''Çambaşı'nda ki projemize bu yıl başlayacağız''

·Ordu’da fındık sektöründe faaliyet gösteren köklü firmalardan Şenocak Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenocak, son 15 yılda devlet yatırımları açısından Ordu ve Giresun’un şanslı iller olduğunu söyledi.

info@karadenizekonomi.com / 13.04.2017

''Çambaşı'nda ki projemize bu yıl başlayacağız''

Son 10-15 yıldır İstanbul Sanayi Odası tarafından belirlenen “Türkiye’nin En Büyük İKİNCİ 500 Firması” arasına girerek başarısını kanıtlayan Ordu’nun köklü firmalarından Şenocak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenocak, Ordu ekonomisi ve fındık sektörüne ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Sektörde fındığın üreticiden alınmasından ihracatına kadar her aşamasında rol aldıklarını anlatan işadamı Cem Şenocak, “Toplam 5 fındık alım noktamız var. Biri Ordu’da şehir içinde diğeri teleferiğin orada bir tane de İstanbul’da Mecidiyeköy’de satış reyonumuz var” dedi.

Şenocak şirket yönetiminde 1986 yılında girdiğini belirterek, bugünkü yönetim şekline ilişkin de şunları söyledi:

3. Kuşak da işbaşı yapacak

“1981-86 senesi arası İstanbul da gıda sektöründe bir 5 yıllık bir tecrübeden sonra 1986 da aktif yönetici olarak şirkete dahil oldum. Oğlum İsmet Yiğit iki sene önce yükseköğrenimini tamamladı, o da iki yıldır yönetici yardımcısı hem de ihracat sorumlusu olarak görev yapıyor. Küçük kardeşi Kadir Mete inşallah bu yıl mezun olacak ve şirkete o da dahil olacak. Böylece 3. kuşak da iş başı yapıyor olacak. 172 civarında çalışanımız var sektörde fındık imalatı ve ihracatı yapıyoruz ağırlık olarak biz iç piyasa çalışıyoruz.”

Bölge ve il olarak kazançlıyız

“On beş yıl önce sadece Giresun’da bir SEKA kâğıt fabrikamız vardı. Bir de Fiskobirlik vardı ekonomiyi ayakta tutan. Ordu’da ise belli firmalarımız vardı. Şimdiki zamanı incelersek Havalimanı, Çevre yolları, Dere Yolu, Üniversitemiz, Teleferiğimiz, turizmde Çambaşı kayak merkezi var. İlçe ve büyükşehir belediyesi olarak yapılan hizmetler var. Vilayetin bu konudaki çabaları bizim projemizle ilgili gayretleri var. Bunlarla birlikte Ordu çok ümit veren bir şehir. Türkiye’nin de nadir bakir kalan şehirlerinden biri. Vali bey sağ olsun bu konuda uğraşıyor. Belediye başkanı iktidarla birlikte hareket ettiği için birçok yatırımı alabiliyor. Kaynak aktarımında sorunları yok. Alt yapılar mükemmel gidiyor. Ordu Belediyesi olarak da şu anda güçlü bir ekonomi var. En güzel tarafı da Ordu olarak bunları 15 yıl evvel bunları hayal etmekte bile zorlanıyorduk. Havalimanına gidiyoruz sanki orada 50 yıldır hava alanı varmış gibi. Çevre yolumuz sanki 50 yıldır var hâlbuki 10 yıl evvel biz şu Bolaman virajlarında çile çekiyorduk. Ordu ve Giresun için iki il zaten çok bir birine benzeyen yakın iller.”

Yeni projelerle istihdam yaratıyoruz

“Hükümetin yatırım ve istihdam ortamını iyileştirmesi yönündeki kampanyasını olumlu bulduklarını ifade eden Şenocak, “Bölgemizde kalifiye eleman bulmakta zorlansak da yeni yeni projelerimiz hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Hem Cumhurbaşkanımızın hem devletimizin istihdam konusundaki çağrılarına önem veriyoruz. Dönem olarak bir durgunluk ve kâr payının düştüğü bir dönemdeyiz ama buna karşın biz 3-4 tane yeni eleman aldık. İstihdam çağrısına uyarak yeni projelerimiz için elemanlar almayı düşünüyoruz. Bu çağrılara uyarken şirkete karşı profesyonel yükümlülüklerimizi de yerine getirmeliyiz” dedi.

Ordu ve Giresun’un başka şansı yok

“Fındık üretiminde üç üretici kesimi var. Biri bizim bölgemizin üreticisi. Dededen toruna bölünmüş, miras yoluyla geçen, üretimi ortalama 1 tona düşmüş bir üretici. Bu üreticinin fındıktan başka bir şey dikme şansı yok, toprak artık verimini kaybetmiş ve nüfus göç verdiği içinde genç nüfusu fındıkla ilgilenmiyor. İkinci grup üretici ortalama 6-7 ton fındık yapıyor ve maliyeti çok daha düşük. Bu kesimdeki topraklara ne dikseniz olur. Bizde sadece fındık oluyor. Bir üçüncü tanımlama daha yapacağız; yurtdışında bize benzeyen ülkeler var. Bizden daha düşük verimi olanlar var ama örneğin bir Şili de bir üretici bin ton fındık yapabiliyor. 100 ton 200 ton değil bin ton. Düşünün korkunç bir çiftlik, her şey makinalı tarımla yapılıyor. Bizim üreticimizi o zaman 10 lira da mutlu etmiyor 15 lirada mutlu etmiyor. Üç üretici tanımlaması yaptım. Bizi yurt dışı ilgilendirmiyor. Bizim yurtdışına müdahale etme şansımız yok. Ancak yurt içindeki sorunlarımız çözmek için ne yaptık? 2008’den beri bir uygulamaya geçtik, alan bazlı destekleme modeli ile üreticimize bir takım destekleme yapılıyor. Bu destekleme Ordu ve Giresun’a yapılıyor. Ordu ve Giresun ayrıcalıklıdır. Neden ayrıcalıklıdır çünkü başka şansı yok bir üretici bölünmüş iki buraya ayrı bir fındık diyelim Düzce ovasını Samsun ovasını fındığı 10 lira ise buranın 15 lira olmalı yani doğrusu bu çünkü adam daha ucuza mahal ediyor verimi daha fazla başka bir şey dikse oluyor. Siz o bölgenin insanı ile bizim bölgemizdeki bir tek fındıkla geçinen insanı aynı kefeye koyamazsınız.”

Ortakçılık profesyonelleştirilmeli

“Kendisi gurbetçi olan küçük toprak sahiplerinin ortakçılığı biraz daha profesyonelleştirmesi gerekiyor. Örneğin bir ton fındığı var gurbetçi bir arkadaşımızın. Doktor, öğretmen, mühendis, işçi geliyor; baba yeri diyor, ben diyor döneyim diyor, memleketime, orada bir hafta on gün fındığımı toplayayım, diyor. Geliyor verdiği masrafı alamıyor bir de köyde kardeşiyle akrabasıyla yer yurt kavgası da başlıyor. Geldiğine pişman oluyor, fındık parası da yeterli olmuyor, üzülerek gidiyor. Şimdi bu tür gurbetçilerimize benim söyleyebileceğim şu var muhakkak köyde bir yakınları vardır. Ortakçı bulamıyorsa kardeşidir yeğenidir, kuzenidir, buraya gezmeye gel gel onları ziyaret et. O fındığın peşine gelme. Çünkü o 1 ton veya 500 -700 kilo senin masrafın. Onu karşılamaz, üretici tanımına göre o bahçenin üzerinde onunla ilgilenen ve desteğe ihtiyacı olanlardır.”

Üreticimiz kışkırtılıyor

“Dünyanın en büyük fındık tüketicisi, kullanıcısı olan firmayı biz düşman olarak görmemeliyiz. Daha çok teşvik etmeliyiz, öyle bir firma var elinizde siz dünyayı yeniden keşfetmeye çalışmayın, o firmayı teşvik etmeye çalışın. Söylediğimiz gibi üretici tanımlaması yaparken bizim üreticimiz küçük üretici ve devamlı kışkırtılmaya açık. Devamlı deniliyor ki, ‘aslında fındığınızı o firma düşürüyor, o firma yapıyor’. Oysa firmanın elinde öyle bir gücü olsaydı fındık 20 lira olmazdı. Arz taleptir her üründe olduğu gibi. Çok olduğunda düşer, az olduğunda yükselebilir. Ama biz üreticimizi korumak zorundayız. Üreticimiz kışkırtılıyor ama şimdi Samsun’daki ovadaki üreticiyle benim üreticim bir değil. Onu da zaten devletimiz görüp, alan bazlı destekleme modeli ile destekliyor.”

ÇAMBAŞI’NDAKİ PROJEMİZE BAŞLAYACAĞIZ

“Ordu’da iş adamlarının bir araya gelip başardıkları ortak bir projesi hiç yoktu. Biz işadamı dostlarımızla bir araya gelip Ordu’da birlikte böyle bir hamle yaptık. Kayak tesisi yapılıyor ama kayak tesisi devletin lojmanı haline gelmesin, atıl kalmasın biz de içine bir otel yapalım, gelen insanlar değerlendirsin, dedik. Bu proje ile gelecek nesillere de işadamları olarak birlikte iş yapabileceğimizi göstermek istedik. Amacımız para kazanmak değildi. İhalemizi aldık. Ancak beş yıldan beri Türkiye’nin yaşadığı sorunlar, seçimler, krizler ve bürokrasi değişimi nedeniyle gecikti. Son bir takım pürüzler de aşıldı. Vali Beyin, belediye başkanın ve bakanlarımızın ve siyasilerin iyi niyete katkıda bulundular. İnşaata inşallah bu yıl başlayacağız.”

Röportaj: Murat Gürsoy/KARADENİZ EKONOMİ

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar