İhracatçı birliklerinden eleştirilere cevap
İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 2019 yılı fındık rekolte tahminlerine yönelik yapılan eleştirilerle ilgili kamuoyuna açıklama yaptı.
info@karadenizekonomi.com / 31.05.2019
İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 2019 yılı fındık rekolte tahminlerine yönelik yapılan eleştirilerle ilgili kamuoyuna açıklama yaptı.
-2019 yılı Fındık Rekolte Tahminleri bahane edilerek bazı hadsiz, cahil, kifayetsiz ve muhteris kimselerin akıl, izan ve dünya gerçeklerinden mahrum açıklamalarını cevapsız bırakmayacağımız gibi, kendileri ile yargı huzurunda da hesaplaşacağız.
-İhracatçı Birliklerinin yanı sıra ilgili ulusal ve uluslararası paydaşlar, fındıkta gelmekte olan ürün ile ilgili rekolte tahminini çeşitli periyotlarda daima yaparlar.
-Bu işlem, bilimsel metotlara dayalı tetkik, sayım ve hesaplama, istatistik metotlar yardımı ile yapılan adı üzerinde bir tahmindir. Ancak bilgi ve tecrübe gerektirir.
-Her yıl Şubat ortasında çiçek sayımı, Mayıs ortasında çiçeklerin dökülme/kayıp oranları (çiçekten meyveye geçiş), Haziran ve en son olarak da Temmuz ayında gerçeğe en yakın sonucun tahmin edilmesinden ibarettir. Anlaşılacağı üzere, en sağlıklı tahmin Temmuz ayında ve olabildiğince geç yapılandır.
-Popülizmi, ucuz kahramanlığı, siyasi çığırtkanlığı meslek edinmiş nezaketsiz ve saldırgan iddia sahipleri bu gerçekleri yok saymaktadırlar.
-Kaldı ki önlerindeki tabloyu analiz edebilme yeteneğinden de acizdirler. Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Kongresi (INC) tarafından yapılan tahminde 2019 Rekoltesi 770.000 ton/kabuklu olarak beyan edilmiştir. 2017 ve 2018 ürünlerinden çeşitli kategorilerde kalacak tahmini 45.000 ton/kabuklu ile 815.000 ton/kabuklu toplam arz hesaplanmıştır. Yayınlanan tablo INC’ye aittir.
-Fındıkta iyi mahsul ve bereket düşmanlığı nasıl bir anlayış ve cehalettir? 2019 ürünü rekoltesinin yüksek olma ihtimali mevcut ise buna sevinmek gerekmez mi? Yoksa öfke içinde “istemezük” naraları atarak karalar bağlamak mı gerekir?
-Evet biz ihracatçılar, ülkesini seven ve halkının yararını düşünen herkes gibi, fındık dahil bütün ürünlerimizin rekoltesinin yüksek olmasını isteriz. Bereket yerine felaket mi isteyelim?
-Fındık rekoltesi birileri istiyor veya istemiyor diye yüksek ya da düşük olmaz. Öncelikle tabiat şartları yanında bahçe bakımı, zararlı mücadelesi en önemli etkenlerdir.
-Tarım Bakanımız Sn. Bekir PAKDEMİRLİ’nin büyük bir feraset ile ifade ettiği gibi; Türkiye, fındık üretimini 1.000.000 ton/kabuklu seviyesine çıkartmayı planlamaktadır. Ülkemiz ancak bu yolla pazarı tam anlamı ile kontrol edebilecek ve rakip ülkelerin fındık üretiminden vazgeçmesini sağlayabilecektir.
Bu amaç ile İhracatçı Birlikleri olarak görevimiz olmadığı halde elimizdeki tüm kaynaklar ile yıllardan beri;
-Bahçelerin bakım teknikleri ve örnek bahçeler,
-Budama elemanı eğitimi verilmesi ve sertifikalandırılması, bunun için ekipman sağlanması,
-Bilim çevreleri, üniversiteler ve TÜBİTAK ile çok çeşitli bilimsel araştırmaların, başta aflatoksin oluşumunun engellenmesi ve verim artışı gibi konularda yapılması,
-Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü emrine, steril ve iklim şartlarına dayanıklı fidan yetiştirilebilmesi amacı ile 1.391.000 TL+KDV maliyetli bir Doku Kültürü Laboratuvarının Ticaret Bakanlığı ve Türkiye Tanıtım Grubu desteği ile kurulması,
-Geçen yıl karşılaşılan ve ciddi rekolte kaybına neden olan bahçe zararlılarına karşı mücadele için üreticilerimiz nezdinde farkındalık oluşturulması amacıyla 1.000.000 adet el broşürü ve 10.000 adet afiş bastırılarak Valiliklerimiz aracılığı ile tüm bölgelere dağıtılması,
-Gürcistan’daki fındık ağaçlarını bitme noktasına getiren ve maalesef ülkemize de bulaşan Kahverengi Kokarca tehdidi için, önce popülasyonun tespiti ve şimdi de ilaçsız mücadele yöntemi olan Çek-Öldür Projesi’nin Bakanlığımız işbirliğinde başlatılması amacı ile, gerekli kaynakların temini yanında, biyolojik mücadele imkanlarının da araştırılması; yaptığımız çalışmalardan sadece bazılarıdır. Hepsinin amacı da üreticinin ve ülkemizin mağduriyet yaşamaması içindir.
-Hadsiz ve saldırgan çevreler uyduruk unvanlar ile üretici sırtından maaş alma dışında hangi hizmetleri yaptılar/yapıyorlar açıklayabilirler mi?
-Sadece fındık yansın, donsun diye beklemek mi marifettir?
Unutulmamalıdır ki Türkiye’mizde; 2006 yılında 820.000 ton, 2008 yılında 860.000 ton, 2012 yılında 740.000 ton, 2015 yılında 770.000 ton, 2017 yılında 760.000 ton civarında rekolte gerçekleşmiştir. Ülkemizde bu üretim potansiyeli her zaman mevcuttur.
2019 yılında ne olacağını Temmuz ayında göreceğiz. Fazla olursa yakıp, yok mu edelim? Hangisini istiyorsanız açıklayın! Ürün miktarı hususunda mümkünse önceden bilgi sahibi olmak ve buna göre tedbir almak gerekmez mi?
-Politikayı elbette devlet belirleyecektir. Ürünün sahibi ise sadece üreticidir.
-İhracatçının talebi; arz-talep dengesinin gözetilmesi, serbest piyasa kurallarına uyulması ve gerekiyorsa uygulanacak politikanın zamanında belirlenerek ilan edilmesi, sonra da sezon içinde asla değiştirilmemesidir.
İhracatçı Birlikleri üreticilerimizin kazancının, sürdürülebilirlik ve ülke menfaatimiz açısından zorunlu olduğunun bilincindedir.
Akıl, bilim, uluslararası ticaretin gerçekleri ve ülkemiz menfaati herkes için yol gösterici olmalıdır.
Başta üreticilerimiz olmak üzere tüm paydaşlar için bereketli ve bol kazançlı bir sezon diliyoruz.
Saygılarımızla.
İstanbul Fındık ve Mamulleri Karadeniz Fındık ve Mamulleri
İhracatçıları Birliği İhracatçıları Birliği
Yönetim Kurulu Yönetim Kurulu