Nejdet Gürsoy; “Fındık sektörü sadece günü kurtarıyor”
Türkiye’ye yabancı sermayenin yatırım yapmasını desteklediklerini ancak gerçekleri iyi görmek gerektiğini söyleyen Gürsoy; “Türk fındık ihracatçısı haksız rekabetle karşı karşıyadır. Bu sistemsizlik düzelmez ise 5-10 yıl içinde 4-5 Türk sanayicisi ya kalır ya kalmaz. Yakın geçmişe baktığımızda dünya fındık ihtiyacının yüzde 85’ine cevap veren Türk fındık sektörünün bugün yüzde 70’lere gerilemesinden ve Türk fındığının yüzde 50’sini iki-üç firmanın ihraç etmesinden bu tehlikeyi anlayabiliriz” şeklinde uyarılarda bulundu.
info@karadenizekonomi.com / 18.10.2021
Türk fındık sanayinin köklü firmalarından Gürsoy Fındık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanvekili, Ulusal Fındık Konseyi ve Ordu Ticaret Borsası eski başkanlarından Nejdet Gürsoy, Karadeniz Ekonomi Genel Yayın Yönetmeni Murat Gürsoy’un sorularını yanıtladı. Açıklamalarında çeşitli uyarılarda bulunan Gürsoy, yabancı yatırımcının Türkiye’ye ilk gelişinden bugüne çok farklı işleyişlere büründüğünü söyleyerek “yabancı alıcı Türk firmasını bünyesine katarken Rekabet Kurumu fındık paydaşlarından satış öncesinde görüş istemedi. Bu paydaşların satışı onaylamasının tek nedeni bu büyük alıcının ülkemiz fındık ihracatını 2-3 milyar dolardan 5-6 milyar dolara çıkaracak ve çikolata sanayine yönelik yatırım yapacağı yönündeki beklentiydi. Ancak gelişmeler maalesef bu yönde olmadı. Defalarca uyarılmalarına rağmen kabuklu fındık sektöründe yatırım yapmaya, Türk fındık ihracatçısının pazarlarına zarar verecek politikalar izlenmeye devam ediliyor. Bugün dünyanın her yerine fındık dikilmişse ve halen devam ediyorsa yaklaşan tehlikeye ve bu politikaları kimin ürettiğine iyi bakmak gerekir. Serbest piyasa ekonomisi diyerek işin içinden çıkabilirler ancak devletimiz kendi üreticisini ve yerel sanayicisini koruyacak sisteme geçmelidir. Şu anki sistem yılı ve günü kurtarıyor. Biz ise geleceğe yönelik sistemi oluşturacak fındık politikaları istiyoruz. Diğer tarafta rekabet Kurumu’nun raporunda yer verdiği dikim sahası olan her yerde lisanslı depoculuk kurulması ve emanete fındık bırakılması fiyatların gevşemesine yol açıyor ve büyük yabancı alıcıların karşısından güçlü fındık üreticisi ve güçlü Türk fındık sanayi yok tespitlerine katılıyoruz” dedi.
“Sistemsizlik Türk fındığını bitirebilir”
Fındık sektörü hakkında açıklamalarda bulunan Nejdet Gürsoy, fındıkta tekelleşmenin olduğunu söyleyerek “Türkiye fındık piyasasına giren yabancı yatırımcılardan 2-3 milyar dolar olan sektör hacmini 2-3 katına çıkarmaları bekleniyordu. Ancak bu durum gerçekleşmedi. Yabancı yatırımcıların yapması gereken Dünya’da fındık üretimine teşvik etmek değil, fındığı daha fazla katma değerli hale getirmektir” dedi.
Türk fındık sektörünün 2-3 milyar dolar ihracat sağladığını söyleyen Gürsoy; “Yabancı yatırımcının ülkemize yatırım yapmasından katma değer yaratması ve istihdam sağlaması güzel ancak ihracat rakamının 5-6 milyar dolarlara gelmesini bekliyoruz. Gelişmeler maalesef bu yönde değil. Yıllardır Türk fındık ihracatçısı bu ülkeye 2-3 milyar dolar döviz girdisi sağlıyor. Beklentimiz çikolata sanayine yatırım yapılması fındıktan daha fazla katma değer oluşturulmasıdır. Türkiye’de fındık sektörüne yatırım yapmış birçok Türk firması mevcuttur. İstediğiniz fındığı Türk fındık sanayicisi zaten size veriyor, siz bu gerçeklere rağmen çikolata sanayi yerine, katma değerli ürünler yerine kabuklu fındık sektörüne yatırım yapmakta ısrar ediyorsanız Türk fındık sektörünü tasfiye etmeye çalışıyorsunuz sonucu çıkar. Herkesin bildiği şu gerçeği de örneği ile ortaya koyalım maalesef tekelleşme vardır bunun en büyük yakın örneğini bu sezon Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fiyatlarını Ordu Levant kalite için 26,5 TL, Giresun fındığı için 26,5 TL açıklamış. Serbest piyasada fiyatların oluşması için yabancı alıcının fiyatı bekleniyorsa ki bu tabloyu maalesef yaşadık o zaman hiç kimse çıkıp fındıkta tekelleşme yok diyemez. Fındık fiyatlarının ne olacağını kimse söyleyemez ancak yılbaşına doğru gelecek senenin işaretlerine dünyada ve ülkemiz de iklim değişiminin etkisinde herhangi bir afet olmasını istemeyiz ancak dal zayıf gözükürse serbest piyasa TMO fiyatlarını da geçmişte olduğu gibi geçer. Bugünden bir şey söylemek yanlış olur. TMO başarılı bir süreci son 4 yıldır yönetiyor. Şu an ki sitemde seneyi kurtarıyoruz. TMO başarılı ancak mutlaka 2022’nin Nisan ayına kadar alımlarını sürdürmeli bu fiyatlara göre durumu iyi olan üreticimize tavsiyem fındığınızı TMO’ya yüksek fiyattan vererek mağdur olmasınlar diyorum. Çözüm ülke olarak kendi üreticimizi, sanayicimizi koruyacak fındık politikalarını uygulamamız gerekiyor” dedi.
Üretici desteklerinin arttırılması gerektiğini söyleyen Gürsoy; “Ordu ve Giresun özellikle fındığın maliyetlerinin çok yüksek olduğu iki ildir. Üreticimize dönüm başına verilen destekleme ödemeleri mutlaka artırılarak verilmeli, üreticinin bu gübre maliyetlerinin altından kalkması söz konusu değildir. Dolar yükseliyor fındık yükselmiyor, bunun üzerine de düşünmek gerekir. Üreticimizin kullandığı gübre ilaç her şey 3-4 katına çıktı, enflasyonun geldiği nokta belli. Biz tarım ülkesiyiz bu gücümüzü zaman varken korumalıyız. İhracatçıların karşılaştıkları sorunların hafifletilmesi için önemli çalışmalar yapılması Türk fındık sektörünün geleceği açısından çok büyük önem arz etmektedir. İhracatçıların kredi kullanımında yaşadığı teminat sorununun çözüleceğini, ihracatçıya kefalet imkânı sağlayacak İhracatı Geliştirme Fonu’nun kurulması için yapılan çalışmaların olumlu yönde sonuçlanması gerekmektedir” açıklamalarını yaptı.
“Zorlu iklim şartları ile mücadelede üretici desteklenmeli”
Fındıkta stok affı ve zorlu iklim koşulları hakkında da konuşan Gürsoy; “Stok affı mevcut çıkan bir yasa inşalar stok fazlanız varsa faydalanın demiştir ama fındık sektörüne baktığım zaman 600 tonun üzerinde stok beyanının olduğu söyleniyor. Eğer bu gerçekse bence fındık sektöründe özellikle sicili bozacak bir olay olabilir. Çok fazlaca yapılan bu stok beyanının fındık sektörüne ne gibi olumsuzluklar yaratacağını anlamak gerekir. Zorlu iklim şartları nedeniyle ürününü kurutmada sorun yaşayan üreticiye teşvikle mini patoz ve mini kurutma makinası dağıtılmalıdır. Belirlenecek pilot bölgelerde bu desteğin verilmesinin sektör adına önemli olacağını düşünüyorum. Fındık üreticisinin harman usulünden vazgeçip teknolojiyi kullanarak yaşanan iklim değişikliğinden daha az etkilenebilecektir. Şimdiden bunun çalışmalarının başlaması gerekiyor” dedi.
HALİL YILMAZER / KARADENİZ EKONOMİ