‘’Bu ekonomik modelin tutup tutmadığını 3 ay sonra göreceğiz’’

Yeni ekonomik modeli değerlendiren Sinem Türkoğlu, piyasalarda yok olan güvenin yeniden kazanılması için adımların atıldığını ve döviz kurları üzerindeki köpüğün alındığını ifade ederek yeni sistemin ilk sonuçlarının olumlu olduğunu ancak detaylı analiz için 2022’nin mart ayının beklenilmesi gerektiğine dikkat çekti.

info@karadenizekonomi.com / 27.12.2021

‘’Bu ekonomik modelin tutup tutmadığını 3 ay sonra göreceğiz’’

Mali İşler Direktörü / Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) Sinem Türkoğlu, ekonomik gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“31 Aralık 2020’de Dolar/TL kuru 7,34 seviyelerindeydi. Eylül tarihine geldiğimiz zaman bu rakam 8,84 civarlarında seyrediyordu. Buradaki yüzde 20’lik artış TÜİK’in açıkladığı yüzde 20 enflasyon ile paralel olarak düşünüldüğünde makul olarak kabul edilebilirdi. Daha sonra Dolar/TL kuru 17 TL’ye kadar yükseldi. Bu atılan adım iyi bir adım olmuştur. Dalgalı ve sürekli artan kurdan ziyade sabit ve istikrarlı bir kuru tercih eder durumdayız. Dalgalı kurda fiyatlandırma ve alım-satım yapmak çok güçleşiyor. Ancak bu hareketin altının doldurulması gerekiyor. İthalat ve ihracatçılar kurun istikrarlı ve öngörülebilir bir şekilde hareket etmesini bekliyor. Burada önemli olan hükümetin ve Merkez Bankası’nın piyasaya güven aşılamasıydı. Dövizin üzerindeki köpük alınmış oldu. 2022’in ilk çeyreği bu alınan kararların ne kadar doğru olduğunu hep birlikte göreceğiz. Piyasalar 3 aylık süreçte alınmış olan kararları değerlendirecektir.’’

Markalaşma yönünde adımlar atmamız gerekiyor

Yeni ekonomik modelde düzenlenmesi gereken çokça yer olduğunu söyleyen Türkoğlu; “Döviz ve döviz hesabı olan kişiler Merkez Bankası tarafından dövizlerini TL’ye çevirirlerse destek görecekler. Özel bankalar bunun için henüz bir ürün hazırlamış değiller. Devlet bankaları bu düzene çok daha çabuk organize olacaklardır. Piyasayı desteklemeye çalışacaklardır. İthalat rakamlarımızda ekim ayında yüzde 19’luk bir düşüş var. Birim ithalat maliyetlerde ise artışlar gözleniyor. Birim maliyetlerin ithalatta arttığı bir ortamda yapılacak ihracatların maliyetleri artış gösterecektir. İhracat yapıyoruz ancak burada ürünlerimizi ucuza satıyoruz. Markalaşma yönünde adımlar atmamız gerekiyor” dedi.

Tedarik zincirdeki aksamalar 2022’de de devam edecek

Tedarik zincirindeki asmaların ve mevcut sürecin 2022’de de devam edeceğini söyleyen Sinem Türkoğlu; “Tedarik zincirinde yaşanan sorunlar sadece bizim ülkemizde yok. Dolayısıyla Türkiye’nin tek başına çözebileceği bir durum değil. Kuzey Amerika’da bulunan limanlarda belirli konteynerler çok fazla yüklenme yapmalarına rağmen bunları yükleyecek personel, şoför bulamıyorlar. Bununla birlikte gecikmeler yaşanıyor. Birçok Asya ülkesinde üretim yapan ucuz işgücü avantajını kullanan ülkeler tedarik zincirini veya oradaki ürünlerini kendi dağıtım alanlarına ne kadar yakınlaştırırlarsa o kadar avantaj sağlayacaklarını düşünüyorlar. Bizler, üretim yapan yabancı firmaları Türkiye’ye çekebilirsek bizim için avantaj oluşturur. İstihdam ve yabancı yatırımcıyı ülkemize kazandırmış oluruz. Bu aksamalar 2022 yılında da devam edecek. Ticaretin çok fazla değişim göstereceğini düşünmüyorum. Ham maddede dışa bağımlılığı azaltıp ihracat konusunda da çeşitlilik sağlandığı zaman sorunları büyük ölçüde halletmiş olabiliriz. Riski bölmemiz gereken bir yapıya geçmek gerekiyor. Tedarikçi ülke sayısını arttırmak da önemli bir etken olabilir” şeklinde konuştu.

Tarım konusunda endişe etmeliyiz

Türkiye’nin tarımda var olabilmesi için ciddi adımlar atması gerektiğini ifade eden Türkoğlu; “Çiftçi kökenli bir ülkeyiz ve halen geçimini bir çok aile tarımdan sağlıyor. Tarıma yeterince destek verildiğini düşünmüyorum. Tarımda doğru planlamayı yapmıyoruz. Bölgeye ve toprağa göre ürün belirleme konusunda hatalarımız var. Üründe fiyat/rekolte konusunda planlamalarımız doğru değil. Lisanslı depoculuk çiftçiyi desteklemek için yapılmış olan bir kurgu. Çiftçiyi desteklemeyen lisanslı depoculuğun bir faydası olabileceğini de düşünmüyorum. Ziraat odalarının ve Tarım Bakanlığı’nın çiftçi ile daha sıkı ilişkiler kurması gerekiyor. Tarımda pandemi ile beraber gübre fiyatlarıyla ilgili çok büyük sıkıntılar oluştu. Çiftçi gübre kullanmaktan vazgeçti. Bu da hasat zamanında verimin düşeceğinin göstergesidir. Tarımdaki gelişmeler çok iyi değil ve bundan endişe duymamız gerekiyor. Çiftçiyi kalkındırmalıyız. Çiftçi sayımızda her yıl azalma söz konusu. Bu sorunlar sürerse bu azalmalar devam edecektir” dedi.

HALİL YILMAZER / KARADENİZ EKONOMİ

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar