13.11.2024
Kısa adı (TÜRK-İŞ) olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, açlık sınırını 20 bin 431TL. olarak açıklamış.
TÜRK-İŞ’in, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla yaptırdığı araştırmada, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcamasının, yani bir başka deyişle açlık sınırının 20 bin 431 TL’ye yükseldiği belirtilmiş.
TÜRK-İŞ aynı araştırmada ayrıca, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarının, dolayısıyla yoksulluk sınırının ise 66 bin 553 TL’ye yükseldiğini duyurmuş.
Dört kişilik aile için durum böyleyken bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26 bin 526 liraya yükselmiş.
Hayat pahalılığı dar ve sabit gelirlileri ezmeye devam ediyor.
TÜRK-İŞ'in raporuna göre artan pahalılık, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış, bir önceki aya göre yüzde 3,03 oranında gerçekleşmiş.
Buna göre yıl içindeki artış oranı, yani on aylık değişim yüzde 41,5 olarak gerçekleşmiş.
Ekim 2023 ile Ekim 2024 arasındaki yıllık değişim ise yüzde 68,07 olmuş.
Artan pahalılık ki; buna ''Enflasyon Canavarı'' diyoruz.
Rahmetli Süleyman Demirel'in 1991 yılında katıldığı bir televizyon programında o yıllarda liderler, seçimler öncesinde televizyonlara çıkarlar, kimi zaman gazetecilerin sorularını cevaplarlarken, kimi zamanda karşılıklı konuşarak, seçmenlere projelerini ve siyasi düşüncelerini anlatırlardı.
Rahmetli Süleyman Demirel böyle bir program sırasında, ''Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır.'' demişti.
Ülkemizde yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren milyonlarca insanımız var maalesef.
İbni Haldun, ''Coğrafya kaderdir'' demiş ama yoksulluk kaderim olamaz.
Bundan kurtulmalıyız.
Kötülüğün veya suç işlemenin bir mazereti olamaz ancak, asayiş olayların tamamına yakınının, kentlerin çeperlerinde yani yoksulluğun daha yaygın olduğu yerlerde yaşandığını görüyoruz ne yazık ki:
Ülkemiz, orta gelir tuzağına yakalanmış durumda ve bir türlü o tuzaktan kurtulamıyor.
Ki;
Ülkemizde kişi başına düşen milli gelir 8 bin 500 seviyesinde maalesef.
Kaldı ki bunu bile eşit dağıtamıyoruz.
12 bin 500 liralık en düşük emekli aylığı alanları hiç hesaba bile katmadan, 17 bin liralık asgari ücretlinin milli gelirden aldığı pay, 6 bin doları bulmuyor.
Ki;
12 bin liralık emekli maaşıyla geçindiği için asgari ücretlinin 6 bin dolarlık kişi başına düşen gelirini bile göremeyenler var yani.
Dışişleri Bakanlığımızın internet sitesinde, bizi kıskandığını düşündüğümüz Almanya'da 2023 yılında kişi başına milli gelirin 52 bin 823 dolar olduğu belirtiliyor.
Ülkemdeki yaşam standardının da Almanya'nın yaşam standardını yakalamasını çok isterim elbette.
Şunu demek istiyorum:
Hans'la kendimi kıyaslayacak değilim elbette ama geliri itibariyle yaşam standardı açlık sınırını geçememiş biri olarak, ülkemizin, gerçekten Almanya'nın bizi kıskanacağı günlere ulaşmasını yürekten dilerim.