Geleceğe yön veren “Operasyonel Mükemmellik”

Zorlaşan piyasa şartlarında şirketlerin daha ucuza daha kaliteli ürün üretip bunu sürdürülebilir ve rekabetçi bir şekilde gerçekleştirmesine olanak sağlayan “Operasyonel Mükemmellik” sistemi ile ilgili Topkaya, “Bu sistem bir nevi iç denetim sistemi gibi. Biz bunun şirkette bir kültür olmasını istiyoruz, sürdürülebilir olmasını istiyoruz.” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 15.09.2020

Geleceğe yön veren “Operasyonel Mükemmellik”

Günümüzde piyasada var olabilmek için yalnızca iyi performans göstermenin yeterli olmayacağını bilen şirketler, daha sürdürülebilir bir ilerleme sağlamanın gerekliliğini kavramış durumdalar. Peki, hem performansı iyileştirmek hem de sürdürülebilir olmak için şirketler nasıl bir yol izlemeli? Şirketlerin ayakta kalabilmesi için, mükemmellik artık bir seçenek olmaktan çıkmış, başarı için bir ön şart durumuna gelmiştir. Operasyonel mükemmellik gerçekten nedir ve nasıl uygulanmalıdır? KPI Akademi şirketinin sahibi Uzman Danışman Erhan Topkaya, Karadeniz Ekonomi’nin konuğu oldu ve konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

“ŞİRKETLERDE BİR KÜLTÜR OLMASINI İSTİYORUZ”

Operasyonel mükemmelliğin odaklanmış iyileştirme olduğunu, günümüzde artık firmaların uyguladığı yönetim şekli olduğunu ifade eden Topkaya, “Yöneticilerin iş yükünü azaltarak şirketi çok daha rahat analiz edilebilir bir hale getirmektir. Patronlar, operasyonel mükemmellikle ay sonunda şirketin kar mı yoksa zarar mı getirdiğini, kişilerin performans hedeflerini yakalayıp yakalayamadığını, bunları gösteren KPI sistemi kuruyoruz. Şirketin para kazanıp kazanamadığına bakıyoruz. Bugün bir şirket 30 kişiyle çalışıyorsa, 10 kişi daha aldığında, yüzde 30 performans artışı olmuyor. Yüzde 10’ların üzerine çıkamıyor. Bir noktadan sonra şirket personelini ve maliyetlerini kontrol edemiyor. Büyük şirketler bu sistemleri uygulamaya başladı. Bunun meyvelerini gören endüstriyel firmalarda bu sisteme geçti. Aslında bir düzene sokmaya çalışıyoruz. Şirketin önce bir röntgenini çekiyoruz. Şirketin neye ihtiyacı var? Nerede kayıpları var? Daha fazla nasıl para kazanabilir? Bunların hepsini çıkartıp aylık özet rapor olarak çıkartıyoruz. Bu sistemi tüm ekibe öğretip, sistemin içine dahil ediyoruz. Bunu yaptıktan sonra patrona bunu sunup, hangisine odaklanmış iyileştirme yapıp standart bir düzenleme getireceğimize bakıyoruz. Bir nevi iç denetim sistemi gibi. Biz bunun şirkette bir kültür olmasını istiyoruz, sürdürülebilir olmasını istiyoruz.” dedi.

Operasyonel mükemmeliğin en fazla seri üretimde kullanıldığını belirten Topkaya, “Tekstil, gıda, büyük tonajlı üretim yapan firmalar, otomotiv sektörü bunların başında geliyor. Banka sektörü de bunun içerisinde. Ancak onlar operasyonel mükemmelliğin istatistiksel modeliyle çalışıyorlar. Banka, çalıştırdığı kişinin performans hedeflerini takip edip, ne kazandırdığını takip ediyor. Özellikle çağrı merkezleri çok yapıyor bunu. Aslında arka planda dehşet bir sistem var. Bunlar için operasyonel mükemmellik ekibi var.” ifadelerini kullandı.

GELECEK, ‘OPERASYONEL MÜKEMMELİK’TE

İş yapış şeklinin geleceğinin “Operasyonel Mükemmellik” sistemi olacağını ifade eden Topkaya, “Yeni nesil artık daha kolay bir çalışma sisteminin içerisinde olmak istiyor. Aile şirketlerinde patron bir seviyeye geldikten sonra, çocuğuna devretmek istiyor. Ancak genç nesil şirketi daha kolay yönetmek istiyor. İşte burada süre kazandıracak sistemde operasyonel mükemmellik sistemi oluyor.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE İLK 20’YE GİRER”

Operasyonel mükemmelliğin en fazla şu anda Asya bölgesinde uygulandığını ifade eden Topkaya, “Asya bölgesi aktif bir şekilde, daha uluslararası üretimin peşinde. Bir 10 yıl sonra benim gözümde Çin’in yerini Vietnam alacak. Vietnam çok ciddi yatırımlar yapıyor. Her gün daha ucuza nasıl üretiriz konuşuluyor. Daha kaliteliyi daha ucuza nasıl üretiriz diye düşünüyorlar. Bu yarışa katılmazsanız, bir noktadan sonra maliyetleriniz tutmamaya başlıyor. Ülkemiz İSO500’deki ilk 50 firmayı alırsak yine ilk 20’ye girer. Bizim İSO500’deki bazı firmalar çok kökten destekliyor. Araba üretmiyoruz ama arabaların nerdeyse yedek parçalarının hepsini biz üretiyoruz. Üst sektördeki sanayicimizde boş değil.” şeklinde konuştu. HAZAL PALAVAR/KARADENİZ EKONOMİ

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar