Aykut Gezmiş; ''Devlet konut denetimini yapamadı''
1981 yılından bu yana inşaat sektöründe faaliyet gösteren ve geçtiğimiz günlerde 38. yılını kutlayan Gezmişler İnşaatın başındaki isim Aykut Gezmiş ile hem sektörün genel görüntüsünü hem de Giresunda yaptıklarını konuştuk.
info@karadenizekonomi.com / 18.02.2019
Arz talep dengesi oluşturulamadı ya da dikkate alınmadı. Patatesi bile denetleyen bir devlet konut denetimini yapamadı. Devlet, daire stoklarını belirleseydi bu kadar stok fazlası oluşmazdı. Ama beceremedik. Sadece Giresun değil Türkiyenin sorunu bu. Türkiyedeki müteahhit sayısı tüm dünyayla eşit ve böyle olunca duvara çarptık.
Bölgesel kalkınma için önerileri ve inşaat dışında soyundukları yeni yatırımları Karadeniz Ekonomi Gazetesi okurları ile paylaşan Gezmişe göre geleceği planlamak için önce vizyon sahibi olmak gerekiyor.
-Kentin en köklü inşaat firmalarından birinin tepe ismisiniz. Kısaca kendinizi anlatmanızı isteyerek sohbete başlayalım istedik. Aykut Gezmiş kimdir?
-1972 yılında Giresunun Keşap ilçesinde dünyaya gelmişim. İlk ve orta öğrenimimi doğduğum ilçede, lise ve üniversite eğitimimi ise İstanbulda tamamladım. 1993 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. Sonrasında iş hayatımın tamamı Gezmişler İnşaatın her kademesinde çalışarak geçti.
-Gezmişler İnşaatın iç yapılanmasında görev dağılımları nasıl oluşmuştur?
-Firmamızda gerek ortak olarak, gerekse kadrolu birçok inşaat mühendisi ve mimar görev yapmaktadır. Yaptığımız işler şantiye şefi usulü ile gerçekleşmekte ve mutlak suretle yapım işi teknik elemanlarla yürütülmektedir.
-40 yıla yaklaşan köklü geçmişinizi dikkate alırsak pek çok işe imza attığınız aşikâr. Ne tür projelerde öne çıktınız?
-Projelerimiz genellikle 100er ya da 200er dairelik yap-satlar, fabrika, özel okul, benzin istasyonları ve site ağırlıklı. Kuruluşumuzdan bugüne 3 binin üzerinde aileyi ev sahibi yaptık. 250 milyon dolarlık iş hacmine imza attık. Yaşam alanları anlamında Park Flora Burunucu ve Ada Bahçe Evlerinin yanı sıra Doğa Park Evleri ile batı yakasının yeni nefesi olmayı amaçlıyoruz. 200 kişilik çalışan kadromuz ile birkaç fabrika büyüklüğünde bir sektörün temsilcisiyiz ki şu anda Giresunda şantiyesi faaliyette olan iki üç inşaat firmasından biri olmakla da ayrıca gururu duyuyoruz.
-Kurumuzu tek kelime ile tarif etseniz ne derdiniz?
-İdealist bir kurum olduğumuz söylerim. Bunun için de kurum içi eğitimlere fazlasıyla önem veriyoruz. Çalışanlarımıza her hafta düzenli seminerler veriyor ve ekip odaklı hareket ediyoruz. Biliyoruz ki; para bulunur ama iyi bir ekip her zaman bulunmaz.
-Yaşam alanları üretirken öncelikleriniz neler oluyor?
- En az bir daireye bir otopark ve güvenlik olmazsa olmazımız. Sosyal alan ve donatılar ile insanların nefese aldığı peyzaj alanlarını projelerimizin hiç birinde ihmal etmiyoruz. Özellikle son projemiz olan Doğa Park Evlerinde yaşayacaklar, 6 dönümlük ormanlık alanda ister mangal yapsınlar isterse doğa sporları ile uğraşsınlar veya evcil hayvanlarla gezintiye çıksınlar istiyoruz. Yeşil alanlar ve spor alanları dışında havuz, fitness center ve otoparklarımızla farklı bir yaşama kapı açmayı amaçladık.
-Biraz da sektöre yönelik konuşalım istiyoruz. Sizin pencerenizden sektörde görünen eksiklikler nelerdir?
-Yeni bakan sektörün içinden gelmenin avantajı ile bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama şimdilik sözden öteye gitmiyor. Zira, devlet yıllarca motosiklet kullananda ehliyet ararken inşaat yapanda ehil şartına gerek duymadı. Cebinde parası olan herkesin yapabildiği bir iş oldu. Ancak, insan yaşamı bu kadar ucuz olmamalıydı ama yapıldı ne yazık ki.
