SEÇİM SONUÇLARININ SOSYO-EKONOMIK ANLAMI

Türkiye kendini koalisyonlara hazırlamalıdır.

info@karadenizekonomi.com / 12.06.2015

SEÇİM SONUÇLARININ SOSYO-EKONOMIK ANLAMI
SEÇİM sürpriz sonuçlar çıkardı. 13 yıl iktidarda olan AK Parti tek başına hükümet kuracak oyu alamadı.Siyaseten iki farklı uçta bulunan HDP ve MHP oyunu en çok artıran iki parti oldu. Oylarını artıramayan CHP, ortaya çıkan tabloda kilit parti oldu. Ekonomist Dr Şinasi Kara ise Karadeniz Ekonomi'ye şöyle değerlendirdi:

Seçim öncesinde muhalefet parti liderleri başta emekliler olmak üzere dar gelirli kesimlere ilave gelir sağlayacaklarını taahhüt ettiler. Kimisi, taahhüdünü Notere tasdik ettirdi. Ancak, seçmen sayısı artmasına rağmen oyunu artıramadı.

Gıda fiyatlarındaki yüksek enflasyona rağmen, zor durumdaki emekliler partinin sözüne güvenmediler. Maliye Bakanı açıkça "söz verilen miktarları karşılayacak kaynak yok" ifadesi muhalefetin Noter tasdikli sözünü itibarsız hale getirdi.

Türk toplumu popülist politikalara itibar etmiyor. Bu durum demokrasilerin ileri seviyelerinde görülüyor. Denilebilir ki, Türkiyedeki demokratik kültür önemli bir aşamaya ulaşmıştır.

Demokrasinin beşiği sayılan Yunanistan'da, popülist vaadler ile mevcut hükümetin seçimleri kazandığı biliniyor. Demokrasinin tam yerleşmediği iddia dilen 

Türkiye'de ise 7. Haziran 2015 seçimlerinde popülizm seçimleri etkilemedi. Bu sonuç Türkiye'deki demokratik kültürün Yunanistan'dan daha ileri seviyede olduğunu gösteriyor.

Seçim sonuçlarını Kürt oyları ile AK Parti iktidarından nefret edenlerin oyları belirledi.

Yüzde 10 seçim barajı nedeniyle Kürtler parlamentoda tam olarak temsil edilemiyordu. AKP Türkler ile Kürtlerin ortak paydası olan İslamiyeti öne çIkarmak suretiyle oy avantajı kazanıyordu. Son seçimler ile Irk Milliyetçiliğinin Din Milliyetçiliğine galebe çaldığı anlaşılıyor.

Kürtler "şimdiye kadar dinimiz için oy kullanıyorduk, şimdi milletimiz için oy kullanıyoruz" siyasi söylemine göre hareket ettiler.

16. Yüzyıl düşünürlerinden Machiavelli "nefret edilen prensin iktidarda kalamayacağını" yazıyordu. Machiavelli'nin siyasal tespiti geçeliliğini bu gün dahi sürdürüyor.

Türkiye'de belirli bir kesim AKP iktidarından nefret ediyor. Bu nefretin gerisinde, dinin siyasete alet edilmesi ve Türk Toplumunun sosyolojik değerlerine karşı AKP iktidarındaki bazı yetkililerin siyaset üretmesi yatıyor.

Özellikle, Islamın Sünni yaşam biçiminin egemen kılınmasına yönelik girişimler belli bir kesimde korku yaratıyor. Bu kesimin korku ve nefret nedeniyle Kürt partisine önemli miktarda emanet oy verdikleri anlaşılıyor. Kürt Partisi lidelerinin "emanet oy aldıklarını" beyan ediyor olmaları bu tespiti doğruluyor.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde AKP iktidarı kadar Kürt Halkının yaşadığı bölgelere ekonomik yatırım yapan bir Hükümet gelmedi. Yollar yapıldı, hava alanı inşa edildi, belediye hizmetlerine destek verildi. Modern Hastahaneler kuruldu. Halkın elektrik hırsızlığına göz yumuldu. Tüm bu ekonomik kazanımlara rağmen Kürt Halkı AKP'ye oy vermedi. Demek ki, ekonomik çIkar sağlamak kitleleri ikna etmeye yetmiyor.

Türkiye bölücü PKK terör örgütü ile 30 yıldan beri silahlı mücadele ediyor. AKP iktidarı bu silahlı mücadeleyi ÇOZÜM SÜRECİ adı altında "yumuşama politikası" ile sonlandırmaya çalışıyor. Son seçimlerde ortaya çıkan haritaya bakıldığı zaman "yumuşama politikasının" Kürt Halkı tarafından benimsenmediği görülüyor. PKK bölücü terör örgütünün siyasal arenadaki temsilcisi olan siyasilerin çok büyük bir oy farkı ile belirli bölgelerde seçildikleri anlaşılıyor.

Kürtlerin kendi partilerini tercih ediyor olmaları AKP'nin tek parti iktidarını sonlandırdı. Yeni seçim yapılsa dahi siyasal sonuçlar değişmez. Zira AKP iktidarından nefret edenler ortada duruyor. Kürtler Islamiyet ortak paydasında birleşmeyi kabul etmiyor.

Türkiye kendini koalisyonlara hazırlamalıdır.

Türkiye'de hiç bir parti Kürt partisi ile koalisyon ortağı olamaz. Olduğu taktirde siyasi misyonunu tamamlar. Koalisyon Hükümetlerinin HDP dışında kurulması siyasi ve sosyolojik mecburiyet olarak geçerliliğini sürdürüyor.

Koalisyona en yakın iki parti AKP ve MHP dir. Bu iki partinin tabanları birbirlerine çok yakın. MHP geleneğinde "parti çıkarından çok ülke menfaatleri " korumak var. Bu gelenek MHP'yi koalisyona mecbur bırakıyor.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar