Doğu Karadeniz'in insan yaşayabilen tek adası olan Giresun Adası'nın, doğa ve tarih turizminin yanı sıra spor ile sanat etkinlikleriyle turizmcilere sunulması hedefleniyor.

Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği Giresun Adası, Bizans mezarları, tarihi surlar, manastır harabesi, şapel gibi tarihi kalıntıların yanında savaşçı Amazon kadınlarının yaşadığı ve Herkül'ün altın postu aramak için adaya gelmesi gibi mitolojik hikayeleriyle ön plana çıkıyor.

Yabancı turistler arasında en çok Ortadoğu'dan gelen Arap turistlerin ziyaret ettiği adada, doğa ve tarihi turizminin yanında çeşitli aktiviteler de düzenlenmeye başladı. İlk olarak özel bir işletme tarafından ada içerisinde spor aktiviteleri yapılmaya başlandı. Cuma ve cumartesi günleri doğal bitki örtüsü ve tarihi dokunun içerisinde eğitmen eşliğinde spor yapılabiliyor.

Giresun Turizm Altyapı Hizmet Birliği Müdürü Tamer Uzuner,  yaptığı açıklamada, 2015 yılında 30 bin turistin adayı ziyaret ettiğini belirterek bu yıl ise 80 

bin turist hedeflediklerini söyledi.

Adayı ziyaret eden yabancı turistler arasında ilk sırayı Arapların aldığını dile getiren Uzuner, Çin, İspanya, Kanada ve Almanya'dan da turistlerin adayı ziyaret ettiğini kaydetti.

Uzuner, Doğu Karadeniz'in en seçkin destinasyonlarından birisi olan adanın, bölgede insan yaşayabilen tek ada olduğuna dikkati çekerek, Herkül'ün altın postu aradığı, savaşçı Amazon kadınlarının yaşadığı adanın, mitolojik hikayeleri ve ender tarihi eserleriyle çok önemli bir destinasyon olduğunu vurguladı.

Adanın sadece tarihi yerlerinin gezilip görülmesiyle tanınmasından ziyade, vatandaşların adayı yaşamasını daha ön plana almak istediklerine işaret eden Uzuner, bu anlamda da cuma ve cumartesi günleri Giresun Adası'nda spor yapmak isteyenlere spor aktiviteleri düzenlediklerini belirtti.

Uzuner, adayı sadece sporla değil ilerleyen yıllarda sanat ve su sporlarıyla da birleştirmeyi hedeflediklerini dile getirerek, "Geçtiğimiz günlerde Giresun Adası'ndan kıyıya yüzme yarışları yapılarak ada tanıtıldı. Hedefimiz ilerleyen yıllarda su altı dalgıçlığı, kitap imza günleri, sanat günleri yaparak spor aktivitesiyle birleştirmek. Amacımız adayı turistik bir nokta olmasının yanında, yurt içi ve dışından gelecek misafirlerimize yaşatmak." dedi.

Her yıl 20 Mayıs'ta Aksu deresinin denizle buluştuğu yerde yapılan etkinliklerde Giresunluların 7 çift taşı Aksu deresine attığını ve saç ayaktan geçtiğini anımsatan Uzuner, şöyle konuştu:

"Saç ayakla bağlantılı bereketin sembolü olarak adada Hamza taşı var ve üç tane taşın üzerine oturmuştur. Bayanların 7 çift taş atması da Amazon kadınlarının yüzerek kıyıya gelip savaşmalarını engellemek adına, onları taşlayarak Aksu kenarlarından uzaklaştırmak olduğu öngörülüyor. Amazon kadınlarının burada olması, Herkül'ün Altın Postu araması içinin bitki örtüsüyle ciddi manada mitolojik bir yer. Kuş sesleri dalga sesleriyle bu eşsiz doğada olmak inanılmaz. Kaya kilisesi, şapel, sunak taşları bir çok tarihi eserleriyle ciddi bir arkeopark niteliği taşıyan bir yer."

Adada katılımcılara spor yaptıran eğitmen Sevim Seleci ise salonda yaptıkları sporun doğadaki yerinin çok daha başka olduğunu vurgulayarak, "Temiz hava bol oksijen çok daha verimli oldu bizim için. Herkesten ayrıştırılmış bir ortamda sporumuzu yaptık. Spor için konsantrasyon gerekiyor ki hareketleri doğru yapalım. Burada da bu ortam kesinlikle var." diye konuştu.

Geçmişte adada Amazon kadınlarının ev sahipliği yaptığının mitolojide yer aldığını anımsatan Seleci, "Şimdi de kadınlar olarak biz sporumuzu yapıyoruz. Onların bu geleneğini bir bakıma daha eğlenceli bir şekilde devam ettirmiş oluyoruz. Onlar savaşıyorlarmış, biz spor yapıyoruz." ifadesini kullandı.