-Yapı denetim firmaları bu noktadaki eksikliği gidermeye yetmedi mi sizce?
-İçlerinde elbette işini yapan firmalar da var ancak yeterli olmayan yapı denetim firmalarının sayısı bence çok daha fazla. Bir de işlevselliği konusunda da endişeler taşıyorum. Çünkü o firmalar, yaptıkları denetimlerin paralarını yine aynı firmadan alıyorlar. Oysa, parasını aldığın firmayı denetlemekte zorlanırsın. Kendi kuyruğunu yiyen bir yılan gibi denetleyemeyen bir sistem geliştirildi aslında.
-Stok fazlasından da bahsedebilir miyiz?
-Çok haklısınız. Arz talep dengesi oluşturulamadı ya da dikkate alınmadı. Patatesi bile denetleyen bir devlet konut denetimini yapamadı. Devlet, daire stoklarını belirleseydi bu kadar stok fazlası oluşmazdı. Ama beceremedik. Sadece Giresun değil Türkiyenin sorunu bu. Türkiyedeki müteahhit sayısı tüm dünyayla eşit ve böyle olunca duvara çarptık.
-Diğer yandan bir kriz döneminden geçmekteyiz. Ayakta kalmanızın sırrı nedir?
-38 yıllık köklü bir firma olmanın karşılığı bu. Biz her zaman planlama yaptık ve hep öz kaynakla hareket ettik ki 5 yılda bir oluşan tufanlardan uzak kalabildik. Zamanında biz de zorlandık ama bir krizle baş etmenin yollarını bulduk. Çok az risk aldık ve her zaman ayağımızı yorganımıza göre uzattık. Dolayısıyla Gezmişler İnşaatın tek kriteri güvendir.
-İnşaat bu yıl için riskli bir alan mıdır?
-Konut inşa etmeyi birden yüze kadar bir basamak olarak kabul edecek olursak 99. basamakta bile kalsanız o konutu satamazsınız. Mutlaka kapının kolunu da takmalısınız. Bir inşaat yarım kalmışsa satmanız mümkün değildir. Yani, ikinci eli yoktur bitmemiş bir binanın. Böyle baktığımızda ciddi bir krizden geçen sektör için 2019 yılı durağan geçecek diye düşünüyorum. Küçülme olacağı muhakkaktır. Krizi iyi yönetenlerle yani kalan sağlarla 2020 yılında ayağa kalkacaktır. Eğer bundan bir ders alınamıyorsa bu krizlerin altında kalırsınız. Bizim açımızdan baktığımızda ise kriz bizim en fazla moralimizi bozdu. Az önce de belirttiğim gibi şu anda 220 daireli Doğa Park Evleri projemiz var. Daha temel aşamasında yüzde 50sini satmıştık. Ama yeni proje için beklemek ve bakmak gerekiyor. O nedenle artık iştahlı değil temkinli yaklaşıyoruz.
-Bu temkin mi sizi bir başka alana yani eğitim sektörüne yöneltti acaba?
-İnşaatta 40 yıla yaklaşan deneyimle nereye yatırım yapacağımızı öngörüyoruz aslında. Doğa Koleji Giresun Okulları, 4 ortaklı, toplamda 30 küsur milyon lirayı bulan bir yatırım. Bölgenin en büyük okullarından biri olacak. Biz, Doğa Kolejinde yatırımcı ortağız. Giresunda 30 küsur yıllık iki köklü dershane ile ortaklaşa hareket ettik. Eğitim kısmını onlar yürütecek.
-Yani, bir güç birliği projesi mi?
-Giresun ölçeğinde bir güç birliği ki; Karadenizde bu tür ortaklıkların çok zor olduğunu biliyoruz. Tıpkı deniziminiz gibi. Ortak ve akıl ve ortak menfaat için kurumsal bir yapı oluşturduk. Başka ortaklıklar için de örnek teşkil edecektir.
-Doğa Koleji Giresun kampüsünde eğitim anaokulundan mı başlayacak?
-Evet, anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde eğitim verecek olan kampüsle, Giresun'da ezberci sistemden uzak bir akademik eğitimin temellerini atacağız. Bilgiyi her an ve her koşulda kavrayıp analiz edebilecek, geleceğin yetkin bireylerinin önü açmak istedik. Dünya standartlarındaki akademik kadromuz, modern kampüs binamız ve ayrıcalıklı eğitim anlayışımızla öğrencileri hayata en iyi şekilde hazırlayacağımıza inanıyorum.
-Söz konusu eğitim olunca daha fazla bilgi vermenizde sakınca görmüyoruz. Kampüste öğrencileri başka neler bekliyor?
-12 bin 500 metrekare kapalı alanda, başta ekoloji sınıfı olmak üzere, robotik kodlama, 3D kinetik, akıl oyunları, dil atölyesi, sanat sokağı, drama, satranç, resim ve müzik sınıflarının yanında tribünlü kapalı spor salonu, kapalı buz pisti, açık ve kapalı olmak üzere iki yüzme havuzu, kütüphane, lego atölyesi, laboratuvarlar, kafeteryalar, 320 öğrenci kapasiteli yemekhane, 320 kişi ile Giresun'un en büyük konferans salonu, 250 metrekarelik fuaye ve kafeterya alanı, anaokulu ve ilkokul öğrencileri için açık ve kapalı oyun alanı, lise öğrencileri için de yürüyüş alanları ve dinlenme çardakları, Doğa Store, idari ofisler, çok amaçlı atölyeler barındıracak. Ayrıca güvenlik kamerası sistemi ile 7 gün 24 saat güvenlik hizmeti verilecek.
-Kayıtlar başladı mı? Kapasite ve yıllık ücret belli oldu mu peki?
-Evet, kayıtlarımız başladı. Bin öğrenci kapasiteli ve ülkede ilk 10a girecek bir okul hedefledik. 2019 Haziran ayında bitiyor. Kendi okul grubunda rekor düzeyde bir kayıtla karşı karşıyayız. Yeni eğitim öğretim yılında bu iddiamızı ortaya koyacağız. Kapalı ve açık havuzları, buz pisti, konferans salonları ve çok amaçlı salonlarla yemek dâhil yıllık ücreti 17 bin lira civarında planladık.
-Giresun ve bölge ekonomisi üzerine değerlendirmeleriniz nedir?
-Biz deniz kentindeyiz ama denizle yaşamıyoruz. Sadece seyrediyoruz. Bence Karadenizin yat turizmine ihtiyacı var. Sarptan İstanbula kadar olan900 kmlik hattın 80 km. aralıklarla bölünüp yat limanları yapılmalı. Kanadadan Brezilyadan veya Avustralyadan çıkan yatlar koca okyanusu geçip Karadenize niye gelemesin? Aslında, gemi denizden korktuğu için değil sığınacak limanı olmadığı için gelmiyor Karadenize. Dolayısıyla, devlet tarafından 80-90 km aralıklarla yat limanları yapılsa, İstanbuldan çıkan yatlar kıyı şeridinde bölge turizmini inanılmaz canlandırır. Çünkü yat turizmi en çok döviz bırakan turizm çeşididir. Her şehirde bin kişiye doğrudan, 4 bin kişiye dolaylı iş sağlayan bir alan. Yat imalathanesi, bakımcılar, kaptanlar, alt yapı ve üst yapı hizmetleri devreye giriyor alt sektörler olarak. Tekne imalathanelerinin yapıldığı, eski Karadeniz teknelerinin ve de unutulmaya yüz tutan tekneciliğin canlandırılması aynı zamanda sanayicinin de iş yapması demektir. Bu limanlarda motorlarının periyodik bakımı yapılabilir. Deniz okulları açılabilir, kaptanlık okullarında denizciler yetiştirebiliriz. Gemide iki üç gün kaldıktan sonra kenti gezmek isteyen yatçılar otellerde konaklayıp sonra yola devam ederler. Böyle olunca demir atılan her kentte müthiş bir sinerji oluşur.
-Yani, bir vizyondan bahsediyorsunuz…
-Geleceği planlamak için bir hedef gerekiyor adım atmak için. Vizyonu olan siyasiler koyacak bu hedefi. Hopadan sahil boyunca İstanbula kadar tüm kıyı illerinin siyasileri bir araya gelmeli ve kamuoyu oluşturulmalı. Eğlence sektörü ve yeme içme sektörü doğal güzelliklerle bütünleşince inanılmaz kalkınırız. Bunu nasıl yapabiliriz? Tıpkı, bölge insanının Ordu-Giresun Havalimanında yaptığını yapmalıyız. Biliyoruz ki, o havalimanı bölge insanının siyasileri itmesiyle oldu. Burada da aynı yolu izlemeliyiz.
-Çok teşekkür ediyoruz Sayın Gezmiş…