Kredi Garanti Fonu (KGF) Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Başkanvekili Faik Yavuz, yeni dönemde KGF’nin KOBİ’lerin finansmanında ve finansman maliyetinin düşürülmesinde çok önemli rol üstleneceğini söyledi. Nefes kredi desteği kapsamında iki banka ile anlaşma yapıldığını, bu anlaşmadan sonra diğer bankaların da faiz indirim rekabetine girdiğini belirten Yavuz, böylece KOBİ’lerin genel anlamda finansman maliyetinin düştüğünü anlattı. KGF’nin bu 

yılın başından itibaren yeniden yapılandırma sürecine girdiğini belirten Faik Yavuz, başvuru değerlendirme sürecinin 40 günden 1 haftaya indiğini, önümüzdeki dönemde bunun 1 güne düşeceğini söyledi. Faik Yavuz, verilen desteklerle birlikte piyasaların 2017 yılı Ocak ayından itibaren canlanacağını aktardı.

Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Faik Yavuz, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.

► Bugün, KOBİ’lerin en büyük sorunu nedir?

İlk sorunun finansmana erişim olduğunu söyleyebilirim. Kırılgan yapının etkisiyle zaman zaman bankalar frene bastığında ister istemez KOBİ’ler teminat sıkıntısına düşüyor. Bankalar olaya kendi açılarından bakıyor ve kaliteli teminat arıyor. Kaliteli teminat da ne yazık ki KOBİ’lerin portföylerinde yok. KOBİ’lerin bu sorunlarını çözmek üzere kurulan KGF de en çok ihtiyaç duyulan dönemlerde devreye giriyor.

► KOBİ’lere cansuyu olacak kredi destek paketlerinde size çok iş düşecek gibi….

Ben KGF’de göreve geldiğim 2001 yılında 20 bin lira sermaye ve 28 milyon lira kredi hacmi vardı kurumun. Bugün sermayemiz 240 milyon liraya yükseldi. Ancak hemen bir yanlış anlamayı düzeltelim. 1 milyar liralık Hazine desteği bize nakit olarak verilmiyor, sadece kefil olduğumuz tutarın riskini üstleniyorlar.

Evet, EKK kararları doğrultusunda bizim alacağımız destek tutarı 25 milyar liraya yükseltilecek ve bu destekle toplamda 250 milyar liralık kredi hacmi yaratılabilecek. Eğer bu tutarın tamamı kullanılırsa, Türkiye’deki KOBİ kredilerinin yüzde 75’i kadar yeni kredi hacmi yaratmış olacağız.

Üstelik, burada krediler için verdiğimiz teminat oranlarını da yüzde 90’a kadar çıkarıyoruz. Bu durum gerçekten KOBİ’lere hareket ve canlılık getirecektir.

► Ne zaman devreye girecek bu sistem?

Öncelikli olarak şunu belirtmeliyim ki 31 Aralık KOBİ’ler için çok önemli. Yıl sonuna kadar devre sonu faiz yatırılmazsa, bankalar bir daha bu şirketlere kredi vermiyor. Biz de ilk etapta mevcut 20 milyar liralık kredi için sağlanan desteği harekete geçirmeyi öngörüyoruz. Bunun için 20 Aralık’ta genel kurul yapıp karar alacağız ve 21 Aralık’ta yürürlüğe girecek.

► KGF’nin mevcut yapısı teknik seviyesi ve insan kaynağı yönüyle yeni dönem için yeterli mi?

Bu konuda herhangi bir sorun yaşamayız. KGF’yi bu yıl başından itibaren yeniden yapılandırma sürecine soktuk zaten. Kurumsallaşma ve teknik altyapı çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle teknolojik güvenlik sistemimizi bankaların seviyesine getirdik. Çalışmalarımız, bir an önce kaynağa ulaşmak isteyen KOBİ’ler için başvuru sonuçlandırma sürecini çok kısalttı. Destek başvurusuna cevap süresini 40 günden, 1 haftaya kadar düşürdük.

İş yüküne gelince, bizim portföy garanti sistemimiz var. Yeni süreçte bankalara belirli limitler tanıyacağız. Biz teknik olarak riskin yüzde 7’sini üstleneceğiz, geri kalan sorumluluk bankalara ait olacak. Yani incelemeyi bankalar yapacak, sonucu bize gönderecekler ve biz de onay vereceğiz. Halen kredinin takibe dönüşüm oranının yüzde 4’ün altında olduğu düşünülürse, biz bunun iki kadar risk üstlenmiş oluyoruz. Bunun devreye girmesiyle artık işlemler 1 günde sonuçlanabilecek. Biz sadece Eximbank aracılığıyla verilen ihracat desteklerinde raiting yapacağız. Zaten ciddi bir raiting altyapımız var.

Yeni 250 milyar liralık kredi paketinde, KOBİ tanımı da genişletilerek ciro üst sınırı 40 milyon liradan, 125 milyon liraya çıkarıldı. Üstelik artık KOBİ dışındaki işletmeler için de 50 milyon dolara kadar kefalet verebileceğiz. KOBİ’lerde 3 milyon dolarlık sınır, ihracatçı ise daha da yükseliyor. Aslında geç kalınsa da şu an en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde bu desteklerin yürürlüğe girmesini çok önemsiyorum.

► KOBİ’lerin finansman dışında problemi yok mu?

Kuşkusuz, tek sorun para değil ama ekonomilerin kırılgan olduğu dönemde tabii ki KOBİ’ler finansmana ulaşamıyorsa hiçbir iş yapamazlar. Özellikle kur artışı kaynaklı şirketler 3 ay sonrasını bile göremiyorlar. Türkiye sıkıntılı bir süreçten geçiyor ama el ele vererek bunları atlatacağız. Terör çok büyük bir bela, huzurlu ortam olmadan üretim, üretim olmadan da istihdam olmaz. Daha önce yapılan anketlerde en büyük sorun olarak işsizlik gösterilirken, şimdi işsizlik 5’inci sıraya kadar düştü. En büyük sorun olarak terör, ikinci sorun olarak da hukuk çıkıyor.

► İlk kez gazetemizde yayınlanan Ankara Sohbetleri’nde sizin dile getirdiğiniz, taşınırların teminat olarak kabul edilmesi yönündeki talep de hayata geçirildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğru, biz KOBİ’lerin taşınırlarının da bir ekonomik değer olduğunu ancak bunların atıl kaldığını söylüyorduk. Bunların da finansmanda değerlendirilmesi önerimizin hayata geçirilmesi çok sevindirici. Bununla ilgili kanun çıktı ama henüz uygulama düzenlemeleri yapılmadı.

Eğer bu konuda bize görev verilirse, zaten makinelerin tüm kayıtları TOBB’un elinde olduğu için, sertifikalandırma işini üstlenebiliriz.

Bir de kredilerin yeniden yapılandırılması sorunu vardı o da çözüldü. Bankalar, yeniden yapılandırılan krediler için karşılık ayırmamasını önermiştik, bu talep kabul edildi ve BDDK bunu yürürlüğe koydu. Doğru olan buydu zaten. Parayı dışarıdan temin eden bankalar, bunu kredi olarak KOBİ’lere kullandırırken, bir maliyet üstleniyorlar. Bunun için bir de karşılık ayırınca, mecburen kredi kullanan şirketin de maliyeti artıyor. Yeni düzenlemeyle birlikte bankaların da üstlendikleri maliyetler azaltılmış oldu.

Eldekilerle yetinmemek

Dünya ülkelerinde ayrı ayrı büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu nedenle kimsenin kimseden vazgeçecek hâli kalmadı. Herkesin birbirine ihtiyaç duyduğu; bunu söyleyemediği; söylemek için fırsat kolladığı bir dönemden geçiyoruz. Aynı masaya oturacağını bildiklerinle ve ihtiyaç duydukların/duyacaklarınla aranın daha fazla açılmaması, tüm ülkelerin gündeminde şimdi. Sonuçta kimler kazançlı çıkacak? Sorunlarını iyi tespit edebilenler, iyi çözüm üretebilecek ve bu yaşananları fırsata çevirebilecek. Eldekilerle yetinmemek, yeni argümanlar eklemek de gerekecek.. Hükümetin de önünü açmasıyla, faizlerin düşmesi ve tıkanan KOBİ temsilcilerinin önünün açılması için ciddi bir sorumluluk aldı KGF. Başkan Yavuz, bununla yetinmeyeceklerini, spesifik projeler için yurtdışı fonlarla da ciddi görüşmeler yapmaya devam ettiklerini söylüyor. “Eldekiyle yetinmemek, yeni argümanlar eklemek gerekecek.” derken bu modeli anlatmaya çalışıyoruz…

Nefes kredisi aslında tam anlamıyla bir moral kredisi

► TOBB tarafından başlatılan nefes kredisi de önemli bir adım olarak nitelendiriliyor….. Nefes kredisi aslında tam anlamıyla bir moral kredisi. Çok büyük rakamlar olmasa da 100 bin liraya kadar destek sağlanıyor. TOBB bu iş için önce 100 milyon lira koydu. Burada da 5 milyar liralık bir kredi hacmi oluşturulacak. Aylık faiz ortalama yüzde 0.83’e geliyor. Biz iki banka ile anlaştık, diğer bankalar “Niye bizle anlaşmadınız?” diyerek kendileri rekabet amaçlı faiz düşürmeye başladılar. Bizim temel amacımız da zaten faizin düşmesiydi. Ankara Ticaret Borsası olarak biz de 50 milyon lira ile bu işe giriyoruz. Burada odalar, mevduat faizinden fedakarlık yaparak üyelerine düşük faizle kredi imkanı sağlıyor. Şu ana kadar nefes kredisine şirketler gerçekten çok büyük ilgi gösterdiler. İlk 4 günlük zaman diliminde Kredi Garanti Fonu’na 4 binin üzerinde KOBİ başvuruda bulundu. Ayrılan kaynağı hesapladığımızda, toplamda 80 bin şirketin nefes kredisi desteğinden yararlanabileceğini öngörüyoruz.

Yavuz'dan

✓Kredi başvurularında cevap süresi 1 güne inecek

✓Bizle anlaşma yapmayan bankalar da faizi düşürmek zorunda kaldı

✓Yılbaşına kadar dönem sonu faizini ödeyemeyen şirketlere de destek olacağız