İhracatçının can suyu kesildi

Üretimden ihracata kadar ve Ülke ekonomisinin büyümesinde önemli bir finansman kaynağı olan reeskont kredilerine getirilen şartların ihracatçının belini büktüğünü açıklayan ihracatçılar, reeskont kredilerinin ulaşılabilir olması gerektiğini vurguladılar.

info@karadenizekonomi.com / 13.07.2022

İhracatçının can suyu kesildi

Uygun maliyeti nedeniyle ihracatçıların finansman kaynağı olan reeskont kredileri getirilen şartlardan dolayı yaklaşık 1.5 aydır kullanılamıyor. Sıkıntının sadece TL reeskontta değil döviz reeskont kredilerinde de yaşandığı belirtilirken, Merkez Bankası’nın kaynak sıkıntısı nedeniyle reeskontta elini sıkı tuttuğu iddia ediliyor. Yaklaşık kasım ayından bu yana aralıklarla kapanan sistemden son haftalarda hiç kredi kullanılamazken, TL reeskont kredisi kullanımına getirilen yüzde 40 artı yüzde 30 ihracat gelirini bozma zorunluluğu ile bir ay döviz almama taahhüdünün, ihracatçının reeskont talebini düşürüyor.

Mal ve döviz kazandırıcı hizmet ihracatında bulunan firmalara Merkez Bankası’nca Türk Eximbank’a tanınan limit çerçevesinde kullandırılan reeskont kredileri, piyasa faizlerine göre düşük oranları dolayısıyla cazip görülüyordu. Ancak TL reeskont kredisi kullanımına getirilen yeni koşullar kredinin cazibesini yitirmesine neden oldu. Haziran ayında Merkez Bankası bir karar alarak, reeskont kredisi kullanmak için daha önce döviz gelirinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na satma zorunluluğu olan ihracatçılara, buna ek olarak döviz gelirinin yüzde 30’unu da bankalara satma zorunluluğu ile satışı izleyen bir aylık dönemde de döviz almama taahhüdü getirmişti. Sistemden mayıs ayının sonlarından bu yana TL reeskont kredisi kullanamadıklarını söyleyen ihracatçılar, yeni koşullara rağmen sistemin hala reeskont kredisi kullandırmaması nedeniyle finansman sıkıntılarının daha da ağırlaştığını dile getiriyor. Reeskont sıkıntısı hakkında KARADENİZ EKONOMİ’ye konuşan ihracatçılar ve Sivil Toplum Kuruluşları kredilerin ulaşılabilir olmasının ülke ekonomisi için gerekli olduğunun altını çizdiler.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan:

Finansmana erişimde ciddi problemler var

Son uygulanan ekonomi politikalarıyla ekonominin, üretimin ve cari açığa dönük en güçlü destek ve can suyu olan ihracatçı sanayicilerin en önemli finansal destek kalemi olan Türk Eximbank kredi kaynaklarında son dönemlerde ciddi sorunları yaşanıyor. Bayram öncesi gibi hassas bir dönemde bu konu, üretim ve ihracat dünyamızı hak etmediği bir finans dar boğazıyla karşı karşıya bırakıyor. Türk Eximbank'ın bütün iyi niyetine rağmen kendi dışında kaynaklanan bu sorunlar, banka yönetimine de sıkıntı yaşatmaktadır. Öncelikli olarak Merkez Bankası kaynaklı farklı sorunlardan kaynaklanan son BDDK uygulamaları ile de iyice kangren haline gelen gelişmelerin, ihracatçı sanayicilerimizin kaliteli finansmana erişimi noktasında çok ciddi problemler oluşturmaya başladığını müşahede ediyor ve izliyoruz. Özellikle bayram öncesi gibi hassas bir dönemde bu konu, üretim ve ihracat dünyamızı hak etmediği bir finans dar boğazıyla karşı karşıya bırakıyor. İhracat ve sanayi sektörümüzün bu tür tatsız sürprizleri hiç hak etmediklerine inanıyoruz. Bu konuya bırakın önümüzdeki günleri, en kısa sürede kalıcı bir çözüm getirilmediği takdirde yakın gelecekteki ihracat rakamlarında da üretim rakamlarında da ekonomimizi olumsuz etkileyecek bir takım gelişmelerin arifesinde olduğumuzu üzülerek gözlemliyoruz.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu:

Bu durum ihracata olumsuz yansıdı

Geçtiğimiz yıllarda ihracatçılarımıza rakipleri ölçeğinde finansman imkanlarına erişmek ve yurtdışı piyasalarda rekabet imkanı kazanabilmek amacıyla merkez bankası kaynaklarından ihracatın teşviki amacıyla Eximbank kanalıyla kullandırılan Reeskont kredileri hiç şüphe yok ihracatımıza çok önemli katkı sağlamıştır. Hem uygun faiz oranları ve uzun vade yapıları ile ihracatçın en uygun şartlardan kullanabildiği kredi enstrümanları idi. Ancak, geçtiğimiz ay sonuna doğru Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun sözde enflasyonla mücadele programları kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı ile müşterek alınan karar gereği, döviz cinsi verilen kredilerin tamamen kaldırılması, bu krediyi mevcut haliyle kullanabilmek için ihracatçıya ilave %30 daha döviz bozdurma şartı getirilmesi, kredilerin sadece TL olarak kullandırılması, vade sürelerinin düşürülmesi ve döviz pozisyonu olan yani şirket banka hesaplarında döviz mevduatı olan firmalara kredi kullandırılmaması, maalesef ihracatçı açısından büyük hayal kırıklığı olmuştur. Bu durum ihracatçının kaliteli finansmana erişimini engellediği gibi bu durumun önümüzdeki aylarda ihracata olumsuz olarak yansıyacağı endişesini taşımaktayız. Reeskont kredileri merkez bankası kaynaklarından tahsis edildiği için, tüm kullandırım şart ve kuralları da Merkez Bankasınca belirlenmektedir. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın piyasadan kendi firmaları üzerinden biraz daha döviz toplamaya zorlamak, döviz ihtiyacını daha düşük maliyetle temin etmek ve kurları kontrol altında tutabilmek içinde yurtiçi yerleşikleri mümkün mertebe döviz pozisyonun uzaklaştırmak şeklinde açıklanıyor. Elbette ekonomiye yönelik alınacak tedbir mahiyetindeki kararlara saygılıyız, ancak bu durumun dövizle işini yapmak zorunda olan ihracatçılar üzerinden bu kuralların konulması, ister istemez ihracata olumsuz olarak yansıyacağı gibi; iktisadi tedbirlerin de dünya gelişmiş ülke örneklerinden ayrışmak yerine, bilimsel temelli kuralların uygulanması reel kesimin en büyük temennisidir. Ayrıca, döviz kısıntısının daha çok dövizle işi olmayan sektörler üzerinden sorgulanması, halkın enflasyon üzerinde getiri sağlayacak tasarruf enstrümanlarına yönlendirilmesinin ve hepsinden önemlisi de ekonomide istikrar için olmazsa olmaz yöntem olan güven ortamının tesis edilmesinin öneminin de unutulmaması gerektiğine inanıyoruz. Mevcut koşullarda gerek vade yapıları açısından cazibesini kaybetmiş olmasına rağmen, TL olarak kullandırıldığı için faiz oranları kısmen de olsa piyasa faizleri ile örtüşmektedir. Ancak, önceki dönemde kullandırım şartları ihracatçı için çok daha cazip olduğundan dolayı ihracatçıya önemli finansman imkanı sağlamakta idi. Şu an için hem TL olması hem vade yapılarının düşürülmesi ve döviz pozisyonu tutmama ve döviz bozdurma taahhüdü kredinin cazibesini yok etmiştir. 

Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür:

Kurunun yanında yaş da yandı

Son 6 aydır getirilen şartlar nedeniyle Reeskont kredilerine ulaşmada sıkıntılar yaşadıklarını açıklayan Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür, “Son 6 ay hariç TL Reeskont kredilerine ulaşmada sıkıntı çekmiyorduk. Ancak son 6 aylık uygulanan model (ihracata dayalı büyüme) çerçevesinde krediye ulaşım her türlü zorlaştı. Bazı ihracatçı firmalar ihtiyaç duymadığı halde uygun TL kredilerini alıp kurun yükseleceğini öngörüsüne dayanarak veya ithalatlarını garantiye almak adına mevcut TL kredi kaynağıyla ile döviz alıp dövizin yükselmesine neden oluyorlardı. Bunları engellemek adına BDDK, bağımsız denetime tabi şirketlerin döviz varlıkları 15 milyon TL karşılığı aşanlar ile Net hasılatının veya aktif büyüklüğünün % 10 undan fazla dövizi veya benzer varlığı olan şirketlere TL kredi kullanımda kısıtlama getirerek, yeni şartlar ileri sürmüş oluyor. Yani, BD tabi bir şirketin 15 milyon TL karşılığından az dövizi,  aktif veya net satış hasılatının % 10 dan az döviz veya benzeri varlık tutan şirketler TL kredi kullanabilecektir. Bağımsız denetime tabi olmayan şirketler bu kapsamın dışında TL reeskont kredisi kullanabilecektir. Ancak, burada şu an için uygulamadaki kafa karışıklığı nedeniyle kurunun yanında yaş da yanıyor. En son BDDK kararıyla döviz varlıkları 15 milyon TL’yi aşan şirketler artık kredi kullanamayacak. Çünkü bunlar kredi kullandığı zaman dövize dönmeye çalışıyordu. Diğer taraftan bu uygulama ile Kur korumalı mevduatın 15 Temmuz’dan sonra Hazine üzerine getireceği yükün de döviz artışının engellenmesi adına önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin savaş sonrası dönemde enerji fiyatlarının artmasına bağlı olarak dış ticarette daha fazla cari açıkla karşı karşıyadır. Bu da dövizin daha da yükselmesi yönünde baskıya neden oluyor.  Tüm bunların önüne geçmek yani döviz artışının önlenmesi adına BDDK tarafından bir takım yeni kurallar getirilmiş oldu. Bu da doğal olarak bir kısım firmaların krediye ulaşmasını zorlaştırdı. Şu anda bir bulanıklık var. Piyasanın durulması ve şartların netleşmesi bekleniyor. Son BDDK kararlarının netleşmesiyle birlikte kredilerin de yakın zamanda kullanılır duruma geleceğini ve döviz sepetinin bu seviyelerde (17-18 TL) olacağını düşünüyorum. Son 4 aydır ithalat ihracattan daha çok arttı. Bu durum, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin erimesine neden oluyor. Bunu turizm gelirlerinin dengeleyeceği düşünülüyordu ancak enerji ithalatından kaynaklanan aşırı artışlardan dolayı dış ticarette 40-50 milyar dolar daha ek açık ortaya çıktı. Enerji ve ithal ettiğimiz diğer hammaddelerde yaşanacak düşüşler Merkez Bankası’nın elini daha da rahatlatacaktır. Ayrıca getirilen şartlar neticesinde gerçekten ihtiyacı olan şirketlerin kredilere ulaşması da bu açığı bir miktar kapatacaktır. Bu kararlar zor ve geçicidir ancak bir takım sıkıntılar yaratsa da nispeten işe yarayacaktır. TL Reeskont kredilerine ulaşmada bizler zorluk çekerken kimi firmalar çok kolaylıkla ulaşabiliyor. Her firma eşit şekilde kredilere ulaşamadığında ise haksız rekabet ortaya çıkıyor. Merkez Bankası kaynaklı yüzde 14’ten alınan Reeskont kredisini kullanamadığımız zaman yüzde 25-35 mertebelerinden daha pahalı kredi alınmak durumunda kalınıyor. Aradaki bu fark firmaların üretim maliyetlerine farklı oranda yansıyor ve ticarette dengesizliğe yani haksız rekabete neden oluyor. Bu yüzden Reeskont kredilerine her ihracatçı firma tarafından rahatça ulaşılabilir olması gerekiyor.

Ekonomitube TV Kurucusu Sami Altınkaya:

Kredilerin gecikmesi ülkenin büyümesini yavaşlatır

İhracatın kolaylaştırılması lazım ve bunun için de dış ticaret yapan şirketlerin finans kaynaklarına daha çabuk ulaşması gerekir. Türk Eximbank’ın görevi de bunu sağlamak. Buradaki kredilere ulaşımın yavaşlaması ya da kapanması Türkiye’nin ticaretini olumsuz yönde etkiler. İhracat yapabilmemiz için ithalat da yapmamız gerekiyor. Üretim, ithalat ve ihracat yapabilmemiz için de Reeskont kredilerine ulaşım gerekiyor ve burada ise Türk Eximbank devreye giriyor. O yüzden Reeskont kredilerinin hızlı ve derhal verilmesi gerekir. Çünkü ülkenin üretiminin bekletilmemesi lazım. Kredilerin gecikmesi demek ülkenin büyüme rakamlarının düşmesi demektir. Ülkemiz ayrıca üretimi ve ihracatı hedefleyen bir politika izliyor. Bu anlamda bu kredi kullandırma şartları da ekonomiyi olumsuz yönde etkiliyor. Türk Eximbank’ın bir açıklama yaparak ihracatçı ve dış ticaret yapan şirketleri rahatlatması gerekiyor.

Futem Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Tokgöz:

İhracatçı için esneklik getirilmesi lazım

Şuanda reeskont kredilerini kullanamamak büyük bir handikap. Ne tür bir uygulama getireceklerini açıklayamadıkları için de kullanma ihtimalimiz azalıyor. Şu aşamada kullanılabilir kredi olmaktan uzak görüyoruz. Uygulamada farklılıklar yaparlarsa belki olabilir. Merkez Bankası sıkıntıları olduğunu açıklıyor ama sübvanse etmeye çalışıyor, piyasaya arz etmek istediği parayı kısmak istiyor. Ancak ihracatçı için bir esneklik getirmesi lazım. Çünkü ekonomi sadece ihracatla dönecek gibi gözüküyor. İşletme sermayeleri ve bankalardaki krediler yeterli değil. Bankaların verdiği kredilerin faizleri de çok yüksek. Bunlar da enflasyonu körüklüyor. Merkezi Bankasının verdiği düşük faizli kredilerden ihracatçının avantajı oluyordu. Ancak bu krediyi kullanamadıkları için ihracatçılar açısından bir kaynak kaybı söz konusu. Kredi verme şartlarını değerlendirirsek şuan bankalar müşterilerine bu kredileri alabiliyor mu onu bakıyorlar.

 

SONER ÖZDEMİR

KARADENİZ EKONOMİ

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar