DİSK: Asgari ücrette Açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı edilmemeli
Asgari ücret masasında bulunmayan sendika konfederasyonlarından DİSK, asgari ücret maratonu öncesinde taleplerini açıkladı.
info@karadenizekonomi.com / 9.12.2024
DİSK Genel Başkan Çerkezoğlu, asgari ücrette asla tutmayan ve sürekli revize edilen afaki enflasyon hedeflerine göre bir artışın asla kabul edilmeyeceğini belirterek, “Açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı edilmemeli; bir evde iki kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi asgari ücret ile garanti altına alınmalı" ifadesini kullandı.
DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, 2025 yılı asgari ücretinin, yüksek enflasyonun alım gücünü iyice düşürdüğü ve pahalılığın yoğunlaştığı koşullarda saptanacağını söyledi. Çerkezoğlu, “Yüksek enflasyonun yaşandığı 2022 ve 2023 yıllarından farklı olarak 2024 yılında asgari ücret ortasında arttırılmadı. Bu durum asgari ücreti enflasyon karşısında ciddi biçimde eritti ve doğal olarak bu durum 2025 yılı asgari ücret artışı beklentilerini yükseltti” ifadesini kullandı.
Açıklamasında Türk-İş'in son araştırma verilerine yer veren Çerkezoğlu, “2024 Kasım itibarıyla en düşük memur maaşının 39 bin TL, kamu işçilerinin en düşük çıplak brüt ücretinin 41 bin TL (net yaklaşık 33 bin TL) civarına geldi. Asgari ücret de en az kamu işçisi ücreti ve an az memur maaşı dikkate alınarak hesaplanmalı” dedi.
“Milli gelir artışından hak edilen pay çalışanlara verilmeli”
2025 yılı asgari ücretin belirlenmesi aşamasında üç kriterin asla göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizen Çerkezoğlu şöyle devam etti:
“Asla tutmayan ve sürekli revize edilen afaki enflasyon hedeflerine göre bir artış asla kabul edilemez. Bir yandan geçtiğimiz yıl işçiler için, dar gelirliler için gerçekleşen enflasyon karşısındaki kayıplar giderilmeli, bunun yanı sıra büyümeden ve milli gelir artışından hak ettikleri pay çalışanlara mutlaka verilmelidir. Asgari ücret bir işçinin değil, uluslararası standartlara uygun olarak işçinin bakmakla yükümlü olduğu hanehalkı ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir. Açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı edilmemeli; bir evde iki kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi asgari ücret ile garanti altına alınmalıdır.”
DİSK Genel Başkan Çerkezoğlu, asgari ücret tespit sürecinde beklenti ve taleplerini şöyle sıraladı:
1-Asgari ücret değil toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilmeli
Asgari ücret civarında çalışanların kapsamı çok yüksektir ve asıl mesele asgari ücretle çalışanlarının kapsamını daraltmak ve ücret düzeylerini toplu pazarlıkla belirlemektir. Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için Aralık 2024’te sadece asgari ücret değil, Türkiye’de sendikalaşma ve toplu pazarlığın kapsamını artıracak adımlar da ilan edilmelidir. Bunun için 6356 sayılı Kanun’da yer alan antidemokratik unsurlar, barajlar, engeller ortadan kaldırılmalıdır. Çalışma Bakanlığı sendikalara bizzat kendi verdiği toplu iş sözleşmesi yetkisine sahip çıkmalı; işverenlerin açtığı ve yıllar süren yetki tespit ve itiraz davalarının toplu is sözleşmesi sürecini durdurmayacağı, bekletici sebep olmayacağı açıklanmalıdır. Yine 6356 sayılı yasada yer alan teşmil mekanizması işletilmeli, 2025 yılında toplu iş sözleşmelerinin sendikasız işyerlerine de uygulanacağı işkolları duyurulmalıdır.
2-Asgari ücretin tespitinde asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği dikkate alınmalı
Asgari ücret ülkemizde en düşük ve istisnai bir ücret değildir ve hızla ortalama ücret haline dönüşmektedir. Asgari ücret, milyonların meselesidir. Asgari ücret tespitinde bu gerçek dikkate alınmalıdır.
3-Asgari ücret artışında resmi enflasyon değil, kişi başına gsyh artışı esas alınmalı
Asgari ücret baskılanmış ve güdümlü resmi enflasyona göre değil geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalıdır. Dar gelirlilerin gıda enflasyonu ile kişi başına ekonomik büyüme asgari ücret artışında esas alınmalıdır.
4-Asgari ücret yüksek enflasyon koşullarında yıl içinde tekrar belirlenmeli
Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesi çalışanları kayba uğratmaktadır. Bu nedenle enflasyon tek haneli oranlara düşünceye kadar asgari ücretin yılda birkaç kez belirlenmesi zorunludur.
5-Asgari ücret belirlenirken geçim şartları gözönünde bulundurulmalı
Asgari ücret artışında yoksulluk sınırı bir kriter olarak dikkate alınmalı ve hanede iki kişi çalıştığı varsayılarak, haneye en az yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi sağlanmalıdır.
6-Asgari ücret uluslararası kurallara uygun saptanmalı, işçinin kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu hanehalkı birlikte hesaba katılmalı
Türkiye’de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmuyor. Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi standartları dikkate alınmıyor. Asgari ücret tespitinde işçinin ailesi hesaba katılmıyor. Asgari ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalıdır. Asgari ücret hesabında sadece işçinin kendisi değil, uluslararası standartlara uygun şekilde işçinin geçindirmekle yükümlü olduğu aile bireyleri de esas alınmalıdır.
7-Asgari ücret sonrası ilk gelir vergisi tarife oranı yüzde 10’a düşürülmeli
Asgari ücrete sağlanacak vergi muafiyeti ve desteği yanında asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10’a düşürülmelidir. Böylece asgari ücrete yakın çalışan işçilerin daha az vergi vermeleri sağlanmalıdır.
8-Gelir vergisi tarife dilimleri (Asgari ücret artışından az olmamak kaydıyla) yeniden değerleme oranında artırılmalı
Gelir vergisi tarife dilimleri adil biçimde düzenlenmediğinden çalışanların üzerindeki vergi yükü artıyor. Gelir vergisi tarife dilimleri, asgari ücret artışından az olmamak kaydıyla, yeniden değerleme oranında artırılmalıdır.
9-Asgari ücret istisnası vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalı
Ücret gelirlerinin asgari ücret kadar kısmı gelir vergisinden istisna edilmiş olmasına rağmen istisna uygulamasının matrahtan indirim yerine vergiden indirim yoluyla yapılması nedeniyle ücretli çalışanlar asgari ücret vergi istisnasından gerektiği gibi yararlanamıyor. Asgari ücret vergi istisnası, vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalıdır.
10-İşverenlere uygulanan 5 puan sgk prim desteği çalışanlara da uygulanmalı
Bütçeden karşılanan 5 puanlık SGK desteği halkın, emekçilerin vergileriyle işverenlerin finanse edilmesi anlamına gelmektedir. Bütçeden işverenlere 5 puanlık SGK prim indirimi sağlanmasına karşın aynı uygulama işçiler için söz konusu değildir. İşçiler için de 5 puanlık SGK prim desteği bütçeden/Hazine’den sağlanmalıdır.
11-Çağ dışı damga vergisi kaldırılmalıdır
Çağ dışı damga vergisi kaldırılarak ücretliler lehine bir düzenleme yapılmalı, böylece çalışanların gelirleri artırılmalıdır.
12-En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli
2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Yasa’dan önce asgari ücretten düşük emekli aylığı söz konusu değildi. Günümüzde emekli aylıkları Hazine tarafından karşılanan farkla 12.500 TL’ye tamamlanmaktadır. Emekli aylıklarında alt sınır geçmişte olduğu gibi asgari ücret olmalıdır.
13-Asgari ücret bütün işçiler ve memurlar için ortak saptanmalı
Devletin özel sektördeki işçilerle kamu işçileri ve kamu görevlileri arasında ayrım yapması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle en düşük işçi, memur ile emeklilerin ücret ve maaşları aynı olmalıdır.