''Yeni nesil enerjiyle dışa bağımlılıktan kurtulacağız''
Karaibrahimoğlu, Pelet brülör makineleri ile Türkiye’nin yılda 20 milyar doların üzerinde dışarıdan ithal ettiği yakıtı azaltacağını bu sayede ülkeye ekonomik katkının yanı sıra istihdam da sağlayacağını belirtti.
info@karadenizekonomi.com / 11.06.2019
Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta , Giresun’da konteyner limanı olmamasının ihracatçılara büyük maliyetler getirdiğine dikkat çeken Karaibrahimoğlu Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Isı Üreticiler Derneği(Pelder) yönetim kadrosunda yer alan Altuğ Karaibrahimoğlu’yla, sektördeki gelişimi, yatırımları ve dünya genelinde değerli olan ısınma enerjisi üzerine konuştuk.
-Türkiye’de adını henüz duymaya başladığımız yeni nesil ısınma sistemi ile ilgili yatırımlarınızı yakından izliyoruz. Sorularımıza geçmeden kısaca kendinizi tanıtmanızı rica edeceğiz. Altuğ Karaibrahimoğlu kimdir?
1978 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. İstanbul’da tamamladığım eğitimim sonrasında ticarete atıldım. Bu konuda babamız merhum Ahmet Karaibrahimoğlu’nun yönlendirmeleri çok etkili olmuştu. Aynı zamanda başarılı bir avukat olan babam ve ağabeyim ile birlikte 1996 yılında benzin istasyonu işletmeciliği ile başlayan ticaret hayatımız, sonrasında eşim Selin hanım ile birlikte inşaat, modüler mutfak imalatı ve mobilyacılıkla çeşitlendi.
-Aileden gelen girişimciliğiniz belli ki zamanla bir aile şirketi olmaya doğru götürmüş sizi…
Tabi, inşaat, modüler mutfak ve mobilya imalatı konusunda yatırımlarımıza devam edince yani üretimin içine iyice girince daha farklı neler yapabiliriz diye düşünürken enerji üzerine yoğunlaştık. Belli fizibilite aşamalarından sonra odun pelet tesisini kurma kararı aldık.
-Bildiğimiz kadarıyla bu alanda öncü firmalardan biri oldunuz…
Türkiye’nin en büyük entegre tesisini kurmalıydık. 2014 yılı sonunda bu alanda yatırım kararını aldık. Ve şu anda Türkiye’nin en büyük entegre odun pelet tesisini işletmekteyiz. Şu anda 50 kişilik bir istihdam kapasitemiz var. Ama yaptığımız yatırımlar devam ettiği için sayımızı her geçen gün artırıyoruz. Çok genç çalışanımız var. Nüfusumuz da genç. Dolayısıyla işsizliği en az seviyelere indirmemiz gerekiyor.
- Bir yakıt üretiminden bahsedip sonra bir yatırım daha gerçekleştirerek pelet yakan cihazları üretmeye başladınız. Kısaca bu geçişten de bahseder misiniz?
Odun pelet üretimini gerçekleştirdikten sonra tabi ki bu ürünü yakacak cihaz veya makinelere de ihtiyaç olacaktı. O nedenle, peletleri tüketebilmek ya da bunları yakabilmek için gerekli cihazlarını geliştirme karar aldık. Makine sanayi üzerine bir yatırım gerçekleştirdik. Şu anda Giresun İkinci Organize Sanayi Bölgesi’nde peletbülör makinaları, cihazları üretiyoruz.
-Az önce de belirttiğim gibi dünyada bilinse de bize henüz yabancı bir enerjiden bahsediyorsunuz? Bu enerji kaynağını nasıl tarif edersiniz?
Pelet bir ısınma enerjisidir. Doğalgaz, sıvı yakıt ve odun-kömür gibi yakıtlarla kıyaslandığında pelet aynı enerjiyi yüzde 45’e varan oranda daha ucuza mal etmektedir. Pelet yakıt tamamen yandığı için enerji kaybı yaşanmamaktadır. Pelet yakıt preslendiği için uzun süre yanma sağlamaktadır. Diğer katı yakıtlara göre kül oranı yok denecek kadar azdır. Bu oran kömürde yüzde 10 ila yüzde 50 arasında değişirken pelet yapılmamış ağaç yakıtta bu oran yüzde 6 ila yüzde 10 arasında değişim göstermektedir. Yanma süresi ve sağladığı enerji olarak aynı miktarda ağaç odununa göre yüzde 400 oranında artış göstermektedir.
