Sarıgöl, Türkiye pazarında yüzde 4 büyüdü
Sarıgöl Konveyör Yönetim Kurulu Başkanı Semih Sarıgöl’le dünyada ki global krizi, ihracat pazarlarını ve makina sektörünü konuştuk...
info@karadenizekonomi.com / 5.02.2024
Karadeniz Ekonomi programının bu haftaki konuğu olan iş insanı ve sanayici Semih Sarıgöl, Sarıgöl Konveyör Yönetim Kurulu Başkanı olarak sektördeki gelişmeleri ve zorlukları değerlendirdi. Beyaz eşya, mobilya ve konveyör sistemleri alanında faaliyet gösteren şirketleriyle dördüncü nesil ticari geleneğini sürdüren Sarıgöl, açıklamalarında sektöründeki önemli konulara değindi.Sarıgöl, yeni fabrikalarına taşınmanın şirket cirolarına olumlu etki sağladığını ancak döviz kurları ve maliyet baskısının sektörlerini zorladığını ifade etti. Ayrıca, adet bazında %4'lük bir büyüme yaşadıklarını açıklayarak Avrupa Birliği ülkelerinin en büyük pazarları olduğunu vurguladı.Avrupa'da gündemde olan karbon ayak izi konusuna da değinen Sarıgöl, Almanya'nın bu konuda titiz davrandığını ancak Alman firmalarının da aynı konuda sıkıntı yaşadığını dile getirdi. Karbon ayak izi uygulamalarının tedarik zincirini kilitleyebilecek bir noktaya gidebileceğine dikkat çeken Sarıgöl, bu konuda henüz tam bir fikir birliğinin olmadığını belirtti.Semih Sarıgöl’le şirketinin hedeflerini ve vizyonunu konuştuk:
SORU: 2024'e giriş yapmadan önce, geçtiğimiz yıl olan 2023'te iş dünyanızda ve şirketlerinizde yaşanan gelişmeleri dinlemek isteriz. Lütfen, ticaret geçmişinizi ve faaliyet gösterdiğiniz sektörlerdeki yatırımlarınızı paylaşır mısınız?
CEVAP: 1977 doğumlu olarak Bulancak merkezli Sarıgöller ailesinin dördüncü nesliyim. Şu anda iki önemli şirketimiz bulunmakta: Sarıgöller Tüketim Malları ve Sarıgöl Konveyör Sistemleri. Sarıgöller Tüketim Malları, beyaz eşya ve mobilya sektörlerinde faaliyet göstererek bölgede birçok bayilik ile iş birliği içerisindedir. Diğer şirketimiz, 2008 yılından bu yana faaliyet gösteren Sarıgöl Konveyör Sistemleri ise konveyör imalatı alanında faaliyet göstermektedir. Hem perakende hem de üretim sektöründe toplamda 150 kişiye istihdam sağlıyoruz. Şu anda abim Hacı Salih Sarıgöl ve ben, aile şirketlerimizi ortaklığında yönetmekteyiz.
SORU: Fabrikanızı Bulancak OSB'ye taşıdınız ve şu anda oradan ihracat gerçekleştiriyorsunuz. Bu taşınma süreci ve yeni yerleşkeniz hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP: Evet, yaklaşık iki yıl önce yeni fabrikamıza Bulancak OSB'ye taşındık. Fiziksel olarak önceki fabrikamızın üç katı büyüklüğündeki bu tesis, iş yapımızın gerektirdiği iş gücü, insan gücü ve fiziksel alan açısından çok daha uygun bir yapıya sahip. Taşınma, ciromuza olumlu bir etki yaptı, ancak bölgesel arazi kısıtlamaları nedeniyle arzuladığımız büyüklükte bir yerleşke elde edemiyoruz. Buna rağmen, yeni yerimiz bize önemli bir ivme kazandırdı.
SORU: Türkiye'nin en önemli ihracat ürünlerine odaklanarak, 2023 yılındaki pazar durumunuz hakkında bilgi verir misiniz?
Üç Farklı Sektörde Şirketler,
Adetsel Büyümeyle Geçen Yılı Kapattı !
CEVAP: Evet, Türkiye'nin öne çıkan ihracat ürünlerine kıyasla, biz özellikle konveyör sistemleri alanında faaliyet gösteriyoruz. 2023 yılında, enflasyon kaynaklı dalgalanmaları göz önünde bulundurarak, değerlendirmelerimizi adet bazında yaptık. Üretim firmamızda %4 civarında adetsel bir büyüme yaşadık. En büyük pazarımız hala Avrupa Birliği, ancak pandemi ve tedarik zinciri sorunları nedeniyle yeni pazarlara açılmakta zorlanıyoruz.
SORU: Bu zorluklara rağmen, şirketinizin 2023'teki performansı hakkında daha fazla detay verebilir misiniz?
CEVAP: Kesinlikle. Pandemi ve tedarik zinciri sıkıntıları, yeni pazarlara ulaşma çabalarımızı kısıtlasa da, geçtiğimiz yıl %4 civarında adetsel büyüme kaydederek başarılı bir performans sergiledik. Bu büyümeyi özellikle Avrupa Birliği pazarında sürdürdük. Ayrıca, beyaz eşya sektöründe %7, mobilya sektöründe ise %5 civarında adetsel büyüme elde ettik.
SORU: Yıllık üretim miktarında %4'lük bir büyüme göstermişsiniz. Konveyörün en fazla ihraç edildiği Avrupa ülkeleri hangileri ve yeni ülke hedefleriniz nelerdir?
CEVAP: Hitap ettiğimiz sektörler arasında otomotiv, savunma sanayi ve sağlık sektörü yer alıyor. Özellikle Almanya, bulunduğumuz sektörde ana pazarımızdır. Ancak, yeni pazarlara yönelik olarak Polonya, Bulgaristan ve Slovenya gibi ülkelerde de artan bir talep gözlemliyoruz. Ukrayna'da son dönemde yaşananlar, savunma sanayi sektöründeki talebi artırdı. Rusya ve İran gibi ülkeler de dışa bağımlılık nedeniyle Türk tedarikçilere yöneliyorlar.
SORU: Her yıl fuarlara katılıyorsunuz. 2023'te katıldığınız fuarlar ve gözlemleriniz nelerdi? 2024 fuar takviminizde neler var?
CEVAP: 2023'te Almanya Hannover'deki EMO Fuarı ve Bursa Makine Fuarı'na katıldık. Pandemi sonrası fuarlarda eski coşkuyu yeniden görmeye başladık. 2024'te İstanbul'da düzenlenecek fuara katılacağız. Ayrıca, Güney Kore'de bulunan bir fuarda ziyaretçi olarak yer almayı planlıyoruz. Moskova'daki fuarda da bir müşterimizin daveti üzerine ziyaretçi olarak bulunacağız.
Fuarlara Katılım Azalıyor
SORU: Fuarlara olan bakış açınızı paylaşır mısınız?
CEVAP: Pandemi sonrası fuarlarda eski coşkuyu gözlemlemeye başladık. Ancak maliyetler nedeniyle fuarlara katılım azalıyor. Özellikle Almanya'daki EMO Fuarı'nda firma sayısında azalma görüyoruz. Yine de fuarlar, birebir temaslar ve yüz yüze görüşmeler için önemli platformlar. İnternetin getirdiği imkanlara güvenseler de, fuarlar hala etkili bir iletişim ve networking aracı olarak görülüyor.
SORU: Enflasyon ve maliyet artışları dünya genelinde bir sorun. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ve şirketiniz nasıl bir pozisyon alıyor?
CEVAP: Evet, enflasyon global bir sorun. Türkiye'de alınan önlemleri olumlu buluyoruz. Özellikle faizlerin kademeli olarak düşmesini arzu ediyoruz. Dövizdeki ani değişimler bizim gibi dışa bağımlı sektörleri zor durumda bırakıyor. Dövizin daha öngörülebilir olmasını ve maliyetlerin kontrol altında tutulmasını arzuluyoruz. Finans yönetimi, artık iş yapma stratejimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Öngörülebilirlik olmadan, iş yapmak ve kar elde etmek zorlaşıyor.
SORU: Türkiye'de ve dünya genelinde yaşanan resesyon nedeniyle rekabet zorlaşıyor. Maliyet artışlarına rağmen rekabet etme stratejiniz nedir?
CEVAP: Rekabet etmek zor, ancak doğru adımlar atıldığında başarılabilir. Türkiye'de alınan önlemler ve finansal politikalar, rekabetçi bir ortam oluşturmak adına olumlu bir yönde ilerliyor. Finansal piyasaları yakından takip ediyoruz, maliyetleri kontrol altında tutmak için öngörülebilir stratejiler geliştiriyoruz. İşimizin yanı sıra finans yönetimi de odak noktamız olmuştur.
Soru: Geçen yılı değerlendirir misiniz?
Cevap: Geçen yılı, yaşım itibariyle doksanlara benzeten bir iş dünyası temsilcisi olarak, emtia değerlerinin yükseldiği ve mal stoklarının avantajlı hale geldiği bir dönem olarak gördük. Ancak, fiyat artışlarına rağmen maliyet hesaplarının doğru yapılmamasının, birçok firmayı zarara uğrattığını gözlemledik. Özellikle otomotiv ve konut sektörleri, kredi musluğunun kapanmasıyla olumsuz etkilendi.
Soru: Finansmana erişimdeki sorunlar nelerdir?
Cevap: Finansmana erişimdeki sorunlar, özellikle kredi musluğunun kapanmasıyla ortaya çıktı. Bu durum, özellikle inşaat sektörünü olumsuz etkileyerek diğer sektörlere de zincirleme bir şekilde yansıdı. Faizlerin artırılması da piyasayı bıçak gibi etkiledi. Finansman maliyetlerinin yüksek olduğu bir dönemde, normal ticaret yapan firmalar için kredi kullanmanın akıllıca olmadığını düşünüyorum.
‘Karbon Ayak İzi Tam Anlamıyla Netleşmedi,
Tartışmalı Bir Süreç İçeriyor'
Soru: Yeşil ekonomi ve karbon ayak izi konularında Türkiye'nin durumu nedir?
Cevap: Yeşil ekonomi ve karbon ayak izi konularında Avrupa'da yaşanan tartışmalara Türkiye'nin de katıldığını gözlemliyoruz. Almanya'nın konuya titiz yaklaştığını ancak genel bir fikir birliğinin olmadığını söyleyebilirim. Yeşil dönüşümün, üretim maliyetlerini artırmadan denge kurmanın önemli olduğuna inanıyoruz. Türkiye'nin bu konuda politika tutarlılığına ve destekleyici altyapıya ihtiyacı var.
Soru: Türkiye'nin ekonomik beklentileri nelerdir?
Cevap: Türkiye'nin ekonomik beklentileri, uzun vadeli düşünülmeli ve politika tutarlılığı sürdürülmelidir. Finansman konusunda Eximbank'ın sunduğu avantajları değerlendiriyoruz. Ancak, genel olarak finansmana erişimde doğru bir dönemde olmadığımızı söyleyebilirim. Politika yapıcıların projelere özel krediler sağlaması ve yatırım ortamını iyileştirmek için çaba göstermesi önemlidir.
Türkiye'nin Yeşil Ekonomiye Geçişteki Hazırlıkları:
Ne Kadar Net?
Soru: Sizce Türkiye, yeşil ekonomiye ne kadar hazır?
Cevap: Yeşil ekonomiye geçiş, uzun bir süreç gerektirir. Maliyetlerin düşük olması, ticaretin devam etmesi için çoğu iş insanını cezbetse de, çevresel faktörlere uyum sağlama süreci zaman alacaktır. Ülke olarak yeşil ekonomiye uyum sağlamak için devletin politika tutarlılığını sürdürmesi ve iş dünyasına destek olması önemlidir.
Soru: Ticaret Bakanı'nın 2028 hedefi olan 375 milyar dolar mal ihracatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap: Ticaret Bakanı'nın 2028 hedefi oldukça iddialı. Ancak, 2023 yılında yaşanan %5'lik gerileme ve frenleme, bu hedefin daha önce belirlenen 500 milyar dolara kıyasla biraz daha mütevazı bir hedef olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin kaynakları açısından potansiyeli büyük, ancak kendi hatalarımız ve cari açığımız gibi zorluklarla karşılaşıyoruz.
Soru: Türkiye'nin genç nüfusu ve avantajlarına rağmen, ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Bu konuda düşünceleriniz neler?
Cevap: Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu büyük bir avantaj, ancak doğru yönlendirilmeli. Son yıllarda üniversite sayısındaki artış, diplomalı işsizliği tetikledi. Meslek edinmeyi tercih etmeyen gençlerle bir ara eleman eksikliği yaşanıyor. Meslek liselerinin ve uygulamalı eğitim programlarının desteklenmesi önemli. Gençlerin, ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda doğru meslekleri seçmeleri gerekiyor.
Soru: Türkiye'nin enerji kaynaklarından yoksun olması cari açığı artırıyor. Bu konuda nasıl bir çözüm önerisi sunarsınız?
Cevap: Türkiye'nin enerji bağımsızlığını artırmak adına alternatif enerji kaynaklarına yönelmesi önemli. Yenilenebilir enerji projeleri ve enerji verimliliği çalışmaları desteklenmeli. Ayrıca, dışa bağımlılığı azaltacak yerli enerji kaynaklarına yönelik stratejik adımlar atılmalı.
‘’Yeteneklerinizi Keşfedin ve Sevdiğiniz İşi Yapın"
Soru: Genç iş hayatına girecek bireylere tavsiyeleriniz nelerdir?
Cevap: Gençlere ilk önerim, meslek seçimlerini iyi yapmaları ve sevdikleri işi yapmaları. Herkesin üniversite mezunu olması gerekliliği yok. Anne-babaların da gençlerin yeteneklerini keşfetmeleri ve onları bu yönde desteklemeleri önemli. Eğitim sistemindeki eksiklikleri görmeli ve meslek eğitimine daha fazla ağırlık verilmelidir. Başarılı ülkelerin stratejilerinden ders almalıyız.
Teşekkür ederiz, Sayın Sarıgöl. Başarılar dileriz.