Şimdiye kadar tam 7 defa fındık alımı için görevlendirilen Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)  Genel Müdürü sayın Ahmet Güldal ile iki gün önce telefonda konuştum. Neredeyse yarım saate yakın süren görüşmede fındığa ilişkin yapılması gerekenler üzerinde sayın genel müdürün samimi yaklaşımından duyduğum memnuniyeti bir kez daha dile getirmek isterim. Güldal, sorularımıza tüm açıklığı ile cevaplar verdi. Gördüm ki; TMO bu yıl 7’nci defa girdiği müdahale alımlarına çok sıkı hazırlanmış ve sektörü çok yakından biliyor. Ahmet Güldal ve ekibi neredeyse 24 saat gelişmeleri yakından takip ediyor, düzenli olarak Karadeniz’in doğusundaki ve batısındaki alım merkezlerini denetliyorlar.

TMO Genel Müdürü, “amacımız regülasyon alırken üreticiyi, satarken de tüketiciyi korumak. olmalıdır” derken önce stratejik ürün olan fındıkta ülke çıkarlarına vurgu yaptı. Güldal, “fındıkta ülke çıkarları için devreye girdik ve yine aynı doğrultuda görev yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Güldal, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak bundan sonraki yol haritasına ilişkin ipuçlarını da şu sözlerle verdi: “Bizim için üreticimiz de sanayicimiz de önemlidir. Her iki tarafı da düşünmek zorundayız. Kurum olarak fındıkta 7’nci defa müdahale alımı gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Fındık Çalıştayı’nda ortaya çıkan öngörüleri dikkate alarak Cumhurbaşkanımız fındık fiyatını açıkladı. Maliyetlere göre hesaplamalar yaptık. Piyasa fiyatları nasıl oluşması gerekiyorsa ona uygun hareket ettik. Biz o süreçten önce tüm hazırlıklarımızı teoride yapmıştık. Açıklama geldikten sonra pratiğe döktük. 34 noktada 61 ekip 700 personelle hazırlandık. Önce eğitim toplantıları yaptık ve 21 Ağustos’tan itibaren de fındık almaya başladık. 200 bin ton depo kapasitem var. Ama diyelim ki 200 bin tonu doldurduk. Hemen Çorum gibi yakın bir ilde 250 bin ton boş kapasitemiz var oraya taşırız.”

Sözlerini, “planlamamızı üreticimizi mağdur etmeyecek şekilde yaptık” diye sürdüren başarılı genel müdür,” ilk bir haftanın yağışlı olması nedeniyle yüzde 40’lara varan geri dönüşler oldu. Daha sonraki hafta havaların iyi gitmesi,  rutubet olayının ortadan kalkması ile kurutmaların iyi yapılmasıyla geri dönüşler yüzde 4’lere kadar düştü. Levant kalite fındığı 16,50 olarak açıkladık. Ama randıman çok iyi olan yerlerde 18 liraya kadar çıkan fiyatlar gördük. Üreticiler bizim alım politikalarımızı iyice bilmedikleri için tüccarlar da TMO biraz alır sonra daha almaz, parasını 20 günde bile vermez,  gideni hemen geri gönderiyor gibi yorumlar yaptığı için TMO’nun alım politikası ile ilgili afiş hazırlatıp dağıttırmak zorunda kaldık. Belki tamamı için söyleyemem ancak bazı tüccarların dediği gibi bir durum söz konusu değil. Üreticilerimiz bu tür söylemlere itibar etmemelidir. Uzmanlarımız mesai saatlerinde arayan herkese bilgi veriyor. Bu spekülasyonlar yüzünden biz 11,2 milyon lirayı gününden önce üreticilerimizin hesaplarına yatırdık. Ki vatandaşımızın aklında para ödemesi yapacaklar mı? diye bir soru işareti kalmasın.”

Sayın genel müdüre “kota” uygulayıp uygulamadıklarını da sorduk. İşte kota konusunda Güldal’ın verdiği cevap. “Kota diye bir sınırlamamız yok. Aksine bölgenin tarım kuruluşlarının yaptıkları verim tahminleri sonucunda fındığına iyi bakanın veriminin beklenenden yüksek olan yerlerde TMO yüzde 10- 15 aralığında artırım yaptı. Ancak, ne gelirse gelsin alalım dediğimiz zaman da ortaya şöyle bir şey çıkar. Tüccar gidip köylerden topladığı ürünü 13 veya 14 liradan alıp bana 16 liraya satacak.  Bunlar olacak demiyorum… Ama geçmişte yaşandı. Tabi ki hepsi için söylemiyorum ama bazı kötü niyetli fırsat kollayan kişiler üreticinin cebine girecek parayı kendileri alacaklar. Evet tüccar kırığına rutubetine bakmıyor ama o zaten benden 1,5 lira aşağısında alıyor ve ürünü 10 günde paraya çeviriyor. Ama TMO yeri geliyor bir yıl bekletiyor. 10 bin tonluk bir ürünün içine rutubeti yüksek bir ürün girerse iki ay sonra aflatoksin oluşumu başlar. O zaman bütün stok çöpe atılmış olur. Kriterlerimizden taviz vermememizin ana nedeni budur. Ayrıca üreticilerimize en iyi fiyatı devlet verdiyse eğer üretici de en iyi fındığını TMO’ ya getirsin. Daha doğrusu fındığına iyi baksın.”

Fındık sektörüne hâkim olduğu her cümlesinden belli olan Güldal, yarım saatlik görüşmeyi şu sözlerle sonlandırdı. “Deneyimlerimizden edindiğimiz bir başka sorun da randevu konusu. Batı Karadeniz randevusuna sadık. 80 kişi randevu alıyorsa 75’i kesin geliyor. Doğu Karadeniz de ise 80 kişi randevu alıyorsa 55-60 kişi ancak geliyor. Gelmedikleri zaman fındığını gerçekten TMO’ya vermek isteyenleri de geciktirmiş oluyorlar.”

Bu samimi açıklamalardan çıkardığımız sonuç şu oldu. TMO, akıcı ve düzenleyici alımlarına devam edeceğini birinci ağızdan açıkça söyledi. Türk fındık sanayicisi de fındık fiyatlarının özel sektörle TMO arasında fazla bir fark olmayacağını söylemişlerdi. Zaten 14 liraya düşen fındık fiyatları TMO düzenli ve akıcı alımlar yaptığında ödemeleri de gerçekleştirdiğinde tekrar 15 lira bandına yükseldi. Bunu net bir şekilde gören TMO Genel Müdürü bu olumlu süreci koruyacaklarını söyledi.

Samimi ve keyifli geçen bu görüşmeden ortaya çıkardığımız sonuç şu oldu. Fındıkta altyapı eksikliklerini tamamladığımızda ve lisanslı borsacılığı kurduğumuzda inanıyorum ki TMO’nun gelecek yıllarda müdahale etmesine dahi gerek kalmayacak. Yeter ki biz altyapı eksikliklerini fındık sektöründe tamamlayalım.

TMO Genel Müdürü fındık sektörüne hakim

Şimdiye kadar tam 7 defa fındık alımı için görevlendirilen Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)  Genel Müdürü sayın Ahmet Güldal ile iki gün önce telefonda konuştum. Neredeyse yarım saate yakın süren görüşmede fındığa ilişkin yapılması gerekenler üzerinde sayın genel müdürün samimi yaklaşımından duyduğum memnuniyeti bir kez daha dile getirmek isterim. Güldal, sorularımıza tüm açıklığı ile cevaplar verdi. Gördüm ki; TMO bu yıl 7’nci defa girdiği müdahale alımlarına çok sıkı hazırlanmış ve sektörü çok yakından biliyor. Ahmet Güldal ve ekibi neredeyse 24 saat gelişmeleri yakından takip ediyor, düzenli olarak Karadeniz’in doğusundaki ve batısındaki alım merkezlerini denetliyorlar.

TMO Genel Müdürü, “amacımız regülasyon alırken üreticiyi, satarken de tüketiciyi korumak. olmalıdır” derken önce stratejik ürün olan fındıkta ülke çıkarlarına vurgu yaptı. Güldal, “fındıkta ülke çıkarları için devreye girdik ve yine aynı doğrultuda görev yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Güldal, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak bundan sonraki yol haritasına ilişkin ipuçlarını da şu sözlerle verdi: “Bizim için üreticimiz de sanayicimiz de önemlidir. Her iki tarafı da düşünmek zorundayız. Kurum olarak fındıkta 7’nci defa müdahale alımı gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Fındık Çalıştayı’nda ortaya çıkan öngörüleri dikkate alarak Cumhurbaşkanımız fındık fiyatını açıkladı. Maliyetlere göre hesaplamalar yaptık. Piyasa fiyatları nasıl oluşması gerekiyorsa ona uygun hareket ettik. Biz o süreçten önce tüm hazırlıklarımızı teoride yapmıştık. Açıklama geldikten sonra pratiğe döktük. 34 noktada 61 ekip 700 personelle hazırlandık. Önce eğitim toplantıları yaptık ve 21 Ağustos’tan itibaren de fındık almaya başladık. 200 bin ton depo kapasitem var. Ama diyelim ki 200 bin tonu doldurduk. Hemen Çorum gibi yakın bir ilde 250 bin ton boş kapasitemiz var oraya taşırız.”

Sözlerini, “planlamamızı üreticimizi mağdur etmeyecek şekilde yaptık” diye sürdüren başarılı genel müdür,” ilk bir haftanın yağışlı olması nedeniyle yüzde 40’lara varan geri dönüşler oldu. Daha sonraki hafta havaların iyi gitmesi,  rutubet olayının ortadan kalkması ile kurutmaların iyi yapılmasıyla geri dönüşler yüzde 4’lere kadar düştü. Levant kalite fındığı 16,50 olarak açıkladık. Ama randıman çok iyi olan yerlerde 18 liraya kadar çıkan fiyatlar gördük. Üreticiler bizim alım politikalarımızı iyice bilmedikleri için tüccarlar da TMO biraz alır sonra daha almaz, parasını 20 günde bile vermez,  gideni hemen geri gönderiyor gibi yorumlar yaptığı için TMO’nun alım politikası ile ilgili afiş hazırlatıp dağıttırmak zorunda kaldık. Belki tamamı için söyleyemem ancak bazı tüccarların dediği gibi bir durum söz konusu değil. Üreticilerimiz bu tür söylemlere itibar etmemelidir. Uzmanlarımız mesai saatlerinde arayan herkese bilgi veriyor. Bu spekülasyonlar yüzünden biz 11,2 milyon lirayı gününden önce üreticilerimizin hesaplarına yatırdık. Ki vatandaşımızın aklında para ödemesi yapacaklar mı? diye bir soru işareti kalmasın.”

Sayın genel müdüre “kota” uygulayıp uygulamadıklarını da sorduk. İşte kota konusunda Güldal’ın verdiği cevap. “Kota diye bir sınırlamamız yok. Aksine bölgenin tarım kuruluşlarının yaptıkları verim tahminleri sonucunda fındığına iyi bakanın veriminin beklenenden yüksek olan yerlerde TMO yüzde 10- 15 aralığında artırım yaptı. Ancak, ne gelirse gelsin alalım dediğimiz zaman da ortaya şöyle bir şey çıkar. Tüccar gidip köylerden topladığı ürünü 13 veya 14 liradan alıp bana 16 liraya satacak.  Bunlar olacak demiyorum… Ama geçmişte yaşandı. Tabi ki hepsi için söylemiyorum ama bazı kötü niyetli fırsat kollayan kişiler üreticinin cebine girecek parayı kendileri alacaklar. Evet tüccar kırığına rutubetine bakmıyor ama o zaten benden 1,5 lira aşağısında alıyor ve ürünü 10 günde paraya çeviriyor. Ama TMO yeri geliyor bir yıl bekletiyor. 10 bin tonluk bir ürünün içine rutubeti yüksek bir ürün girerse iki ay sonra aflatoksin oluşumu başlar. O zaman bütün stok çöpe atılmış olur. Kriterlerimizden taviz vermememizin ana nedeni budur. Ayrıca üreticilerimize en iyi fiyatı devlet verdiyse eğer üretici de en iyi fındığını TMO’ ya getirsin. Daha doğrusu fındığına iyi baksın.”

Fındık sektörüne hâkim olduğu her cümlesinden belli olan Güldal, yarım saatlik görüşmeyi şu sözlerle sonlandırdı. “Deneyimlerimizden edindiğimiz bir başka sorun da randevu konusu. Batı Karadeniz randevusuna sadık. 80 kişi randevu alıyorsa 75’i kesin geliyor. Doğu Karadeniz de ise 80 kişi randevu alıyorsa 55-60 kişi ancak geliyor. Gelmedikleri zaman fındığını gerçekten TMO’ya vermek isteyenleri de geciktirmiş oluyorlar.”

Bu samimi açıklamalardan çıkardığımız sonuç şu oldu. TMO, akıcı ve düzenleyici alımlarına devam edeceğini birinci ağızdan açıkça söyledi. Türk fındık sanayicisi de fındık fiyatlarının özel sektörle TMO arasında fazla bir fark olmayacağını söylemişlerdi. Zaten 14 liraya düşen fındık fiyatları TMO düzenli ve akıcı alımlar yaptığında ödemeleri de gerçekleştirdiğinde tekrar 15 lira bandına yükseldi. Bunu net bir şekilde gören TMO Genel Müdürü bu olumlu süreci koruyacaklarını söyledi.

Samimi ve keyifli geçen bu görüşmeden ortaya çıkardığımız sonuç şu oldu. Fındıkta altyapı eksikliklerini tamamladığımızda ve lisanslı borsacılığı kurduğumuzda inanıyorum ki TMO’nun gelecek yıllarda müdahale etmesine dahi gerek kalmayacak. Yeter ki biz altyapı eksikliklerini fındık sektöründe tamamlayalım.

TMO Genel Müdürü fındık sektörüne hakim

Şimdiye kadar tam 7 defa fındık alımı için görevlendirilen Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)  Genel Müdürü sayın Ahmet Güldal ile iki gün önce telefonda konuştum. Neredeyse yarım saate yakın süren görüşmede fındığa ilişkin yapılması gerekenler üzerinde sayın genel müdürün samimi yaklaşımından duyduğum memnuniyeti bir kez daha dile getirmek isterim. Güldal, sorularımıza tüm açıklığı ile cevaplar verdi. Gördüm ki; TMO bu yıl 7’nci defa girdiği müdahale alımlarına çok sıkı hazırlanmış ve sektörü çok yakından biliyor. Ahmet Güldal ve ekibi neredeyse 24 saat gelişmeleri yakından takip ediyor, düzenli olarak Karadeniz’in doğusundaki ve batısındaki alım merkezlerini denetliyorlar.

TMO Genel Müdürü, “amacımız regülasyon alırken üreticiyi, satarken de tüketiciyi korumak. olmalıdır” derken önce stratejik ürün olan fındıkta ülke çıkarlarına vurgu yaptı. Güldal, “fındıkta ülke çıkarları için devreye girdik ve yine aynı doğrultuda görev yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Güldal, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak bundan sonraki yol haritasına ilişkin ipuçlarını da şu sözlerle verdi: “Bizim için üreticimiz de sanayicimiz de önemlidir. Her iki tarafı da düşünmek zorundayız. Kurum olarak fındıkta 7’nci defa müdahale alımı gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Fındık Çalıştayı’nda ortaya çıkan öngörüleri dikkate alarak Cumhurbaşkanımız fındık fiyatını açıkladı. Maliyetlere göre hesaplamalar yaptık. Piyasa fiyatları nasıl oluşması gerekiyorsa ona uygun hareket ettik. Biz o süreçten önce tüm hazırlıklarımızı teoride yapmıştık. Açıklama geldikten sonra pratiğe döktük. 34 noktada 61 ekip 700 personelle hazırlandık. Önce eğitim toplantıları yaptık ve 21 Ağustos’tan itibaren de fındık almaya başladık. 200 bin ton depo kapasitem var. Ama diyelim ki 200 bin tonu doldurduk. Hemen Çorum gibi yakın bir ilde 250 bin ton boş kapasitemiz var oraya taşırız.”

