Mustafa Adıgüzel'den fındık üzerine açıklama!
Mustafa Adıgüzel'in fındık konusundaki araştırma önergesi ve Genel Kurul konuşması yaptı.
info@karadenizekonomi.com / 19.10.2018
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; fındık, İzmit'ten Artvin'e 500 bin aile, 8 milyon insanımızın ekonomisine katkı yapan, yüzde 85'ini ihraç ettiğimiz, 3 milyar dolar gelir elde ettiğimiz, dünyadaki üretiminin yüzde 70'ini bizim yaptığımız millî bir ürün.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konudaki sorunlarla ilgili 6 maddelik çözüm önerimize, ayrıca Ordu'da yaptığımız bir çalıştaya ve de Ordu'dan Giresun'a bir fındık yürüyüşü yaptık, bunların ayrıntısına, bu konudaki diğer önerilerimizin ayrıntısına araştırma komisyonu kurulduğunda değineceğim. Ancak fındıktaki taban fiyatla ilgili burada birkaç şey söylemek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, fındığın üreticisi Türk halkı, alıcısı ise yabancı firmalar. Çok ilginç, satıcısı da yine alıcısı olan bir İtalyan firma. Yani bu İtalyan firma hem alıcı hem satıcı durumunda. "Bu nasıl oluyor?" derseniz, çünkü bu İtalyan firma, Türkiye'de ihracat yapan bütün büyük Türk firmalarını satın alarak böyle bir şeye sebep oldu ve AKP hükûmetleri bu firmaya sadece ihracat değil son günlerde bir de ithalat yetkisi verdi ve bu daha karmaşık, daha komik bir hâle geldi. Bu ortamda devletin fiyatlara müdahale etmemesi, zaten örgütsüz olan Türk köylüsünü bu firmaya köle yapmaktadır. Sadece üretici değil, fındığı iç piyasada kullanan, alıp işleyen az sayıdaki yerli firma da bu İtalyan firma tarafından üretim ve pazarlama konusunda kıskaca alınmış durumdadır.
Fındık fiyatı FİSKOBİRLİK'in faal olduğu 2006'da 5 dolardır -AKP'li hatip burada, AKP'den önce de fındık sorunu olduğunu söylüyor, 2006'da AKP iş başındaydı- şimdi ise 2 dolar bile değil ve 13 liraya mal edilen bir ürünü 12 liraya bu üreticiye satmak zorunda bırakıyorsunuz ve aynı üretici aynı ilde -dikkatinizi çekiyorum- bir markette, rafta bunu 60 liraya görüyor ve o üretici yine havaalanındaki "free shop"da -bakın, resmi burada var, kilosu 55 euro arkadaşlar- 12 liraya sattığı ürünü 400 lira görüyor. İnsaf... insafa davet ediyorum. Bu bir kıyımdır, bu bir cinayettir, bu bir anayasal suçtur ve ihanettir.
Bakın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 45'inci madde ikinci paragraf: "Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır." Nerede bu Hükûmet?
Anayasa madde 167: "Devlet, piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler." Nerede bu Rekabet Kurulu?
Anayasa madde 171: "Devlet, kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır." Ne yaptınız FİSKOBİRLİK'e?
Buradan yürütmenin başındaki Sayın Erdoğan'a da seslenmek istiyorum: Sayın Erdoğan, fındık üretiminin yapıldığı bu coğrafyadan öyle ya da böyle geçmiş seçimlerde oldukça yüksek oylar aldınız. Belediye başkanı oldunuz, Başbakan oldunuz, Cumhurbaşkanı oldunuz. Sadece oy da almadınız, bölgenin derelerini aldınız, ormanlarını aldınız. Yandaş firmalar dağları taşları talan etti. İnsanlarını aldınız, insanlarını. Yarıdan çoğu terk etti topraklarını. Tüketim ekonomimiz insanlarımızı tüketti. Bütün bunların karşısında bu yöre insanı sizden tek bir şey istiyor; emeğinin karşılığını istiyor, fazla değil. Ha, öyle saray menüsü gibi ejder meyveli smoothie falan değil, Karadeniz insanı mısır çorbası, pancar diblesiyle mutlu zaten. Karadeniz kendinden çalınan hakkı, çocuklarının rızkını istiyor; fındık için en az 3 dolar karşılığı Türk lirası istiyor.
Karadeniz o sizin bildiğiniz Karadeniz değil artık Sayın Erdoğan, Karadeniz fındık için isyanda. O Gülyalı ilçesinde üreticiye doğru "TMO fındık alacak, fındık alacak." diye yürüyüp üreticiyi bir tokatlamadığı kalan bölge milletvekiliniz de bunun farkında, Karadeniz isyanda. O TMO her şeyi alıyor, bir fındığı almıyor; daha üç gün önce mısır alımına karar verdi.
Sayın milletvekilleri, biraz sonra burada bir oylama yapmayacaksınız, bir samimiyet testi yapacaksınız. Memleketlerinizde, bölgenizde söylediğiniz, halka verdiğiniz sözler ile burada konuştuklarınız ve tercihleriniz, verdiğiniz oylarınız onu gösterecek.
AKP'li arkadaşlar diyor ki: "Bir grup önerisi biz verelim, biz de vereceğiz." Ya "TMO alacak." da diyordunuz, Sayın Genel Başkanınız öyle diyordu, aha bugün alacak, aha yarın alacak, aha bugün öneri vereceksiniz, yarın vereceksiniz. Bana buraya gelmeden halkımız şunu söyledi: "İktidarıyla muhalefetiyle bir araya gelin, bu sorunumuzu çözün."
Bakın, iktidar da muhalefet de burada, laf değil biraz iş üretelim, gelin fındık üreticisinin sorunlarını birlikte çözelim. Bu dört partinin karşısında tek siz reddediyorsunuz, bunu da halkın insafına, halkın takdirine sunuyorum. Size yetki veren halk, almasını da bilir. Ne diyor Âşık Dertli Divani?
"Çalışmadan yiyenlerin,
Derimizi giyenlerin,
Nice 'benim' diyenlerin
Ne izi ne tozu kaldı."
Hak yiyenler, emekten yana olmayanlar halkın ve Hakk'ın karşısında mağlup olmaya mecburdur. Böyle devam edip bölge insanımızın sesine kulak vermezseniz ne iziniz ne tozunuz kalacak, biz emekten ve halktan yana olanlar ise yine buralarda olacağız.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.