-En büyük ithal kalemleri arasında yer alan enerji satın almayı böylece minimize edeceğimizi söylüyorsunuz. Doğru mu anladım?
Aslında ısınma enerjisi dünyada çok değerli ve çok önemlidir. Çünkü ısınmaya ciddi bedeller ödüyoruz. Biliyorsunuz Türkiye enerji ithalatında yüklü bedeller ödüyor. Ayrıca enerji, sanayinin çarklarının dönmesi için de olmazsa olmaz. Isınma dediğinizde akla sadece yılın altı aylık dönemi yani kış ayları gelmesin. Fabrikaların ve sanayi tesislerinin buhar ısınmasını da göz ardı edemeyiz. Buhar enerjisi üretmek için sağladığımız buhar ısısını da aldığımız ithal ürünlerle sağlıyoruz. Dolayısıyla, enerjinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Hayatımızın her noktasında ısınma enerjisi var. Ülkemizin yılda 20 milyar doların üzerinde dışarıdan ithal ettiği yakıt düşünüldüğünde ülkeye ekonomik katkının yanı sıra yarattığı istihdam da önemli.
-Pelet’in hammaddesi nedir?
Biyokütlepelet dediğiniz zamanda biz aslında odun peletini konuşuyoruz. Bizim yatırımımız odun peletiüzerine. Türkiye biliyorsunuz biyokütle enerjisi çok büyük bir kavram. Bugün samanı da fındık kabuğunu da pelet olarak biliyorsunuz. Veya çay atıklarının pelet olduğunu biliyoruz. Birçok konu var pelet denilebilecek. İşte çam fıstığı, ceviz kabuğu vs. hepsi pelet olarak biliniyor. Önemli olan bunun doğru şekilde, doğru oranda peletlenmesidir. Başlıca hammaddemiz kerestedir. D. Karadeniz Bölgesi’ndeki fabrikaların kesim atıklarını ve parçalarını öğütüp işleyerek pelet elde ediyoruz. Fabrikamıza bu atıklar kereste fabrikalarınca getiriyorlar. Aslında bölgemizde yeterli kereste fabrikaları da var. Ayrıca orman atığı da fazlasıyla var. Yani, çok geniş ve üzerinde çok da konuşulması gereken bir konudur. Tesisimizde günlük yaklaşık 200 tonluk hammadde ihtiyacımız bulunmaktadır. Yanma sonucu oluşan kül doğal gübre olarak kullanılabilme olanağına sahiptir. Doğaya hiçbir zararı olmamakla beraber yağış sağlama ve bulut tutma özellikleri ile doğaya yarar sağlamakta hava kirliliğine büyük ölçüde çözüm sağlamaktadır.
-Dünyada durum bizden çok farklı galiba… Dolayısıyla bu sizin için ihracatçı kimliğe bürünmenizin de göstergesi midir?
Odun peleti dünyada fazlasıyla yaygın kullanılıyor. İhracat cazip gelmiyor değil. Son dönemde Bulgaristan ve Yunanistan’a kara nakliyesi ile ihracatı gerçekleştirdik. Bizim Giresun’daki en önemli sorunumuz denizi kullanamıyor olmamız. Giresun’da konteyner limanı olmadığı için Trabzon’a ürünü götürmek ve sonrasında İtalya ve Almanya gibi farklı ülkelere taşımak ciddi maliyetler getiriyor. Dolayısıyla önce Bulgaristan ve Yunanistan üzerinde bir çalışma yaptık ve ihracat geliştirdik. Ama takdir ederseniz ki bölgemiz olsun ülkemiz olsun enerjiye o kadar muhtacız ki. Çevremizde her nokta enerji, her nokta ısınma, her nokta sanayi. Dolayısıyla bölgemizde tükettiğimiz zaman hem bölgeye birçok anlamda yarar sağlayacağını düşünüyoruz. Hatta bir adım daha öteye gideyim ihracata gereksinim bile olduğunu düşünmüyoruz odun peleti ile ilgili.
-Üretimini gerçekleştirdiğiniz böylesine önemli bir ısı kaynağını kullanmak için de bir takım cihaz veya makineler ihtiyaç vardı ki yeni yatırımlara yöneldiniz. Biraz da bu yatırımlara ilişkin bilgi verir misiniz?
Makine imalatımızı ve modüler mutfak imalatımızı yürüttüğümüz 10 bin metrekarelik alan kendi malımız. Orada 4 bin metrekare alanda kapalı idari alanımız var. Yine Organize Sanayi Bölgesi’nin tahsis ettiği alanda da 5 bin metrekarelik bir yerimiz var. Bu alanda da peletbiyo kütle üretimini devam ettiriyoruz. Açıkçası yatırımlarımız devam ediyor. Mevcut fabrika sahamızda devam ettirdiğimiz peletbülör makine cihazlarının bir ar-ge çalışması devam ediyor. 20 kw’dan 2 bin 500 kw’ya kadar cihaz çeşitleri yaptık. Bu cihazlarımızın yüzde 90’lık kısmını ihracat özellikli gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde yurtiçi ve yurtdışında 4 ayrı fuara katılacağız. Bu etkinliklerde cihazlarımızın tanıtımını yapacağız.
-Yani bir tanıtım atağına geçtiniz…
Bu ürünün bütün Türkiye’de tasarımını ve projesini yapmanız gerekiyor. Bu konuda Giresun Üniversite’sinden önemli bir destek aldık. Giresun Üniversitesi Rektörü Cevdet Coşkun’u ziyaret ettik. Üniversitenin Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden projemize danışman olan Birkut Güler ve Muhammet Anıl Kaya ile süreci yönetiyoruz. Bütün modellerimizi beraber oluşturduk, beraber ar-ge aşamalarını geçtik.
-Geldiğiniz noktayı yine de yeterli görmüyorsunuz…
Daha hızlı üretmek için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Giresun İkinci Organize Sanayi Bölgesi’nden bir yıl önce gerçekleştirdiğimiz yeni arsa talebimiz var. Konumuzla ilgili briket odun dediğimiz yine peletin hammaddesini oluşturduğumuz bir yatırım talebimiz var. Ciddi bir yatırım olacak. Bu konuda müracaatlarımız sürüyor. Yetkililerden arsa konusunda onaylamalarını bekliyoruz.
-Vazgeçilmez bir enerji kaynağı olan üretiminize Enerji Bakanlığı nasıl bakıyor?
Bu tür üretimler dünyada Enerji Bakanlıklarına bağlı olarak yürütülüyor aslında. Ama ülkemizde henüz bu konuda bir gelişim olmadı. Geçenlerde Bakanlığa gerçekleştirdiğimiz ziyarette bu konudaki görüşlerimizi daire başkanları nezdinde ilettik. Onlardan da bu konuda çalışmalar yürütüldüğünü öğrendik. Çokta önemli olduğunu düşünüyorum.
-Biraz da yönetiminde olduğunuz PELDER’den bahseder misiniz?
Türkiye’deki tüm paydaşlarımızla kurduğumuz bir dernek. Ankara’da bir takım görüşmeler yapıyoruz. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji ormanlarının daha çok kurulması, yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Dernek çatısı altında bu türden taleplerin daha hızlı gerçekleşeceğine inandığımız için gerekli girişimleri bu çatı altında sürdürüyoruz. Bu anlamda sadece Enerji Bakanlığı değil, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile danışma toplantıları düzenlemeyi alışkanlık haline getirmeyi düşünüyoruz.
-Paris İklim Zirvesi anlaşmasına ilişkin görüşlerinizi de merak ediyoruz…
Türkiye’nin de taraf olduğu İklim Zirvesi anlaşması Paris’te imzalandı. Bu protokole göre emisyon oranlarımızı hızla düşürmemiz gerekiyor. Fosil yakıt dediğimiz kömür, flor, motorin gibi petrol türevi yakıtların emisyonu oldukça yüksek. Çevre kirliliği açısından da çok ciddi zararlar getiriyor. Örnek vermek gerekiyorsa; İngiltere’de çevre ile ilgili yapılan araştırmada son 10 yılda emisyon değerleri düştükten sonra sağlık sorunlarında yüzde 40 civarında bir düşüş meydana geldiği ortaya çıktı. Dolayısıyla çevrenin ne kadar olduğu burada ortaya çıkıyor.
-Son olarak firmanızın gözüyle ülke ekonomisini değerlendirmenizi rica edeceğiz?
Firmamız açısından çok başarılı bir yılı geride bıraktık. Ürünümüzün enerji olması biliyorsunuz dövize bağlı ithal ürünlerin kullanıldığı ülkemizde bizi daha çok hızlı büyümeye zorladı. Bu trendin devam edeceğini görüyoruz. Ülkemizin de daha hızlı toparlanmaya başladığını düşünüyor ve seçimsiz bir dönemde hızlı büyümenin gerçekleşeceğini umuyorum.
-Teşekkür ediyoruz…