Demirtaşoğlu, buğday, un ve gübre piyasasındaki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Dünyada buğday ihracatının en büyük oyuncularından ikisinin Rusya ve Ukrayna olduğuna işaret eden Demirtaşoğlu, Rusya'nın elindeki üretim fazlası 40 milyon ton, Ukrayna'nın ise 25 milyon ton buğdayı ihraç ettiğini söyledi. Demirtaşoğlu, Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Türkiye de dahil dünya genelinde buğday ticaretinin duraksadığına dikkati çekerek, bu durumun buğday fiyatlarına olumsuz yansıdığını bildirdi.

Söz konusu ticaretin yeniden artması için Ukrayna-Rusya savaşının son bulması gerektiğini vurgulayan Demirtaşoğlu, "Rusya'ya yapılan ekonomik yaptırımlar çok ağır. Daha fazla böyle bir bedel ödemek istemeyeceklerini düşünüyoruz. Gerçekleştirilen barış görüşmeleri neticesinde, 1-2 hafta içinde Rusya ve Ukrayna'nın ortak bir paydada buluşmalarını, yeni sezona girerken ellerindeki buğday stoklarını, savaşın bitmesi ve ekonomik yaptırımların kaldırılmasıyla piyasaya hızlıca arz etmesini bekliyoruz." dedi

"Beklenen yağışların görülmesiyle buğday rekoltesi yükselebilir"

Türkiye'de ve dünyada bu sezon fazla kuraklık yaşanmadığını anımsatan Demirtaşoğlu, nisan ve mayıs aylarında da beklenen yağışların görülmesiyle buğday rekoltesinin yükselebileceğini dile getirdi.

Demirtaşoğlu, "Dünyada tonu 265 dolar seviyesinden 430-460 dolara kadar artan buğday fiyatlarının, yeni sezonda 300-310 dolara kadar gerilemesi bekleniyor. Dolarda ekstrem bir yükseliş gerçekleşmezse 2022 yılında buğday sıkıntısı olmayacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin gerçekleştirdiği makarna ve un ithalatının da Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerden karşılanabileceğini öngörüyoruz." diye konuştu.

"Gübre fiyatlarındaki artışın durdurulması verimimizi artıracak"

Gübre fiyatlarındaki artışa da değinen Demirtaşoğlu, geçmiş dönemlerde kurdaki dalgalanmanın fiyatlara yansıdığını, özellikle geçen yıl yaşanan artışlarda ise yurt dışında yaşanan gelişmelerin etkili olduğunu anlattı. Demirtaşoğlu, gübre üretiminde kullanılan amonyak, sülfürik asit, nitrik asit ve fosforik asit gibi ham maddelerin ithal olduğunu ve dünyada emtia fiyatları arttıkça, bunların fiyatlarının da yükseldiğini söyledi. Bu durumdan gübre sektörünün de olumsuz etkilendiğini vurgulayan Demirtaşoğlu, şunları kaydetti:

"Döviz kurundaki dalgalanmalara, yurt dışında yaşananlara rağmen Anadolu'da yapılan üretimde birçok çiftçimiz kendi gübresini kullanıyor. Beklenen yağışlar alındığı takdirde Türkiye'nin ihtiyacı olan buğdayın ülkede üretilebileceğini düşünüyoruz. Çiftçimizin ekimlerinde gübreyi daha rahat kullanabilmesi ve gübre fiyatlarındaki artışın durdurulması verimimizi artıracak ve üretim miktarımızı çoğaltacak en önemli etkenlerden. Ülkemizde üretime ve ihracata dayalı büyüme modelini gerçekten destekleyecek her türlü tedbirin alınması, insanların üretime ve ihracata yönlendirilmesi, bununla ilgili altyapı ve problemlerin en kısa sürede çözülmesi gerekmektedir. Türkiye'nin üretimden başka seçeneği yoktur."

"Türk değirmen ve sektör makineleri üreticileri dünya şampiyonu"

Demirtaşoğlu, Türk değirmen ve sektör makineleri üreticilerinin dünya şampiyonu olduğunu belirterek, sektör olarak değişen dünyanın ihtiyaç ve beklentilerini çok iyi tahlil edip, dönüşüme ayak uydurduklarını ifade etti.

Gelecek dönemde de eğitim, tanıtım ve Ar-Ge'ye yapılacak yatırımların artırılması, Türk değirmen makinelerinin uluslararası arenada tanıtımının daha çok yapılması ve yeni projelere imza atılması için DESMÜD üyeleriyle ortak karar aldıklarını aktaran Demirtaşoğlu, yerli ve milli olarak ürettikleri makinelerle yeni rekorlara imza atacaklarını sözlerine ekledi.