Olam Tarım, Türkiyede Atağa Geçiyor.
2015'te ki Hedefimiz İstihdam ve İhracatı Artırmak
info@karadenizekonomi.com / 13.06.2015
Fındık sektörünün lider ve güçlü firmalarından Olam Progıda dünya genelinde ve ülkemiz de önemli yatırımları olan uluslararası firmalardan birtanesi.Olam Tarım 25ci yılında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de fındık sektörü ve diğer sektörlerde atılım içerisinde;konuyla ilgili görüştüğümüz Olam Progıda Türkiye Temsilcisi Ufuk Özongun, Karadeniz Ekonomi Genel Yayın Yönetmeni Murat Gürsoy'un sorularını cevapladı.
Olam Progıda Türkiye temsilcisi Ufuk Özongun Olam Tarım'ın Türkiyede atağa geçtiğini belirterek şunları söyledi;''Türkiyede fındık başta olmak üzere diğer sektörlerde de önemli yatırımlar yapmaktayız.Sadece fındık sektöründe 750 kişilik istihdam bulunmakla beraber 2015 yeni sezonu için Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz bölgesinde de önemli yatırımlar gerçekleştirdik.Türkiye içinde pazar payımızı artırmak için çalışmalarımızı son süratle hızlandırdık''şeklinda konuştu.
''Ürün bazında dünya çapına yayılmış bir ağı var
Özongun ,Olam Tarımın 25inci yılını kutlayan Olam Internationalın Nijeryada kaju ticareti ile faaliyete başladığını belirterek, tek bir ürünle çıktığı ticari hayatına bugün 65 ülkede, 14 bine yakın müşterisi ve yaklaşık 23 bin çalışanı ile devam ettiğini söyledi. Olam Internationalın merkezinin Singapurda bulunduğunu aktaran Ufuk Özongun , firmanın Singapur Borsasında tamamının halka arz olduğunu belirtti. Özongun gıda ve endüstriyel hammadde ticareti yapan firmanın dünya ticaretinde portföylerindeki bazı ürünlerde ilk üçte yer aldığını aktardı. Kakao, kahve, kaju çekirdeği, pirinç ve pamuk ticaretinde sektörde başı çektiklerini savunan Özongun , Olam International tamamı tarım sektöründe olmak üzere 44 farklı ürün ile faaliyet gösteriyor. Tedarikçi ve üretici konumunda. Badem, kaju, kahve, pamuk üretimi de bulunuyor. Ürün bazında dünya çapına yayılmış bir ağı var dedi.
Bisküvi, makarna gibi gıda ürünlerini Tasty Tom, Cherie ve Fastin markaları ile satışa sunduklarını anlatan Ufuk Özongun , bu markalarla Afrika ve diğer ülkelere ticaret yaptıklarını söyledi. Özongun , ayrıca anlaşmalı oldukları makarna üreticilerine fason üretim yaparak dünya piyasasına sunduklarını aktardı.
Giresun, Ordu ve Adapazarında da fındık işleme tesislerinin bulunduğunu açıkladı. Progıda Olam Türkiye Temsilcisi Ufuk Özongun Fasulye, nohut gibi diğer ürünleri de tüketicilerle buluşturuyoruz. Ayrıca yeni pazarlar araştırıyoruz. Olam International bünyesinde bulunan, Nijeryadan susam ABDden pamuk gibi farklı ürünleri de Türkiyedeki tüketicilerle buluşturuyoruz. Olam, daha çok ithalat ağırlıklı faaliyet gösteriyor. Yatırıma açık bir firmayız. Yeni üretilmesi planlanan markamıza uygun bir ürün olduğu taktirde tercih edeceğimiz ülkeler arasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor açıklamasını yaptı.
2015'te ki Hedefimiz İstihdam ve İhracatı Artırmak
Özongun''Progıda Olam AŞ Olarak Doğu Karadeniz bölgesinden sonra Batı Karadeniz bölgesinde de önemli yatırımlarımızı başlatmış ve yeni sezona hazır hale getirdik.Yeni yaptığımız yatırımlarla Batı Karadeniz bölgesinde 2 adet fındık kırma fabrikası ve işleme tesisi depo alanı yatırımımızı başarıyla tamamlamış bulunmaktayız.Sezonda sadece fındık alanında yapılan yatırımlarda toplamda 750 kişi istihdam etmiş olacağız.2014 yılında 270 milyon dolar ihracat yaptık.Fındık da hedef koyarken oluşan rekoltenin ve fındık fiyatlarının önemi çok büyüktür.2015 yılında ihracat hedefimiz 300 milyon dolardır.Progıda Olam olarak naturel ve işlenmiş fındık alanlarında Türkiyenin önde gelen imalatçılarından biri olarak, Giresundaki tam teşkilatlı ve modern fabrikasında faaliyet göstermekteyiz.Batı Karadeniz bölgesinde yaptığımız yatırımlarlada istikrarlı büyümemizi sürdürmekteyiz.Pro gıda Olam olarak fındıkta çocuk işciliğin önlenmesi için fındığın yetiştiği her yerde Doğu Karadeniz bölgesinde ve Batı Karadeniz bölgesinde sürekli çocuk işciliği önleme toplantıları ve verimi artırmak fındıkta izlenebilirlik ve iyi tarım uygulamaları toplantısı yapmaya devam ediyoruz''şeklinde konuştu.
Fındıkları uluslararası piyasalara Istanbul'daki ve Hamburg'daki bürolar vasıtasıyla sunumunu gerçekleştiren Progıda Olam'ın ,tedarikini sağladığı ürünler ise çikolata, şekerleme, pastacılık, dondurma ve kuruyemiş endüstrileri olarak yer almaktadır.Fındık piyasaları ve fındık ticaretinde geniş tecrübesi ve derin ürün bilgisi sayesinde müşterilerinn ürünlerine yönelik özel çözümler yaratan ve gıda güvencesi ile gıda kalitesi konularında en yüksek standartları sunabilen firmaların başında yer alıyor.
1993,2004 ve 2014 Sezonu Fındık İçin Zor Yıllardı
2015 Yeni Fındık sezonuna da değinen Özongun''Yeni dönem rekoltesi Mayıs,Haziran gibi çotanak sayımı ile netleşecektir.Ülkemiz de en doğru bilimsel rekolte tahminlerini en gerçekci şekilde Türk Fındık ihracatcımız yapmaktadır.Bunu son 10 yılda yapılan rakamlara baktığınızda açıkca görmekteyiz. Ülkemiz üreticisi ve sanayici için 1993,2004 ve 2014 yılları şartları zor yıllar olarak tarihe geçmiştir.Dilerim 2015 fındık sezonu Doğusu ve Batısıyla tüm üreticimizin fındığı'nın olduğu bol rekolteli bir yıl olur''2015 yeni sezonu öncesi iyi bir rekolteyi Türk fındık ihracatcısı olarak bekliyoruz.
Özongun son olarak sözlerine şöyle devam etti:''Artık ülkemiz için 750 bin ton rekolte çok rekolte değildir.2023 yılına 1 milyon ton kabuklu fındık üreten bir ülke olarak girmeliyiz.Bunun için de dönümün den 80-90 kilo yerine en az 150-200 kilo verim alan bir ülke olmalıyız.Bu rakam ise İtalyada 250 kilodur.Verimi artırma'nın yollarından bir taneside dönüm başına desteklenen paraların bahçesiyle ilgilenen bilinçli üreticiye daha çok verilmesinden geçiyor.Nasıl ki ülkemize rekor döviz girdisi ve fındık fiyatlarının arz ve talebe göre rekor seviyelere ulaşması hepsi serbest piyasa ekonomisinin başarısıdır ,üretim'in başarısıda alan bazlı desteklerin şarta bağlanmasından geçmektedir''diye sözlerini tamamladı.
Fındık Sektöründe 2023 için hedefimiz İçin yapmamız gerekenler var
2009 yılından bugüne başarılı bir şekilde serbest piyasa ekonomisi ugulanıyor. Ülkemize 3 milyar dolar döviz serbest piyasa ekonomisi sayesinde girdi.Ülkemiz dikim sahalarında verimi ve kaliteyi artırmalı ve ülkemiz dikim sahalarında herkesin verimlilik projelerine destek olması egrekiyor.Fındık üretiminin gerek rakip ülke üreticileri tarafından karlı görülmesi gerekse en önemli fındık kullanıcısı uluslararası firmaların arz ve fiyatta istikrar sağlamak amacıyla farklı ülkelerde yeni üretim plantasyonlarını hayata geçirmeleri,sözkonusu ülkelerin çoğunluğunun güney yarımkürede olması nedeniyle hasadın mart nisan ayında yapılıyor olması ile yüksek verim ve düşük maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda yakın gelecekte ülkemiz için ne önemli tehdit unsurlarından birisini oluşturmaktadır.
Ülkemizin dünya piyasalarındaki lider konumunu muhafaza edebilmesi uluslararası piyasalarda daha rekabetçi fiyatlardan ürün sunabilme kapasitesini bağlı olduğundan,öncelikli olarak fındık maliyetinin %65-70ine tekabül eden işçilik maliyetlerinin tarımsal mekanizasyon yoluyla azaltılmasını zaruri kılmaktadır.
Diğer taraftan ,2009 yılında uygulamaya konan ve serbest piyasa ekonomisinin kurallarına işlerlik kazandıran yeni fındık stratejisinin tavizsiz olarak ve kararlılıkla sürdürülmesi gerekmektedir.
Söz konusu gelişmenin,gerek rakabetçilik gerekse fındığın verim ve kalite açısından Türk fındık sektörüne uzun vadede olumlu yansımalarının olacağı düşünülmekle beraber monopol oluşması tehlikesinin de sektör tarafından gereken konulardan birisini oluşturmaktadır.
Birlikleri tarafından yürütülen ürün bazlı tanıtım faaliyetleri ihracatçı birliklerini diğer meslek grupları arasında farklı bir konuma yerleştirmiştir.
Birlik gelirlerinin personel giderlerinin %40ını aşamıyor olması nedeniyle sınırlı sayıda personel ile işler yürütülmeye çalışılmakta olup,istenen kalite ve etkinlikte çalışmalar ortaya konulamamaktadır. Bu anlamda acil bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.
Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında önemli faaliyet ve organizasyonlara imza atan ve bugün birçok sektöre ilham kaynağı olan Fındık Tanıtım Grubu,yeni hedef ülkeler belirleyerek faaliyetlerini daha da genişletmeyi planlamaktadır. Yürütülen çalışmalar bağlamında sektör geleceğe umutla bakmakta,2023 yılı hedefi olan 350.000 ton /iç karşılığı 3 milyar dolar tutarındaki döviz girdisinin ülkemize kazandırılması için emin adımlarla ilerlemektedir.
Bu kapsamda,AR_GE projeleri ve eğitim faaliyetlerine yönelik olarak alternatif destekleme modellerine ihtitaç duyulmaktadır.
Birim alandan daha fazla ve kaliteli ürün elde etmeyi hedefleyen,verimliliğin ön planda tutulduğu,rekabetçi ve sürdürülebilir fındık tarımının uygulanabilmesi için hayata geçirilmesi planlanan uygulamaların Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından da desteklenmesi önem taşımaktadır.Bu projelerin içerisinde;
Yaşlı bahçelerin gençleştirilmesi-Bitki besleme-Dondan korunma yöntemleri-Fındık yeşil kokarcası-Harmanlama, kurutma ve aflatoksin-Çocuk işçiliği-İyi tarım uygulamaları ve izlenebilirlik vb konular bulunmaktadır.İlk aşamasında eğiticilerin eğitilmesi de temel prensip olarak kabul edilmekte olup; ilgili tüm kamu birimlerinin. STKların ve meslek kuruluşları ile özel sektör temsilcilerinin de uygulamaya dahil olması projeyi daha güçlü hale getirecektir.
