Politika faizinde değişim beklenmiyor
Merkez Bankası PPK, bugün faiz kararını açıklayacak. Yükselişini sürdüren enflasyonda, beklentilerin savaşla daha kötüleştiği ortamda faizde değişiklik tahmin edilmiyor.
info@karadenizekonomi.com / 17.03.2022
Amerikan Merkez Bankası Fed’in dün akşamki kritik kararının ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün politika faizi kararını açıklayacak. Tüm yapılan anketlerde yüzde 14 seviyesindeki politika faizinin sabit tutulacağı beklentisi öne çıkarken yüzde 54,4 olan ve martta yüzde 65’e ulaşması beklenen yüksek enflasyon ekonominin önündeki en büyük risk olarak duruyor. Analistler Merkez Bankası 2022 para politikasını liralaşma stratejisi üzerine kurduğu için ne bu toplantıda ne de yılsonuna kadarki diğer toplantılarda bir faiz değişikliği beklentisi içinde değiller. Ama son günlerde piyasada dolaşan bir haber sürpriz bir artırım kararı gelebileceğine işaret ediyor. Bu söylentilere ise analistlerin çok da itibar etmediği belirtiliyor.
Şubat sonunda Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte başta petrol olmak üzere enerji ve emtia fiyatlarında artan fiyatlar Türkiye’de enflasyonda bozulan beklentileri daha da kötüleştirdi. Martta yüzde 60 seviyesinde olan yıllık enflasyon beklentileri savaşın uzamasıyla yüzde 65’lere yükseltildi. Yılsonu enflasyon beklentileri ise yüzde 40’a kadar çıkarıldı. Merkez Bankası’nın ise yılsonu enflasyon tahmini yüzde 23,2 seviyesinde bulunuyor.
Yılsonu cari açık beklentileri artırıldı
Ayrıca savaş hükümetin ve Merkez Bankası’nın liralaşma ve enflasyonu indirmede en temel unsurları arasında yer alan cari fazla beklentilerini de alt üst etmiş durumda. İki aylık dış ticaret açığı 18 milyar dolara çıkarken yıl sonu cari açık beklentileri de 30 milyar doları aştı. Hükümet yetkilileri ve Merkez Bankası bu yıl cari fazla verileceğini öngörmüş bu sayede kalıcı fiyat istikrarının sağlanacağını belirtmişti.
Tüm bu gelişmelerin ışığında uzun bir süredir stabil seyir gözlenen dolar/TL de son haftalarda hareketlendi. 15 lira sınırına dayanan ancak barış görüşmelerinin etkisiyle 14.70 liranın altına gerileyen dolar/TL’de enflasyon için risk oluşturuyor.
Yılın ilk iki toplantısında politika faizini sabit bırakan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu cari fazla hedefine ve liralaşma stratejisine atıfta bulunmuştu. Yüzde 14 seviyesindeki politika faizinde değişiklik beklenmese de petrol fiyatlarındaki dalgalı seyir ve enflasyondaki daha da bozulan beklentiler ile Fed’in yeni adımına yönelik metinde ifadeler yer alacağı öngörülüyor.
Bu arada politika faizinin yüzde 14’te sabit tutulması ve tüketici enflasyonun da yüzde 65’lere varması negatif reel getirinin de eksi 50 puana ulaşması ile tarihte görülmemiş seviyelere gelmesi ile karşı karşıla kalınacak. Piyasa analistleri bunun da hala önemli bir endişe kaynağı olduğunu vurguladı. Enflasyonda ilk düşüşün baz etkisi ile kasım veya aralıkta gerçekleşmesi bekleniyor.
Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan, Merkez Bankası’nın enflasyon perspektifine bağımlı bir hareket düzleminde olmaması, politika faiz oranlarında da çok farklı nedenlere bağlı düşük bir bandı tercih etmesi itibariyle herhangi bir beklenti içerisinde olmadıklarını dile getirdi. Erkan, “TCMB’den ekonomi hedefl erinin sağlanmasına zorluk oluşturacak dinamiklere bir cevap şu aşamada beklemiyoruz” dedi.
"Genel eğilimi değiştirecek proaktifliğe geçmeli"
Enflasyonun yüzde 54,4 ile 20 yılın en yüksek seviyesinde olduğunu, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali enflasyonu daha da yüksek tutacağını söyleyen Tera Yatırım Baş Ekonomisti Erkan, şöyle konuştu: “Toplantıda Merkez Bankası'ndan herhangi bir hareket beklemiyor olsak da, fiyat istikrarı faktörünün yakın gelecekte finansal ürünler ve maliye politikası kontrol mekanizması çerçevesinde yürütüleceğini anlıyoruz. Bu nedenle Merkez Bankası kararlarının da ekonomik olmayan faktörlerin ve olağan çerçevenin dışında olduğunu düşünüyor ve yakın gelecekte ortodoks bir politikaya geçiş için sinyal alamıyoruz. Merkez Bankası’nın planlamasına dair olarak da söz konusu risk dengeleri dikkate alınmalı ve genel eğilimi değiştirecek proaktifl iğe geçilmelidir. Biz şimdilik mevcut politikanın sürdürülmek isteneceğini düşünüyoruz.”