“Tarımda çalışan kadınların yüzde 94,5’i sosyal güvenlik sistemine dahil değil”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
info@karadenizekonomi.com / 15.10.2021
“Kadın çiftçilerimiz tarımın görünmez kahramanlarıdır” vurgusu yapan Bayraktar, “Dünyada ve ülkemizde önemli rollere sahip olan kadın, tarım sektörünün temel yapısını oluşturan bireylerden biridir” dedi.
“Tarlada, bağda bahçede, ahırda ve ağılda bitkisel ve hayvansal üretimin iş gücünü sağlayan kadın, bunların yanında; ev işlerini, hasta, yaşlı ve çocuğunun bakımını da yapmakta ve aile beslenmesinde en önemli görevi üstlenmektedir. Kısaca kadın, tarlada, bağda, bahçede çalışıp üreten, evini yöneten, ailesini besleyen ücretsiz aile işçisidir” ifadelerini kullanan Bayraktar, “Gelecek nesillere bilgi aktarmada ve çocuk eğitiminde en büyük katkıyı kadınlarımız sağlamaktadır. Kadın, insanlık âleminin ve toplumun sigortası olmasına rağmen aile çiftçiliği ile uğraşmaları ya da ev işleriyle ilgilenmeleri işten sayılmamaktadır” dedi.
“TARIMDA ÇALIŞAN KADINLARIN YÜZDE 94,5’İ SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNE DAHİL DEĞİL”
Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı 2021 yılı 2. çeyreği temel işgücü göstergelerine göre, kadın istihdam oranının yüzde 27,7 olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Tarım sektöründe istihdam edilen toplam 5 milyon 60 bin kişinin, 2 milyon 108 bini kadındır. Tarım sektöründe çalışanların yüzde 41,66’sını kadınlar oluşturmaktadır. Kadınlar her alanda olduğu gibi tarımsal üretimde de yaptıkları katkılarla çok önemli roller üstlenmektedir.
Esas işinden dolayı sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmayan tarımdaki kadın oranı yüzde 94,5’tir. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan 2 milyon 271 bin kişinin 1 milyon 673 bini yani yüzde 73,7’si kadındır. Rakamlardan da anlaşılacağı gibi kadın çiftçiler tarımın görünmez kahramanlarıdır.
Tarımda çalışan kadınlar için önemli bir sorun da sosyal güvenlik uygulamalarının dışında kalma, kayıt dışı çalışmadır. Tarımda, mevcut sigorta primleri 2021 yılı açıklanan asgari ücret ve aylık prim gün sayısının 27’den 28’e çıkması nedeniyle yüzde 26,06 oranında artarak 913 lira 80 kuruştan bin 151 lira 96 kuruşa çıkmıştır. Çiftçilerimiz bu rakamları ödemekte güçlük çekmektedir.”
“KADIN ÇİFTÇİLERİMİZ POZİTİF AYRIMCILIĞI HAK EDİYOR”
“Genç kadın çiftçilerimizi tarımda tutmak için, devletin kadınlarımıza sosyal güvenlik prim ödemesinde pozitif ayrımcılık yapması gerekmektedir” vurgusu yapan Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti: “Anayasanın 10. maddesi gereği, kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Yine Anayasanın 60. Maddesi gereği herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir ve devletimiz bu güvenliği sağlayacak tedbirleri almakla yükümlüdür. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre; ‘Toplumun bir bireyi olarak herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Sosyal güvenlik temel bir haktır.’ Bütün bu hükümlere rağmen kadınlarımızın çoğunun çalıştığı işle ilgili olarak, özellikle kırsal alandaki kadınlarımızın herhangi bir sosyal güvenceleri yoktur, ücretsiz aile işçisi olarak yerini korumaktadır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de yönetiminde yer aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu’nda genelde çiftçilerin, özelde kadın çiftçilerin mağduriyetleri ve hak kayıplarının giderilmesi için mevzuata yönelik çalışmalar yapmaktadır.”
