Türkiye, 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanırken, önümüzdeki 4 yıl boyunca seçim olmayacak. Ancak, ekonomik zorluklar devam ediyor.

2023 yılı, ekonomik anlamda zor geçti ve 2024'te de benzer bir tablo öngörülüyor. İlk 6 ayda enflasyonun %70'lere çıkması, ikinci altı ayda ise %40'lara düşmesi bekleniyor. Hayat pahalılığı bir türlü düşmezken, asgari ücretten emekli maaşına kadar her kesime zam yapılması kaçınılmaz. Özellikle mazot ve akaryakıttaki yüksek vergilerin düşürülmesi gerekiyor.

Dolaylı vergilerin ağırlığı, bütçe açığını kapatmak için kullanılıyor, ancak bu durum tüm kesimleri olumsuz etkiliyor. Bankalara sermaye yatırabilenlerin yanında, normal vatandaş döviz ve altın alımına yöneliyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, özel projelere kredi verilmesi ve istihdamın artırılması ekonomik canlılığı sağlayabilir.

Türkiye'nin seçim odaklı olduğu bir dönemde, Avrupa'nın tedarikçi ülkesi olma hedefiyle zorlukları aşmaya çalıştığını görüyoruz. Ancak, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları iş birliği yaparak, sorunları çözüme kavuşturmalıdır. Fiyat artışlarının sürdüğü bu dönemde, gerçek gündemin ekonomi olması kaçınılmazdır.

Siviltoplum kuruluşları, iş dünyasının sorunlarını yapıcı bir şekilde ortaya koymalı ve çözüm önerileri sunmalıdır. Fiyatların yükseldiği, ekonominin ön planda olması gereken bir dönemde, bu iş birliği olmazsa iş dünyası ve esnaf 2024'te daha büyük bedeller ödemek zorunda kalacaktır.

Haftanın Sözü: Psikoloji diyor ki: "Problemlere odaklandığınızda, daha fazla problemle karşılaşırsınız. Olasılıklara ve fırsatlara odaklandığınızda, daha fazla fırsatınız olur."