13.12.2024
Türkiye ekonomisi, uzun süredir bir dizi zorlukla mücadele ediyor. Sadece büyükşehirlerde değil, Anadolu’nun dört bir yanında hissedilen ekonomik daralma, sanayi üretimi ve reel sektörü derinden etkiliyor.
2023 yılı bilançolarına bakıldığında, Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve yüksek enflasyonun işletmelerin cirolarına doğrudan yansıdığı açıkça görülmekte. Bununla birlikte, sanayide yaşanan kan kaybı, parasal sıkılaştırma politikalarının ve dış pazardaki daralmanın etkisiyle ekim ayında da sürdü. TÜİK’in açıkladığı verilere göre, sanayi üretimi aylık bazda %0,9, yıllık bazda ise %3,1 düşüş kaydetti.
Ekonomide Teknik Resesyon ve Reel Sektör Üzerindeki Etkileri
Türkiye, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerine göre 2023’ün ikinci ve üçüncü çeyreklerinde küçülerek “teknik resesyon”a girdi. Bu süreçte konkordato ilan eden ve iflas erteleyen şirketlerin sayısında ciddi bir artış yaşandı. 2023 yılında, bir önceki yıla kıyasla kapanan şirketlerin sayısı %11,7 artarak 25 bin 883’e ulaştı. Gerçek kişi ticari işletmelerde ise %42,3’lük artışla 32 bin 993 işletme faaliyetini sonlandırdı. Aynı dönemde tasfiye edilen şirket sayısı %30 oranında artış gösterdi. Kurulan şirket sayısındaki %8,3’lük düşüş ise ekonomik daralmanın ne denli geniş bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor.
2024 yılına ilişkin veriler de umut verici değil. Açılan şirket sayısının kapatılanlara oranla düşük seyredeceği ve iflasların artacağı öngörülüyor. Bu tablo, 2025 yılına kadar reel sektördeki zorlukların devam edeceğine işaret ediyor. Özellikle Anadolu’da sanayicilerin kâr marjlarının düştüğü, bilançolardan açıkça görülmekte. Bu durum, istihdamı ve yatırımları tehdit ediyor.
Sanayiye Yönelik Çıkış Yolları
Ekonomistlere göre, mevcut parasal sıkılaştırma politikaları kapsamında kredi faizlerindeki artış ve krediye erişim zorluğu, özellikle KOBİ’leri olumsuz etkiliyor. Yükselen faiz oranları, sermayenin üretim yerine faiz getirili enstrümanlara yönelmesine neden oluyor. Aynı zamanda düşük kur politikası, ihracata dönük üretim yapan sanayicilerin rekabet gücünü zayıflatıyor. Avrupa ekonomilerindeki daralma ve talep gerilemesi de ihracatçılar üzerinde ek bir baskı yaratıyor.
Bu zorlukların aşılması için ekonomi yönetiminin, üretim yapan reel sektör ve esnafı destekleyecek kapsamlı bir ekonomik paket sunması şart. Aksi takdirde, sadece büyükşehirlerde değil, Anadolu’da da ekonomik daralma derinleşebilir.
Öneriler ve Beklentiler
• Finansmana Erişim Kolaylaştırılmalı: KOBİ’lerin finansman yükünü hafifletmek için düşük faizli kredi imkanları sunulmalı.
• Teşvik Paketleri Geliştirilmeli: İhracatçılara özel destekler sağlanarak küresel pazarlardaki rekabet güçleri artırılmalı.
• Sanayi ve Ticaretin İhtiyaçlarına Yönelik Çözümler: Sanayi firmalarının tedarik zinciri sorunlarını çözmek için yerel ve bölgesel iş birlikleri teşvik edilmeli.
• KDV ve Vergi Teşvikleri: İşletmelerin nakit akışlarını rahatlatacak vergi indirimi ve KDV iadesi düzenlemeleri yapılmalı.
Ekonomik büyümenin temelini oluşturan reel sektör, Türkiye’nin üretim kapasitesini, istihdamını ve ihracatını artırmak için stratejik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, sanayicilerin ve KOBİ’lerin üzerindeki finansal baskının hafifletilmesi, sadece ekonominin toparlanması için değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma için de hayati bir adımdır. Ekonomi yönetiminin atacağı adımlar, toplumun tüm kesimlerinin beklentisi haline gelmiştir.
HAFTANIN SÖZÜ
Bu çağda bilgelik; “Bilmiyorum ama araştırayım demekten” geçiyor.