Bayraktar tüm bu hususlar doğrultusunda Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak taleplerinin şu konular olduğunu belirtti:
“Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için, genç kadın çiftçilerimizi tarımda tutmak için teşvik edici önlemler alınmalıdır.
Kadın çiftçilerimiz için senede 90 gün yıpranma payı, primlerin yüzde 50’sinin devlet tarafından ödenmesi başta olmak üzere birçok alanda pozitif ayrımcılık talep ediyoruz. Bu yıl 28 gün olarak uygulanan, 2023 yılında 30 güne çıkacak olan Tarım Bağ-Kur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir.
Tarımda çalışan kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılabilmelidir.
Engelli bakımını üstlenen kadın çiftçilere, prim ödemesinde ayrıcalık sağlanmalıdır. Bu konularla ilgili mevzuat çalışmamız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na iletilmiştir, ilgili diğer taleplerimiz de iletilmeye devam edecektir.
Yıllardır ücretsiz aile işçisi gibi görülen kadın çiftçilerimiz de sosyal güvenlik hakkına sahiptir ve devlet tarafından desteklenmelidir.
Tarımda çalışan kadınlarımız sosyal güvenlikte her zaman ikinci plana itilmiş ve kadın çiftçilerin tarım sigortalılığı için ödenen prim fazladan bir maliyet unsuru olarak görülmüş, ücretsiz aile işçisi konumunda çalışır duruma gelmiştir. Kadın çiftçilerimizin şimdiye kadar ihmal edilmişliği göz önünde bulundurularak, erkeklerle denkliği yakalamak için yapılacak olan bu pozitif ayrımcılığın eşitlik ilkesine aykırı olmadığı ve gerekli olduğu kanaatindeyiz.
Kadınların işgücüne katılım oranı, kadın işgücünün kadın nüfusuna oranı olarak tanımlanmaktadır. Bu oranın artması ekonomik verimliliği artıracak, kalkınma potansiyelini iyileştirecektir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak inanıyoruz ki, devletimiz bunu yapacak güçtedir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliğinde çiftçi dendiğinde kadın yada erkek çiftçi olarak cinsiyet ayrımı yapılmamaktadır. Çiftçilik mesleğinin cinsiyeti yoktur. Tarımda yaşanan sorunlar ortaktır. Sadece kadınların tarım dışında da emekleri fazladır. Gelecek nesillerimize ışık tutan kadın çiftçilerin mağduriyetlerini giderecek düzenlemelerin yapılması çok önemlidir.”
“GENÇ KADIN ÇİFTÇİLERİMİZİ TARIMDA TUTMALIYIZ”
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yapılan saha çalışmalarında; genç kadınlarımızın, kırsalı terk ettiği tespit edilmiştir” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Kırsalda yaşayan kadınlar geçinmenin zor olduğunu, girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için çiftçilerimizin hak ettikleri emeklerinin karşılığını kazanamadığını belirtiyor. Ayrıca genç kadınların sigortalı işte çalışan genç erkeklerle evlenmek istediğini, sebebinin de sigortalı işte çalışanın sosyal güvencesinin olduğunu ve aylık kazancının belli olduğunu ancak çiftçimizin ne kazanacağının belli olmadığını ifade etmektedirler.
Kadınlarımızı kırsalda tutmanın yollarından biri tarım Bağ-Kur primi ile ilgili yapılacak düzenleme, girdi fiyatlarına yapılacak müdahale ve tarımın her alanında yapılacak zamanında destekleme ile mümkün olabilecektir.
Yaptığımız gözlemlerde, kadın çiftçiler için yapılan küçük çaplı projelerin yeterli olmadığı, tüm kadın çiftçilerin yararlanabileceği desteklemelerin olması gerektiği tespit edilmiştir. Unutmamalıyız ki kadın çiftçilerimiz üretmezse ülkemiz insanını doyuramayız. ”
“KADINLAR TARIMININ TAM KALBİNDEDİR”
“Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde emek yoğun işleri çoğunlukla kadınlar üstlenmektedir ve iş yükleri genellikle erkeklerden daha fazladır” ifadelerini kullanan Bayraktar, “Kadınlar, Türkiye’de büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan aile tarımının tam kalbindedir” dedi. Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti:
“Kadınların gösterdiği özveri Türk tarımı için en değerli dinamiklerden biridir. Günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerimiz, tarımımızın belkemiğidir. Dünyada ve Türkiye’de tarımsal üretim, gıda güvenliği ve beslenmede kadınlar en önemli rolü oynamaktadır.
Ülkemiz ancak, kadınların potansiyelini açığa çıkarabildiği ve kadınların toplumsal refahtan pay alabildiği ölçüde tarımsal, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş bir ülke konumuna gelebilir.”
“KADIN ÇİFTÇİLERİMİZ FERYAT EDİYOR… YEM FİYATLARI ÇOK YÜKSEK”
“Yapılan saha çalışmalarında, kadın çiftçilerin sosyal güvenlikle ilgili talepleri dışında;
- Hayvancılıkla uğraşan kadın çiftçilerimiz, yem fiyatlarının çok yüksek olduğunu, hayvanlarını besleyemediklerini, 1 çuval yemin 1 hafta bile yetmediğini, kendilerinin şefkatle besledikleri hayvanlarının yem maliyetini karşılamak için satmak zorunda kaldıklarını söyleyerek, bakanlığın konuya müdahale etmesini ve yem desteği verilmesini,
- Sebzecilikle uğraşan kadın çiftçilerimiz, bazı ürünlerde prim desteğinin olduğunu ancak yıllardır sebze üreticilerine fide desteği verilmediğini, sebze tarımında maliyetlerinin çok yüksek olduğunu dile getiren kadın çiftçilerimize fide desteği verilmesini,
- Kadın çiftçiler, sulama fiyatları ve elektrik fiyatlarındaki artış nedeniyle sulama yapamaz hale geldiklerini, tarımsal sulamada ve tarımsal abone elektrik fiyatlarında indirim yapılmasını, talep etmektedirler.”
“ÇİFTÇİ KADINLAR HAYAT BOYU ÖĞRENMENİN ÖNEMİNİ ÇOK İYİ BİLİYOR!”
Bayraktar, “Ülkemizin en büyük çiftçi kuruluşu Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, 2012 yılında, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan ‘Kadın Çiftçi Eğitim İşbirliği’ protokolü çerçevesinde kadın çiftçilere, sosyal güvenlik, kooperatifçilik, girişimcilik ve liderlik, kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği ana eğitim konuları yanında, her türlü tarımsal faaliyetlerle ilgili eğitim verilmiştir” dedi.
Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü: “Eğitimlere katılan kadın çiftçilerin, önümüzdeki yıllarda, yaşadıkları toplumun kırsal kalkınmasına katkı sağlayacağı inancıyla 196 bin 309 kadın çiftçimize eğitim verilmiştir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki, sağlıklı nesiller yetiştirebilmenin yolu kadınları eğitmekten geçmektedir. Kadın çiftçilerimizin eğitimi, tarımda modern tekniklerin uygulanmasını kolaylaştıracak, verimliliği ve kaliteli üretimi artıracak, ülke tarım ve ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır.
Ülkemizde değişik platformlarda kadın çiftçilerin güçlendirilmesi ile ilgili organizasyonların olmasını ve bu organizasyonlara Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak katılım ve katkı sağlanmaktadır.
Tarım teknolojisindeki yenilikler kadınlarımıza doğrudan ulaştırılmaktadır. Kadın çiftçilerimizin eğitimlerde öğrendiklerini, çocuklarına yani geleceğin çiftçilerine ve katılamayan diğer kadın çiftçilerimize de ulaştıracakları düşünülmektedir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından, kadın çiftçi eğitimine yönelik bakanlıklarla yapılan işbirliği protokolü kapsamında, eğitimlere katılan kadın çiftçilerimize Tarım ve Orman Bakanlığının hibe desteklerinde, projelerde artı puan verilmesi memnuniyetle karşılanmaktadır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, şimdiye kadar çiftçilerimizin yararına yapılan bütün çalışmalar için emeği geçenlere teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ancak bu tür desteklerin sosyal güvenlik sisteminde de olmasını kadın çiftçilerimiz adına talep etmekteyiz.
Kadın çiftçilerimizin Sosyal Güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi yönünde teşvik edici önlemlere acil ihtiyaç bulunmaktadır.”
Bayraktar, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin bugüne kadar gayretli çalışma ve mücadeleleriyle kadın çiftçilerle ilgili sağlanmış olan kazanımlar hakkında da bilgi paylaştı:
“2011 yılında, 1994 yılından prim kesintisi olan çiftçilerimize geriye yönelik borçlanma hakkı getirildi. Ancak 1994- 2003 yılı arası gerekli kanun gereği aile reisi olmayan kadın çiftçilerimiz borçlanamadılar. Çabalarımızla, 26 Ocak 2012 tarihte 6270 Sayılı Kanun ile 2/8/2003 öncesi kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan kadın çiftçiler için getirdiği farklı uygulama tümüyle kaldırılarak kadın çiftçilerimizin mağduriyeti giderilmiştir.
27 Haziran 2012 tarihli genelgeyle 6270 Sayılı Kanun’la getirilen düzenlemeye istinaden tescil tarihlerindeki değişiklik nedeniyle sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, yine, SGK nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı ödememişlerdir.
Tarım Bağ-Kur’lu kadınlara doğum borçlanması hakkı getirilmiştir. 3 çocuğa kadar doğum borçlanması yapabilmektedir. 3 çocuğu olan kadın çiftçiye 6 yıla kadar borçlanabilme hakkı getirilmiştir. Daha önce 2 çocuk için geçerli olan doğum borçlanması 3’e çıkarılmış ve Bağ-Kurlular ile memurların da bu haktan yararlanması sağlanmıştır.”
“KADIN ELİNİN DEĞDİĞİ İŞTE BEREKET ARTAR”
“Kadın çiftçilerin nasıl önemli roller üstlendiği tüm dünya tarafından bilinmektedir. Hem evde çocuk, hasta, yaşlı bakımında ev işlerinde, hem de tarlada nasıl çalıştığı bilinmektedir. Diğer taraftan kadınlarımıza fırsatlar verildiğinde nasıl hızla başarıya ulaştıkları da görülmektedir.
Kadınların yatırım yapma ve risk alma yeteneklerini kısıtlayan ve küreselleşme karşısında dezavantajlı bir konumda olmalarına neden olan bu tür koşullara çözüm bulmak ve öneriler geliştirerek uygulamaya geçmek büyük önem taşımaktadır.
Kadınlara fırsatlar verildiğinde, kendi hakları yanında tarım arazilerini kullanma, liderlik ve haklarını talep ettiklerinde, bunun ekonomilerin büyümesi ve dünyada gıda güvenliğine çok olumlu yansıması olacak, bu şimdiki nüfusun ve gelecek nesillerin daha varlıklı olmalarını sağlayacaktır.
Şayet kadınlar, kaynaklara ulaşmada erkeklerle aynı fırsata sahip olurlarsa, tarımsal üretim ve verimi arttırabilirler. Kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçlendirildiğinde, ekonomik büyüme, sosyal gelişme, sürdürebilir kalkınma için liderlik ve değişimin temsilcisi olurlar.
Gelinen bu noktada, tarım teknolojisindeki yeniliklerin kadınlarımıza eşleri aracılığıyla ulaştırılması yerine, doğrudan kendilerine ulaştırılması gerekmektedir.
Çiftçi kadınların tarımsal üretim faaliyetine aktif olarak katılımları dikkate alındığında, erkekler kadar kadınlara da tarımsal eğitim hizmetleri verilmesini çok önemli ve kaçınılmaz buluyoruz. Bu sebeple eğitimlere katılan kadın çiftçilerimizden çok olumlu yansımalar alınmıştır.
Hem evde hem tarlada, hayatımızın ve üretimin her aşamasında destek veren eli nasırlı kadın çiftçilerimizin Dünya Kadın Çiftçiler Gününü de canı gönülden kutluyoruz.”