Seçimlerin sona ermesiyle birlikte, Türkiye'ye ve Türk ekonomisine güvenin artırılması, Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin canlandırılması, hukukun üstünlüğü, eğitim, liyakat, şeffaflık ve kurumların bağımsızlığı gibi konularda her kesimi kapsayan somut adımların atılmasını bekliyoruz. Tüm kesimlerin ortak beklentisi, ekonomide yaşanan zorlukların ekonominin kurallarıyla çözülmesidir. Ayrıca, ekonominin rahatlaması için doğrudan yabancı sermaye girişini artırmak için hızlı adımlar atılması gerekmektedir.

Ülkemizin diğer dünya ülkeleriyle rekabet gücünü koruması ve artırması için, yeni hükümetin öncelikli olarak yatırım ortamının iyileştirilmesine odaklanması gerekmektedir. Avrupa Birliği ile yeni bir başlangıç yapılmalı ve yabancı sermaye yatırımlarının ülkemize çekilmesi cazip hale getirilmelidir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkemize gelmesi, öncelikle istihdamın artması anlamına gelir.

Ekonomi yazarları, ekonominin kurallarının uygulanacağı mesajının seçimlerden sonra verilmesinin önemini vurgularken, seçimlerin sona erdiğini ve hükümet tarafından verilen mesajlara bakıldığında ekonominin öncelik olduğunu görmekteyiz. Kabinede Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'ın yer alması ve ilk mesajların da bu doğrultuda gelmesi, para politikasında ortodoks politikalara geçiş sinyali olarak yorumlanıyor.İlk beklenti, elbette Merkez Bankası'nın resmi olarak sıkı bir politikaya geçmesidir. Yani politika faizini mevcut ekonomik normlarımızın gerektirdiği seviyeye yükseltmesidir.

Son olarak Karadeniz Ekonomi programına konuk aldığım  iş insanı Burhan Çakmak, ekonominin kurallarının uygulanmaması durumunda ülke ekonomisinde önemli iflasların yaşanabileceğini ve bunun sonucunda istihdama zarar vererek işsizliği artıracağını açıkça belirtti. Bu nedenle, iş dünyasının sesine kulak vermek önemlidir.

Yüksek enflasyon, dalgalı döviz kuru ve faizle mücadele eden ülke ekonomisinde, iş dünyasının beklentisi finansmana ve teşviklere daha kolay erişim sağlanması ve prosedürlerin azaltılarak basitleştirilmesidir. Şu anda belirli sektörlerde ihracat sorunları yaşanmaktadır ve bunun temel nedeni baskılı döviz politikasıdır. Dolayısıyla, ihracatçılar için daha rekabetçi bir döviz politikası oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca, geçmiş dönemlerde istihdamı artırmaya yönelik olarak verilen iş başı eğitimi gibi teşviklerin yeniden uygulanması, istihdam artışına ve işsizliğin azalmasına katkı sağlayacaktır.

Haftanın Sözü

Doğru girişimci hayalperest değil,yapandır.