Eskilerin “dünyada mekân” tanımlamasının günümüz koşullarında ne denli geçerli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Zira gün geçmiyor ki dünyanın her hangi bir yerinde şiddetli bir deprem yaşanmasın veya durduk yerde devasa binalar çökmesin. Şurası bir gerçek ki insanlar eskiye oranla daha güven verici ortamlarda yaşam alanları oluşturmayı istiyor. Dolayısıyla mühendisler artık buna uygun tekniklerin uygulandığı yapılar inşa etmeye başladılar. Yeni teknoloji kullanılarak yapılan bu binaların en dikkat çekici özelliklerinden biri de çelik konstrüksiyon özelliğinin olmasıdır. Bu özellik evlerin pek çok açıdan daha güvenli olmasını sağlamaktadır. Her şeyden önce çelik, zaten dayanıklılığı bilimsel deneylerle kanıtlanmış bir yapı maddesidir. Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta konuk olduğumuz Veliefendioğlu Metal A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Yüksel ile metal sektöründeki yerlerini ve sektörün geleceğini konuştuk. Konu başlıklarımızdan biri de üretimini gerçekleştirdikleri çelik konstrüksiyon ürünleriydi.

-Öncelikle firmanızı kısaca anlatmanızı rica edeceğiz…

Zeki ve Zühtü Yüksel tarafından Veliefendioğlu Metal A.Ş. adı ile 2000 yılında kurulan firmamız Ordu’da demir çelik, sac, profil satışı, sac kesim ve büküm hizmetleri ile faaliyetine başlamıştır. Kuruluşundan bu yana inşaat sektörü, makine imalatı, ağır sanayi ve birçok sektörün ihtiyaç duyduğu demir çelik malzemelerinin tedarikçisi konumundayız. Firmamız bünyesinde ayrıca sac kesim, sac büküm, sac silindirik büküm, kombine makas, CNC plazma makineleri ile sacdan ara mamul imalatı yapmaktadır.

-Aynı zamanda üretim yaptığınızdan da bahsediyorsunuz? Ürün skalanızda neler var?

Deneyimli ekibimiz ve teknik kadromuzla, köprü korkulukları, tünel iksa demiri, çevre korkulukları imalatı ve montajını yapmaktadır. Kendi bünyemizde bulunan araçlar ve günümüz teknolojisine uygun ekipmanımızla işletmemizde müşteri memnuniyeti her zaman ön planda tutulmaktadır.

-Baktığımızda genç yaşta işin başına geçmiş birisiniz? Aldığınız eğitim yeterli geldi mi içinde bulunduğunuz piyasada?

-Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Lisans eğitimimi 2008 yılında dereceyle tamamladım ve işin başına geldim. 2010 yılında da kuzenim Sait Savaş Yüksel ile birlikte ikinci kuşak olarak işin içine iyice girmiş olduk. O teknik kısımla ben idari ve mali işlerde sorumluluk üstlendik. Bir aile şirketi olarak babalardan devraldık.

-Biraz da bayrağı devraldığınız ticaret kültüründen söz eder misiniz?

-Tabi ki…1880 yılında doğan 4 kuşak öncesinden Vehbi dede ile başlayan bir ticaret kültürü bizimkisi. Daha sonra bayrağı devralan Baki Yüksel, ardından babam Zeki Yüksel ve amcam Zühtü Yüksel. En son kuşak olarak da biz kuzenler Vehbi ve Sait Yüksel. Ataerkil aile yapısında babaların yok diyeceği hiçbir şeyi yapmayan, yapamayacakları şeyler için söz vermeyen, söz verdikleri için de yerine getirmek için sonuna kadar uğraşan bir anlayışın temsilcileriyiz aslında. Kar zararın kardeşidir düsturu ile hep sıcak temas ve doğru iletişim…

İlk kuşak nasıl geçirdi? Siz ne kattınız?

Babam ve amcamların zamanında daha çok malzeme satışı ağırlıklı bir yol izlenmişti. Benimle birlikte üretim tarafına da geçtik. Çelik konstrüksiyon üretip çelik binalar yapıyoruz. Panelsan bayiliği, çatı ve cephe kaplama işleri, saç kesim ve büküm vb. işleri yapıp sevkiyatları kendi araçlarımızla gerçekleştiriyoruz. Malzeme satışımızı ve ara mamul üretimimizi de35 kişilik profesyonel kadromuzla gerçekleştiriyoruz.

Nitelik gerektiren bir işyerindeyiz. Kadrodaki dağılım nedir?

Kuzemin Sait Yüksel dışında bir inşaat mühendisi, üretim şefleri, alanında uzman üretim ve montaj elemanları ile satış personellerinden oluşan bir hiyerarşik yapıya sahibiz.

Etkileşim alanınıza giren iller hangileridir?

İlk etkileşim merkezimiz sac profil hadde demir, sandviç panel ve galvaniz sactan oluşan cevherler yani hammaddenin çıkış noktası İskenderun tabi ki. Daha çok Ordu ve Giresun illerine iş yapıyoruz. Burada izlediğimiz strateji, kontrol edebileceğimiz işleri yapmak olduğu için kontrollü ve sağlıklı bir büyümeyi tercih ettik.

Bir anlamda müşteriye dokunmak olarak tanımlayabilir miyiz bu stratejiyi?

Tam anlamıyla öyle. Bu haftaya Ünye’de başladım, sonra Perşembe, dün Giresun ve birazdan da Fatsa’ya geçeceğim. Dolayısıyla kendimiz işleri bire bir takip edip müşteriye dokunmayı seviyoruz. Bu aslında en belirgin özelliğimiz. Çünkü bölge içinde de rekabetçi piyasa koşulları geçerli. Ve son 10 yıl içinde kademe kadem büyüyerek ciddi bir pazar payı oluşturduk. Portföyümüzü sürekli geliştirip eski müşterileri de koruyarak büyümeyi tercih ettik.

Yeni yatırım planlarınız var mı?

Şu an için yok. Son yıllarda döviz kurlarındaki oynaklığı ve faizlerin yükselmesini yatırımcının önünde en büyük engel olarak görüyorum. Durum böyle olunca mevcut yatırımları ve istihdamı korumak iş insanları için bu dönemde çok daha büyük önem kazanmıştır. Üstüne üstlük bir de dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan küresel salgın süreci. Piyasanın ve ülke ekonomisinin genel durumunu görmeden adım atmak akılcı gelmiyor bize.  İki bin metrekare kapalı alandayız ve yeni kesim makineleri aldık, kamyon vinç vs. aldık. Bu yatırımları iki yıl önce yapmıştık. Kazandığını işe yatırmayı seven bir işletmeyiz. Agresif bir anlayış içinde olmadık. Uzun vadeli iş planlamamızın getirdiği avantajları kullandık.

-Oldukça iyi referanslarınız var. Ordu veya Giresun olsun sektöründe üst düzeyde başarılar elde etmiş işletmelerle partnerlik yaptığınızı biliyoruz…

-Gerçekten çok başarılı firmaların çözüm ortağı olduk. İsim vermek istemem ancak sektör olarak baktığımızda bölgenin en önemli inşaat firmaları, tekstil firmaları, büyük fındık işletmecileri, makine sektörü, enerji sektörü, MDF sektörünün öncülerinin partneri olduk.

-Sektörün önde gelen firmalarının başındasınız. Biraz da sektöre ilişkin değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?

-Aslında bu sektörde de işleyiş fındık sektöründen pek farklı değil. Fiyatı alıcı ve satıcı belirliyor. Petrol, cevher ve hurda talebinin belirleyici olduğu bir piyasadayız. Ve bu üç unsurun çarpanı olarak dolar kurundaki iniş çıkışlar. Bu nedenle günlük opsiyonlar verebiliyoruz. Zaman zaman da tali etkenlerle malzeme sıkıntısı yaşayabiliyoruz.

-Son olarak Ordu ekonomisi üzerine birkaç cümle alabilir miyiz?

-Ordu ekonomisi son yıllarda önemli yatırımlar aldı. Ordu-Giresun Havalimanı, Ordu Üniversitesi, Karadeniz-Akdeniz Yolu Projesi, ilimizi Karadeniz’in yıldızı yaptı. Karma ekonomiye sahip ilimizde özellikle fındıktan giren sıcak para girmesi tarımsal alanda önemli bir avantajdır. Ayrıca bal, kivi ve balıkçılıktan bölge ekonomisine önemli kazanımlar sağlanmaktadır. Geleceğini ağırlıklı olarak turizmde gören kentte eko turizm ön plana çıkarılmalıdır. Ayrıca yatırımcıya sağlam alt yapı olanakları sunmalıyız. Yeni Organize Sanayi Bölgesi, Fatsa ek Organize ve Ünye Yeni Organize Bölgesi’nin acilen hayata geçmesi, kamulaştırmaların bitmesi bölge ekonomisinin gelişimine ve yeni istihdamlara katkı sağlayacaktır.

-Teşekkür ediyoruz.