İsraf zammı tetikleyebilir
TUSAF Başkanı Ulusoy, ''Türkiye’nin buğday stokunda bir sorun yok. Bu şartlar altında zam olmasını beklemiyoruz. Ancak tüketim tarafında israf dikkat edilmesi gereken bir konu. İsraf zammı tetikleyebilir'' dedi.
info@karadenizekonomi.com / 23.04.2020
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) ve Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy İnstagram hesabımızdan yaptığımız canlı yayında yazı işleri müdürümüz Asel Gürsoy’un sorularını yanıtladı. Coronavirüs salgını ortaya çıktığında vatandaşın makarna ve una büyük rağbet gösterdiği belirten Ulusoy şunları söyledi; Salgından önceki dönemde ayda bir paket un alıyorduk. Ama salgın ortaya çıktığında bir anda bu sayı artmaya başladı. Hatta bunun yanında uzun raf ömrü ve kısa pişme süresinden dolayı makarnaya ’da talep oldukça arttı.. Ancak şu an yeterince stok yapıldığı için makarna satışları tekrar geçen yılla aynı seviyeye geriledi.Un, yiyecek anlamında çeşitlendirilmesi fazla olduğundan talep alıyor. Ancak bu risk teşkil eden bir durum değil. Çünkü mayıs ayının ortalarında buğday hasadı başlayacak ve arz yeniden fışkıracak. Şu an elimizde hasat zamanı başlayana kadar yetecek ürünümüz var hatta tüketimimizi iki katı artırsak bile yeterli gelecektir.”
Zam yok
Arzın talebe cevap verecek ölçüde olduğunu bu nedenle herhangi bir zammın söz konusu olmadığını belirten Ulusoy ancak israfın zammı tetikleyebileceğini söyledi. Ulusoy, “Zam arzın talebi karşılayamadığını gösterir. Yaptığımız hesaplamalara göre Türkiye’nin buğday stokunda böyle bir sorun yok. Bu şartlar altında zam olmasını beklemeyiz. Ancak tüketim tarafında israf dikkat çekilmesi gereken bir husus. İsraf talebi artırıcı bir etki oluşturuyor. Ayrıca üreticiyi de düşündüğümüzde fiyatların çok uzun bir zaman sabit kalması mümkün değil. Girdi maliyetlerinin altında bir fiyat artışı yaparsak her gün daha az çiftçi üretim yapmaya yönelir. Karlılık olmadığı ve giderlerini karşılayamadıkları takdirde üretime ara vermek zorunda kalacaklardır. Fakat şu an için zam söz konusu değil.” dedi
Türkiye Avrupa’dan iki kat fazla un tüketiyor
Avrupa ile kıyasladığında Türkiye’nin iki kat fazla un tükettiğini aktaran Ulusoy şöyle konuştu; “Biz ortalama bir Avrupalının iki katı kadar un ve unlu mamuller tüketiyoruz. Bu durum şu an için bir avantaj oldu. Çünkü zaten çok tükettiğimiz için talepteki artış yüzde 20’lerle sınırlı kaldı. Ancak mesela İspanya’da perakende un satışları yüzde 470 artmış durumda. Onlarda tüketim rakamları çok daha düşükken bir an da una hücum ettikleri için ciddi bir artış oldu. Bunun yansımalarını Avrupa’dan gelen taleplerle oldukça fazla hissetmeye başladık hatta ufak ambalajlı perakendeye yönelik ihracatlar da başladı.”
Tarımda uzun vadeli sorunlar konuşulmalı
Tarımda kısa değil uzun vadeli sorunlara dikkat çekilmesi gerektiğinin altını çizen TUSAF Başkanı, “Coronadan dolayı kısa süreli gıda sıkıntıları yaşayacak mıyız bu konuşuyoruz ama tarımın daha uzun vadeli sorunları var. Köyde tarımla uğraşacak genç nüfus ne yazık ki şehirlere göç ettiğinden yeterince tarım yapılmıyor. Yine aynı şekilde hayvancılıkta büyük bir sorun. Endüstriyel yeme dayalı bir model yürütüyoruz. Hayvan meralara çıkamadığı için yemeğini kendisi temin edemiyor. Bu da yan hammaddelerin ithalatla karşılanmasına sebebiyet veriyor. Hala ekilip dikilmeyen arazilerimiz var. Mesela buğdayda son 17 yılda 2 milyon hektarlık alanı kaybettik. Dolayısıyla tarımda yeterlilik kavramının bir an önce masaya yatırılıp uzun vadeli planlamalar yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
E-ticaret ivme kazandı
Dijitalin tarım sektörü üzerindeki etkine de değinen Ulusoy salgında birlikte e-ticaretin ivme kazandığını belirterek, “Bizim sektörümüz birçok sektörün en gelenekseli. Ama pandemi ile birlikte e- ticaret platformlarının zirve yapması bütün iletişimin, alışverişin online kanalda yükseliyor olması artık bizim sektör içinde teknolojinin kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Tarımda dijitalleşme Amerika’da, Avrupa’da çok önemli bir gündem. Dediğim gibi tarımın en önemli sorunu nüfusun yaşlanması. Yeni nesil tarım içerisinde olmaktan imtina ediyor daha çekici meslekler veya şehir hayatının içerisinde yer almak istiyor. Aslında bu durum teknolojik açıdan bir bakıma avantaj sağlıyor. Yaşı ilerleyen çiftçi bedensel olarak zorlanmaya başladığı için teknolojiye ihtiyaç duyuyor. Uygulamakta belki zorlanıyorlar ama buna ihtiyaçlarının olduğunun farkında olduklarından teknolojik yatırımları yapmak zorunda kalıyorlar. Tarımda da bu trend tabi ki devam edecek. Çünkü pandemi sonrası gıdanın ve tarımın önemi son derece arttı.” değerlendirmesinde bulundu.