Fındık ihracatının yaklaşık %75nin AB ülkelerine yapılmasından hareketle, ihracatçılara AB ülkelerine girişlerinde vize muafiyeti veya en az 5 yıllık vize kolaylığı sağlanmasına çalışılmalıdır.
Üretim yapılan arazilerin başta miras yoluyla olmak üzere çeşitli sebeplerle daha küçük parçalara ayrılması fındık üretiminde verimlilik ve etkinliği olumsuz etkilemektedir.
Tarım kesiminde yaşayabilir işletmeler kurmak ve tarım arazilerinin rasyonel kullanımını sağlamak amacıyla parsel büyüklüklerinin optimum ölçülerin altına inmemesi önem arz etmektedir. Ölçekleri daha büyük ve mekanizasyonu güçlü işletmeler sektördeki sürdürülebilir üretim ve ihracat açısından önemlidir.
Ülkemize daha fazla katma değer kazandırılması ve istihdam artışına imkan sağlanması amacıyla özellikle işlenmiş fındık ihracatının artırılması gerekmekte olup,bu çerçevede pek çok ülkenin korumacı gümrük duvarlarının, mütekabiliyet esasına göre ülkelerle müzakere edilerek aşağı çekilmesine çalışılmalıdır.
Pazarlarda karşılaşılabilecek ticari bariyerlerle hem ikili hemde çoklu müzakereler yoluly mücadele edilmelidir. Örneğin Rusyada natürel fındık ithalatında Gümrük vergisi sıfır, işlenmiş fındıkta ise yüksektir. Rusya pazarındaki gümrük yüksekliği ihracat önünde engel teşkil etmektedir.
Fındık Ürün Borsasının kurulması ve lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi önem arz etmektedir.
ABnin Türkiyeden fındık ithalatında uygulanan aflatoksin kontrol sıklığı Nisan 2013 itibariyle %10 düzeyinden % 5e indirilmiş olmakla birlikte, hâlihazırda fındık ihracatımıza ilişkin hızlı alarma bildirim sayısı azalmıştır.Öteyandan,rakip ülke Gürcistanın Abye fındık ihracatında aflatoksin kontrolü uygulaması yoktur.Bu çerçevede ,akredite laboratuvarlarda yapılan analiz sistemlerinin oturmuş olması ve Türk fındığının üstün kalitesi nedeniyle diğer üretici ülkeler gibi ABye ihracatta uygulanan aflatoksin kontrollerinin kaldırılması önem arz etmektedir.
ABye ilk giriş kapılarında alınan kontrol ücretleri ülkelere göre farklılık arz etmektedir. Aynı tır içerisindeki farklılık arz etmektedir. Aynı tır içeresindeki farklı GTIPli ürün sayısı oranında kontrol ücreti alınmaktadır.
ABye yapılan fındık ihracatında resmi kontrol sureleri 15 iş günü olarak belirtilmekte ve bu sure ihracatçılarımızda zincirleme sorunlara neden olabilmektedir. Bu surenin 7 güne düşürülmesi önem arz etmektedir.
Gürcistanın AB2ye fındık ihracatında Gümrük vergisi uygulanmıyor. Türkiye %3 Gümrük vergisi ödüyor. Bu durum ileride ülkemizin sektördeki ciddi bir rakibi haline gelecek Gürcistanın Pazar payında büyük avantaj sağlamaktadır.Türkiyeye uygulanan Gümrük vergisinin kaldırılması için gerekli girişimlerin yapılması önemlidir.
Avrup Birliğine yapılan ihracatlarda sabit Gümrük vergisi uygulanmalıdır diye konuştu.