Zamanında ödenen prime ‘yüzde 5 destek’ teklifi

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat tarafından TBMM’ye sunulan kanun teklifine göre, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın, bu primlerin yasal süresinde ödenmeleri koşuluyla Hazine tarafından karşılanması amaçlanıyor.

info@karadenizekonomi.com / 14.03.2025

Zamanında ödenen prime ‘yüzde 5 destek’ teklifi

TBMM’ye sunulan ka­nun teklif ile malul­lük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden iş­veren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın, bu primlerin yasal süresinde ödenmeleri koşuluyla ve 2025 yılı için küçük esnaf ve mik­ro işletmeler ile KOBİ’leri ön­celeyen bir yaklaşımla çalıştı­rılanların sigorta primlerinin işveren hisselerinin bir kıs­mının Hazine tarafından kar­şılanması amaçlanıyor.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’n­da değişiklik yapılmasına da­ir Kanun Teklifi’nin gerekçe­sinde, kayıt dışı istihdamın azaltılması, işgücüne katılım oranlarının yükseltilmesi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesinin, sosyal güvenlik sisteminin sürdürü­lebilirliği açısından zorunlu olduğuna dikkat çekildi.

Denetim ve caydırıcı yaptırımlar gerekiyor

Acilen uygulanması gere­ken düzenlemelerin de mad­delendirildiği gerekçede, iş­veren üzerindeki maliyetle­rin azaltılması için kapsamlı teşvik ve destek programları­nın uygulanması, kayıt dışı is­tihdamı azaltmaya yönelik denetimlerin sıklaştırılması ve caydırıcı yaptırımların ar­tırılması, asgari ücret deste­ğinin kapsamının genişletile­rek, küçük ve orta ölçekli iş­letmelerin bu destekten daha kolay yararlanmasını sağlaya­cak düzenlemelerin yapılması önerildi.

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat tarafından su­nulan kanun teklifinin gerek­çesinde ayrıca sosyal güvenlik sisteminin finansal dengesini korumak adına prim gelirleri­ni artıracak yapısal reformla­rın hayata geçirilmesi, kayıt dı­şılıkla mücadelede veri şeffaf­lığının artırılması ve TÜİK’in düzenli olarak kayıt dışı istih­dam oranlarını açıklaması, iş­gücü piyasasının güçlendiril­mesi ve istihdamı artırıcı po­litikaların uygulanması, vergi politikalarının gözden geçiri­lerek, işverenler üzerindeki yükü azaltacak yeni düzenle­melerin getirilmesi gibi düzen­lemeler de ön plana çıkarıldı.

Kamuya maliyeti olmaz

Bu düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle kamu bütçesi­ne milyarlarca liralık ilave ma­liyet yansıyacağının tahmin edildiğine vurgu yapılan ge­rekçede, “Aynı biçimde, kayıt­lı istihdam oranlarının artırıl­masıyla birlikte, sosyal güven­lik sistemine önemli miktarda ek prim geliri sağlanması ön­görülmektedir. Bu nedenle, önerilen teşvik ve desteklerin SGK sistemi üzerinde ek bir mali yük oluşturmayacağı de­ğerlendirilmektedir” denildi.

Aktüeryal denge sağlanır

Gerekçede, “Bu düzenle­melerle birlikte, işverenlerin üzerindeki mali yük hafifle­tilecek, kayıt dışı istihdamın önüne geçilecek ve sosyal gü­venlik sisteminin aktüeryal dengesi sağlanacaktır. Öne­rilen politikalar, işgücü piya­sasının daha sağlıklı işleme­sine olanak tanıyacak ve ül­ke ekonomisine uzun vadede önemli katkılar sunacaktır. İş­verenler üzerindeki finansal yüklerin artması, istihdamın artırılmasını teşvik edecek mekanizmaların yetersizliği ve mevcut desteklerin sınırlı kalması, ekonomik daralma­yı daha da şiddetlendirmekte­dir.

İşgücü piyasasında yaşa­nan daralma ve artan yoksul­luk, bu krizin halk üzerindeki olumsuz etkilerini açıkça gös­termektedir. Üretici kesim­ler, sanayiciler ve esnaf gide­rek daha yüksek vergilere tabi tutulurken, sağlanan teşvik­ler ise giderek azalmakta ve­ya ulaşılması güç hale geti­rilmektedir” denildi. Mevcut asgari ücret desteğinin, işve­renlerin mali yükünü azalt­mak, kayıtlı istihdamı teşvik etmek ve işgücü piyasasında düzenleyici bir mekanizma olarak işlev görmek amacıy­la uygulandığının altı çizilen gerekçede, ancak mevcut dü­zenlemenin kapsamı ve uygu­lanma koşullarının, desteğin etkinliğini büyük ölçüde sı­nırladığı savunuldu.

Şartlar, desteklerden faydalanmayı zorlaştırıyor

Desteklerden faydalanama­yanlar ise, “2024 yılı itibarıy­la, asgari ücret desteği işçi ba­şına aylık 700 TL olarak belir­lenmiş olup, günlük 23,33 TL üzerinden hesaplanmaktadır. Bakanlığın sunduğu verilere göre, yılın ilk sekiz ayında yak­laşık 6 milyon kişi bu destek­ten yararlanmıştır.

Ancak, ül­kedeki asgari ücretli ve onun 1,5 katı maaşla çalışanların sayısının 10 milyonun üze­rinde olduğu tahmin edilmek­tedir. Desteğin sınırlı sayıda işletme tarafından kullanıl­masının en önemli nedenle­rinden biri, destekten yarar­lanabilmek için işverenlerin bir önceki yılın aynı ayındaki çalışan gün sayısının koruma zorunluluğudur.

Bu şart, özel­likle küçük ve orta ölçekli iş­letmelerin destekten, fayda­lanmasını zorlaştırmaktadır” şeklinde tarif edildi. Sosyal güvenlik sisteminin sürdü­rülebilirliği, sigorta primle­riyle finanse edilen aktüeryal dengenin korunmasına bağlı olduğunun dile getirildiği ge­rekçede, “Ancak işverenlerin giderek artan mali yükleri ve istihdam üzerindeki baskılar, kayıt dışı çalışmayı teşvik et­mektedir. Kayıt dışı istihda­mın yaygınlaşması, devletin prim gelirlerinde ciddi kayıp­lara yol açmakta ve sosyal gü­venlik sisteminin mali denge­sini tehdit etmektedir.”

İşgücüne katılımda OECD ortalamasının gerisinde

Gerekçede, “Prim tahsila­tında yaşanan kayıplar, devlet katkılarını da olumsuz etkile­yerek sosyal güvenlik fonların­da büyük açıklar yaratmakta­dır. Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için aktif sigortalı çalışan sayısının artı­rılması gerekmektedir. Ancak işsizlik oranlarının yüksekliği, kayıt dışı istihdamın yaygınlığı ve işgücüne katılımın düşüklü­ğü, bu dengenin bozulmasına neden olmaktadır. OECD veri­lerine göre, Türkiye, işgücüne katılım oram açısından OECD ülkeleri arasında en alt sırada yer almaktadır. OECD ortala­ması yüzde 70,2 iken, Türki­ye’de bu oran yüzde 55.1 olarak ölçülmüştür. İşgücüne katılım oranının düşük olması, sosyal güvenlik sistemine prim öde­yen kişi sayısının azaltarak fi­nansman dengesini daha da bozmaktadır” denildi.

TÜİK, kayıt dışı istihdam oranını vermemeye başladı

TÜİK’in 2021 yılına kadar yayınladığı verilere göre, kayıt dışı istihdam oranının yüzde 30 seviyelerinde seyrettiğine dikkat çekilen gerekçede, 2022 itibarıyla bu verilere işgücü istatistiklerinde yer verilmemesinin, kayıt dışılığın boyutları hakkında belirsizlik yarattığının, sosyal güvenlik sisteminin etkin ve sürdürülebilir olabilmesi için kayıt dışı istihdamın doğru şekilde ölçülmesi ve bu konuda detaylı raporlar hazırlanmasının büyük önem taşıdığının da altı çizildi. Denetim yetersizliğinin, kayıt dışı istihdamın artmasındaki en büyük etkenlerden biri olduğuna dikkat çekilen gerekçede, kayıt dışı çalışanlar nedeniyle sosyal güvenlik prim gelirlerinin azaldığına, rekabet eşitsizliğinin oluştuğuna ve sistemin mali yükünün kayıtlı çalışanlar üzerine aktarıldığına vurgu yapıldı.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar