artarak 4,7 trilyon liraya çıkarken, bu artışın 2,7 trilyonluk kısmı enfl asyon düzeltmesine bağlı olarak gerçekleşti. Dönen varlıklardaki artış ise yüzde 63 ile daha düşük kaldı. Pasif tarafta ise özkaynaklar 2023’te enfl asyon düzeltmesi sonrası verilerle yüzde 245 oranında artarak 4,8 trilyon liraya çıkarken, bu kalemde enfl asyon düzeltmesinin etkisi 2,8 trilyon oldu. Düzeltme sonrası toplam borçlar yaklaşık yüzde 60 artarak 4 trilyon liraya çıkarken, düzeltmenin etkisi 31 milyar lira ile sınırlı kaldı. Borç/özkaynak ilişkisine bakıldığında ise; enfl asyon düzeltmesinin etkisiyle İSO 500’ün kaynak yapısında özkaynaklar lehine önemli bir gelişme sağlandı. 2022’de yüzde 35,7 olan özkaynak payı, 2023’te düzeltme yapılmaması halinde yüzde 33,2’ye düşecek iken, düzeltme sonrası yüzde 54,5’e yükseldi.
İSO 500 RAPORUNDA ÖNE ÇIKANLAR
İSO 500 kapsamında özel kuruluşların sayısı 487 olurken, kamu kuruluşlarının sayısı 4 adet artarak 13'e yükseldi. Kamu kuruluşlarındaki artışta, daha önce TMSF tarafından yönetilen 4 özel sektör şirketinin hisselerinin tamamının Hazine ve Maliye Bakanlığı’na devredilmesinden kaynaklandı.
2022'den 2023'e İSO 500'e yeni giren firma sayısı 50 olurken 37 kuruluş geçen seneki İSO İkinci 500'den yükseldi. 450 firma her iki yılda da İSO 500 sıralamasından yer aldı. 13 firma ise İSO 1000 dışından gelerek 2023’te listeye girdi.
Üretimden satışlara göre en büyük kuruluş Tüpras oldu. Uzun yıllardır liderliğinin sürdüren bu kuruluş, aynı zamanda İSO 500'de en fazla katma değer yaratan ve en fazla kar elde eden kuruluş olmayı da başardı. X En fazla ihracat yapan kuruluş Ford Otomotiv oldu.
İSO 500'ün sanayi katma değeri içindeki payı 0,7 puan artarak 22,4 ile en yüksek düzeyine çıkarken GSYH içindeki payı 0,5 puan düşüşle yüzde 6,7 oldu. Bu düşüşte, 2023 yılında ekonominin yüzde 4,5 büyümesine karşılık sanayi sektöründeki büyümenin yüzde 0,8 ile daha sınırlı kalması etkili oldu.
Yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı 8 adet artarak 116'ya yükseldi. X Halka açık kuruluşların sayısı 12 adet artışla 85'e yükseldi ve en yüksek düzeyine çıktı.
İSO üyesi kuruluşların sayısı 1 adet daha azalarak 151 oldu. Bu durum, sanayinin İstanbul dışında daha hızlı geliştiğine işaret ediyor.
Üretimden satışlar yüzde 42,1, net satışlar yüzde 43,5 oranında artış gösterdi. Bu artışlar, son 3 yılı en düşük oranları olmasının yanı sıra reel olarak düşüşe işaret ediyor.
İSO 500'ün ihracatı yüzde 2,9 azalarak 95,1 milyar dolara indi. Türkiye ihracatının yüzde 37,2'si, sanayi ihracatının yüzde 38,7'si İSO 500 tarafından gerçekleştirildi.
‘Yumuşak iniş’ dersek sert çakılma riski var
İSO 500 Araştırması’nın sonuçlarını değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, 2024’ün de 2023’ten daha parlak bir yıl olmayacağını belirterek, “Ekonomide sert demesek de bir iniş olacağı kesin. OVP’deki büyüme hedefi gerçekçi. Biz sağlıklı bir iniş olmasını bekliyoruz ama yumuşak iniş yapalım dersek de sert çakılma riski var” dedi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın sonuçlarını açıkladığı toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yeni vergi paketi ve asgari kurumlar vergisine yönelik bir soru üzerine Bahçıvan, kurumlar vergisiyle alakalı sürecin kamuoyunda tartışıldığı boyutta henüz somutlaşmadığını söyledi. Bahçıvan, “Sanayiye belli birtakım teşvikler vaadiyle ve motivasyonuyla geçmiş yıllarda verilmiş olan birtakım vergi avantajlarının sebep ne olursa olsun yol ortasında değiştirilmesinin ve bu akdin bozulmasının öngörülebilirlik açısından ve geleceğe dair güven açısından çok ciddi tahribatlar yarattığını geçmiş yıllarda gördük. O nedenle bu konuda ne kadar kaynak yaratırsa yaratsın, sizin 3-4 sene evvel bir plan dahilinde yapmış olduğunuz ve devletle bir akit haline getirmiş olduğunuz bu teşviklerden elde etmiş olduğunuz hakların yol ortasında, oyun ortasında değişmemesi konusu bizim için en hassas ve en üzerinde durulması gereken konudur” dedi.
“ORTA VADELİ PLAN’A GÜVENİMİZ TAM”
Bahçıvan, yılın son çeyreğine ilişkin beklentilerine yönelik ekonomi yönetimine ve Orta Vadeli Plan'a (OVP) güvenlerinin ve desteklerinin tam olduğunu ifade ederek, “Tabii ki en önemli beklentimiz finansal istikrarın oluşmasına dönük gelişmeler. Finansal istikrar dolayısıyla enfl asyonun düşmeye başlaması, enfl asyon mücadelesindeki olumlu gidiş, toplumun tüm birimlerine, toplumun tüm kesimlerine vereceği gücü sanayiciye de verecek” diye konuştu.
“2024 DE ÇOK PARLAK OLMAYACAK”
Bahçıvan, Türkiye ekonomisi için bir sert iniş beklenip beklenmediğine ilişkin bir soruya da, “Sert demesek de ekonomide bir iniş olacağı kesin. OVP’deki büyüme hedefi de gerçekçi. Enfl asyonla mücadele olduğu müddetçe bazı büyümelerden taviz verilmesi de gerekiyor. Biz sağlıklı iniş olmasını bekliyoruz, ama yumuşak iniş yapalım dersek de sert çakılma riskimiz var” diye cevap verdi. Bahçıvan, sanayicilerin karsızlık sorununa, finansal maliyetlerine ve sektördeki 2024 beklentilerine yönelik bir soru üzerine, finansmana erişim ve finansmanın maliyeti konusunun Türk sanayisinde son 10-15 yıldan beri üzerine net bir şekilde yığılmış olan bir sorun olduğunu dile getirdi. Bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin üretim gücünü ve motivasyonunu devam ettirme noktasında bir sanayi birikimi ve enerjisini gösteren üretim tabanı olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Bütün bu zorluklar içinde bir şekilde yol bulup, alan bulup, fırsat oluşturup kendimizi ayakta tutmayı başarabiliyoruz. Onun için rakamlar ve tabloların ne kadar olumsuz olduğu gerçeğini kabul etsek dahi toplum olarak üretim kültürüne ait olan bu özelliğimizi de hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz ve küçümsememeliyiz. O nedenle bardağın dolu tarafında da o yüksek motivasyon yatmakta” ifadelerini kullandı. Bahçıvan, "2024'ün neticelerinin şu anda değerlendirdiğimiz 2023'ten çok farklı olacağını düşünmüyorum. Çok parlak bir yıl olmayacak. Büyüme olarak zaten hepimizin kabul ettiği ve artık bu programın tutması için de gerekli gördüğü daha düşük büyümeye alışmamız gerekiyor. Bu düşük büyüme de bütün sektörler gibi sanayi sektörlerinde de kendini maalesef gösterecek” açıklamasında bulundu.
KONKORDATO PİYASA BORÇLARINI KAPSAMAMALI
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, konkordatolardaki artışa ilişkin sorulan bir soru üzerine, konkordato konusunun istismarı konusunda geçmişte çok acı örnekler yaşandığına değinerek, İSO olarak geçen yıldan beri bu konuyu daha farklı bir hukuki değerlendirmeyle ele aldıklarını ve bir teklif sunduklarını dile getirdi. Bahçıvan, şöyle konuştu: “Bizim önerimiz konkordatonun sadece kamu alacakları ve finansal alacakları için olması yönündeki bir teklif. Yaşaması istenen bir firma karşısındaki muhatapları da yaşatarak ancak yaşatılmalı. Ama siz tüm alacakları dondurup bir firmaya yaşama hakkı verirken onunla birlikte çalışan ve kendisinin onun o noktaya gelmesinde hiçbir sorunu olmayan onlarca firmayı da maalesef nefessiz bırakma durumuyla karşı karşıyasınız. Onun için bizim net talebimiz konkordato müessesesinin sadece finansal alacaklar ve kamu alacakları için geçerli olması."
Sanayinin istihdamını azaltacağına inanmıyorum
İstihdam, ara zam ve hedef enfl asyonla ilgili bir soru üzerine Bahçıvan, sanayide halen daha istihdam noktasında talebin arzdan fazla olduğunu kaydetti. Bahçıvan, "Sanayinin istihdamını azaltacağına katılmıyorum. Firmalarımızın kendi istihdam ihtiyaçlarından, kendi istihdam kotalarından, kendi istihdamlarındaki mecburiyetlere dönük olarak, ücretlerle üretimlerini devam ettirmek için elinden gelen tüm kozlarını oynayacaklarını düşüncesi içindeyim" dedi. Merkez Bankası’nın son eğilim anketinde de enfl asyon hedefi ne dönük beklentilerin daha da azalmaya başladığını dile getiren Bahçıvan, “Ama tabii burada toplum olarak hepimize büyük görev düşüyor. Yani hepimiz enfl asyonda düşüşü, mücadelesini bireysel hayatımızda da kurumsal hayatımızda da fazlasıyla ortaya koymalıyız” diye konuştu.
ORTA VE YÜKSEK TEKNOLOJİDEN UMUT VEREN YÜKSELİŞ
İSO 500 firmalarının teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer dağılımına bakıldığında, en yüksek payı yüzde 33,9 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörler alırken, bu grubun payının 2022’ye göre 3,8 puan düştüğü görülüyor. Aynı dönemde düşük düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı ise 0,2 puanlık azalışla yüzde 28,7’ye indi. 2023’te orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı ise 3,1 puan artışla yüzde 30,3'e yükselirken, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı da 0,9 puanlık artışla yüzde 7,1'e yükseldi. Konuyla ilgili raporda şu ifadelere yer verildi: “İSO 500 sonuçları, ölçüm yapılan son 11 yıllık dönem boyunca ilk kez 2018 ve 2019 yıllarında yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin payında hissedilir bir artışa işaret etmiş, 2020 ve 2021 yıllarında bu pay sınırlı gerilemeler kaydetmiştir. 2022 yılındaki sınırlı artışla birlikte pay 2023'te ilk kez yüzde 7'yi geçerek mevcut veri setinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır.”
Ar-Ge yapan kuruluş sayısı 265
İSO 500’de Ar-Ge harcamalarına bakıldığında, 2023 yılında sanayi devlerinin Ar-Ge harcamaları anket verileri ile 30,6 milyar TL olarak gerçekleşirken, bir önceki yıla göre yüzde 87,oranında nominal artış gözlendi. Yılsonu TÜFE enfl asyonundan arındırıldığında 2022'deki yüzde 10,7'lik artışın ardından 2022'de de yüzde 13,8 oranında büyüme gerçekleşti. Böylece üst üste 3 yıllık gerileme ile 2022 yılında yüzde 0,36'ya düşen Ar-Ge harcamalarının üretimden satışlara oranı, 2023'te yüzde 0,48 ile son 3 yılın en yüksek düzeyine yükseldi. Bu artışta üretimden satışlardaki yavaş büyümeye rağmen Ar-Ge harcamalarında sağlanan reel artış etkili oldu. İSO 500'de Ar-Ge harcaması yapan kuruluş sayısı da 2022 yılında 260 adet ile son 5 yılın en düşük seviyesine gerilemişken, 2023'te yeniden artarak 265'e yükseldi.
Yaratılan katma değerde ücret ve maaşların payı %38,8
İSO 500 çalışması kapsamında sanayi kuruluşlarının yarattıkları net katma değerin faktör gelirlerine göre dağılımı da inceleniyor. Buna göre, 2023 yılında İSO 500'ün yarattığı net katma değer içerisinde milli gelir anlamında karın payı yüzde 54,5'ten yüzde 36,1'e gerilerken, ödenen faizlerin payı yüzde 18,6'dan yüzde 25,2'ye ve ödenen maaş ve ücretlerin payı ise yüzde 26,9'dan yüzde 38,8'e yükseldi. Rapora göre, bu gelişmeler 2023 yılında karlılık oranlarında düşüşe karşın yüksek ücret artışlarının ve EYT düzenlemesi kapsamındaki ikramiye ödemelerinin etkisini yansıtıyor. Öte yandan ücretlerin payında toparlanma, 2019-2022 yılları boyunca yaşanan belirgin düşüşü takip ederken, oran hala 2021 öncesi seviyelerinin altında kaldı. Zira ödenen maaş ve ücretlerin payı 2015’te yüzde 56,5; 2016’da yüzde 52,7; 2017’de yüzde 46,9; 2018’de yüzde 54,7 olarak hesaplanmıştı. Öte yandan 2023'te net katma değerdeki pay itibarıyla en belirgin düşüş gösteren faktör gelirinin ise milli gelir anlamında kar olduğu görülüyor. EYT etkisi gözlemlendi Yanı sıra İSO 500 2023 çalışmasına göre, İSO 500’ün istihdamını 2023 yılında yüzde 1,9 artırarak 788 bin 389’dan 803 bin 551’e yükselttiği görülüyor. Aynı zamanda İSO 500 firmalarının ödediği maaş ve ücretlerin de geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 119,6 artarak 193 milyar 959 milyon TL’den 425 milyar 866 milyon TL’ye çıktığı görülüyor. Öte yandan nispi hasıla oranlarına bakıldığında ise en yüksek orana sahip sektör elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemleri olurken, en yüksek orana sahip imalat sektörü ise kimyasal ürünler oldu.
DİĞER BORÇLAR DAHA FAZLA ARTTI
İSO 500 BSK’da toplam borçlar 2022 yılına göre yüzde 59,8 artarak 4 milyar 13 milyar liraya yükseldi. Borçların alt kalemlerine bakıldığında, mali borçların yüzde 54 artışla 1,3 trilyon liradan 2 trilyon 10 milyar liraya çıktığı görülüyor. Diğer borçlar kaleminde ise yüzde 65,9 artışla 1,2 trilyon liradan 2 trilyon liraya yükseliş söz konusu. Borçların gelişimine bakıldığında, son 2 yılda olduğu gibi 2023’te de diğer borçların mali borçlardan daha hızlı arttığını görülüyor. Vade yapıları incelendiğinde ise kısa vadeli mali borçlardaki artışın yüzde 53 ile uzun vadeli mali borçlardaki yüzde 56’lık artışın hafif altında kaldığı dikkat çekiyor. Bununla birlikte, kısa vadeli mali borçların toplam borçlar içerisindeki payı yüzde 51,7 ile uzun vadeli borçların üzerinde kalmış ve önceki yıla göre önemli bir değişim kaydetmemiş durumda.
SANAYİ DEVLERİNİN ‘DEVREDEN KDV’ SORUNU BİTMİYOR
İSO 500’ün devreden KDV yükü, 2023 yılında enfl asyon düzeltmesi sonrası verilerle yüzde 36,5 oranında artarak 66 milyar 753 milyar liraya yükseldi. 2021 yılında bu tutar 23 milyar 624 milyon lira, 2022 yılında ise 48 milyar 893 milyar liraydı. Sanayicilerin devreden KDV sorununu değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Söz konusu artış, enfl asyonun altında kalması bakımında geçen yıllara göre bir nebze daha pozitif tablo sunsa da biz bu döngüyü, sanayi kuruluşlarımızın, devlete sıfır faiz ve sonsuz vade ile borç vermesi olarak tanımlamayı sürdürüyoruz. Özellikle enfl asyonun yüksek seyrettiği dönemlerde, KDV alacaklarının iadesi geciktikçe bu durum firmalarımızın nakit akışı açısından daha önemli bir yük haline geliyor” ifadelerini kullandı.
FİNANSAL KOŞULLAR HALKA ARZA YÖNELTTİ
İSO 500 içinde halka açık kuruluşların sayısı 2017- 2021 döneminde 65-69 bandında seyrettikten sonra 2022 ve 2023 yıllarında önemli artışlar gösterdi. 2022'de 8 adet artarak 73'e çıkan halka açık kuruluş sayısı, 2023'te 12 adet daha artarak 85'e çıktı. Böylece İSO 500 içinde halka açık kuruluş sayısı en yüksek düzeyine ulaştı. Raporda, “2022 ve 2023 yıllarında ortaya çıkan finansal koşullar firmaları halka açılmaya yöneltmiştir” ifadelerine yer verildi. 2022'den 2023'e halka açık kuruluşların üretimden satışlar içindeki payı yüzde 32,3'ten yüzde 32,4'e, dönem kar ve zarar toplamındaki payı yüzde 33,6'dan yüzde 35,5'e yükseldi. Buna karşılık ihracat payı yüzde 34,1'den yüzde 32,7'ye; faiz, amortisman ve vergi öncesi kar ve zarar toplamı payı ise yüzde 33,2'den yüzde 32,3'e indi. Toplam borçların payı yüzde 31,3'ten yüzde 34,2 ye, özkaynak payı da yüzde 28,7'den yüzde 32' ye çıktı.