Sözlerini, “planlamamızı üreticimizi mağdur etmeyecek şekilde yaptık” diye sürdüren başarılı genel müdür,” ilk bir haftanın yağışlı olması nedeniyle yüzde 40’lara varan geri dönüşler oldu. Daha sonraki hafta havaların iyi gitmesi,  rutubet olayının ortadan kalkması ile kurutmaların iyi yapılmasıyla geri dönüşler yüzde 4’lere kadar düştü. Levant kalite fındığı 16,50 olarak açıkladık. Ama randıman çok iyi olan yerlerde 18 liraya kadar çıkan fiyatlar gördük. Üreticiler bizim alım politikalarımızı iyice bilmedikleri için tüccarlar da TMO biraz alır sonra daha almaz, parasını 20 günde bile vermez,  gideni hemen geri gönderiyor gibi yorumlar yaptığı için TMO’nun alım politikası ile ilgili afiş hazırlatıp dağıttırmak zorunda kaldık. Belki tamamı için söyleyemem ancak bazı tüccarların dediği gibi bir durum söz konusu değil. Üreticilerimiz bu tür söylemlere itibar etmemelidir. Uzmanlarımız mesai saatlerinde arayan herkese bilgi veriyor. Bu spekülasyonlar yüzünden biz 11,2 milyon lirayı gününden önce üreticilerimizin hesaplarına yatırdık. Ki vatandaşımızın aklında para ödemesi yapacaklar mı? diye bir soru işareti kalmasın.”

Sayın genel müdüre “kota” uygulayıp uygulamadıklarını da sorduk. İşte kota konusunda Güldal’ın verdiği cevap. “Kota diye bir sınırlamamız yok. Aksine bölgenin tarım kuruluşlarının yaptıkları verim tahminleri sonucunda fındığına iyi bakanın veriminin beklenenden yüksek olan yerlerde TMO yüzde 10- 15 aralığında artırım yaptı. Ancak, ne gelirse gelsin alalım dediğimiz zaman da ortaya şöyle bir şey çıkar. Tüccar gidip köylerden topladığı ürünü 13 veya 14 liradan alıp bana 16 liraya satacak.  Bunlar olacak demiyorum… Ama geçmişte yaşandı. Tabi ki hepsi için söylemiyorum ama bazı kötü niyetli fırsat kollayan kişiler üreticinin cebine girecek parayı kendileri alacaklar. Evet tüccar kırığına rutubetine bakmıyor ama o zaten benden 1,5 lira aşağısında alıyor ve ürünü 10 günde paraya çeviriyor. Ama TMO yeri geliyor bir yıl bekletiyor. 10 bin tonluk bir ürünün içine rutubeti yüksek bir ürün girerse iki ay sonra aflatoksin oluşumu başlar. O zaman bütün stok çöpe atılmış olur. Kriterlerimizden taviz vermememizin ana nedeni budur. Ayrıca üreticilerimize en iyi fiyatı devlet verdiyse eğer üretici de en iyi fındığını TMO’ ya getirsin. Daha doğrusu fındığına iyi baksın.”

Fındık sektörüne hâkim olduğu her cümlesinden belli olan Güldal, yarım saatlik görüşmeyi şu sözlerle sonlandırdı. “Deneyimlerimizden edindiğimiz bir başka sorun da randevu konusu. Batı Karadeniz randevusuna sadık. 80 kişi randevu alıyorsa 75’i kesin geliyor. Doğu Karadeniz de ise 80 kişi randevu alıyorsa 55-60 kişi ancak geliyor. Gelmedikleri zaman fındığını gerçekten TMO’ya vermek isteyenleri de geciktirmiş oluyorlar.”

Bu samimi açıklamalardan çıkardığımız sonuç şu oldu. TMO, akıcı ve düzenleyici alımlarına devam edeceğini birinci ağızdan açıkça söyledi. Türk fındık sanayicisi de fındık fiyatlarının özel sektörle TMO arasında fazla bir fark olmayacağını söylemişlerdi. Zaten 14 liraya düşen fındık fiyatları TMO düzenli ve akıcı alımlar yaptığında ödemeleri de gerçekleştirdiğinde tekrar 15 lira bandına yükseldi. Bunu net bir şekilde gören TMO Genel Müdürü bu olumlu süreci koruyacaklarını söyledi.

Samimi ve keyifli geçen bu görüşmeden ortaya çıkardığımız sonuç şu oldu. Fındıkta altyapı eksikliklerini tamamladığımızda ve lisanslı borsacılığı kurduğumuzda inanıyorum ki TMO’nun gelecek yıllarda müdahale etmesine dahi gerek kalmayacak. Yeter ki biz altyapı eksikliklerini fındık sektöründe tamamlayalım.