Vakfıkebir… Yani “büyük vakıf”. Yavuz Sultan Selim’in annesi tarafından vakfedilmiş.  Eski zamanların Trabzon’unda “büyük liman”ın bir parçası ayrıca. Her ne kadar bayatlamayan kiloluk ekmekleri ile ünlü olsa da İSO ikinci 500’ün müdavimi olan Karadeniz Kardeşler’in markalaştırdığı Kebir Süt ve süt ürünlerinin 1940 yılında başlayan hikâyesi de burada başlar.  O tarihlerde yörenin köylerinden aldıkları tereyağı, peynir ve minzinin satışını yaparak başladıkları ticari yolculukta İkinci Dünya Savaşı yıllarının zorlu koşullarına rağmen doğallıktan ve kaliteden hiç ödün vermeden büyümeye devam etmişler. 1960’lı yılların başında ise sadece Karadeniz’de değil bölge insanının ciddi bir etkileşim halinde olduğu İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde de bilinir olmuş Kebir Süt Ürünleri. Derken İç ve Doğu Anadolu Bölgesi de Kebir markasıyla tanışır. Sanayileşmenin ilk adımlarının atıldığı 1993 yılında başlayan şirketleşme hamlesiyle kalitesini ve doğallığını 2000’li yıllara taşıyan Kebir her geçen gün artan talepler ve gelişen beğeniyle Türkiye’nin kahvaltılık ihtiyacını karşılamak için yeni yatırımlara girişir. Tesislerini dünya standartlarına uygun modernizasyonla yenileyen işletme bugün 10 bin metrekarelik alanda kurulu üretim tesisleri ve 300 çalışanı ile günde 150 bin ton süt işleme kapasitesine sahip bir firma olmuştur. Yurt geneline yayılmış 500’den fazla ana bayi ve 5 binden fazla tedarikçi ile dolaylı istihdam sağladığı kişi sayısı 20 bini geçen işletmenin İSO ikinci 500 referans listesine girmesi de geçmişten bugüne ulaşan başarının taçlanması anlamına geliyor. REŞAT GÜNGÖR/KARADENİZ EKONOMİ